Bir başka derbiydi bu

Müthiş bir derbi mücadelesi oldu, tamam da hepsi o kadar mı?
Bugüne kadar görülmemiş, yaşanmamış güzelliklerin, hasret kaldığımız dostlukların bu derbiye damga vurması da Türk futbolu için bir kazanç değil mi?
Neydi o bıçaklar, bıçaklananlar, sopalar, kırık camlar kapılar, darmadağın edilmiş otobüsler, karşılıklı kovalamacalar.
Sadece Türk medyasında değil, tüm dünyada yayınlanan ne iğrenç görüntülerdi onlar.
Şimdi takdir etmemek mümkün mü, Fikret Orman'ı Ali Koç'u. Derbi öncesi bir araya gelip tüm taraftarlara ve Türkiye'ye verdikleri dostluk mesajlarını.
Hele hele Ali Koç'un maç sonrası Fenerbahçe tribününe gidip," Fazla sevinmeyin,abartmayın" sözleri ile ortamın gerilmesini önleme çabalarını görmeme imkanı var mı?
Hakemin de öne geçmemesi, sadece çekişme, heyecan ve gollerin gündeme oturması da futbol adına ayrı bir sevinç kaynağı.
İnşallah bu maçlara, tribünlere, sayfalara, yöneticilere gelen huzur, sadece tek günlük olmaz, devamı gelir.

Maçlarda mutlaka taraflar arasında çekişme olacak. Bu da işin tadı tuzu.
Ancak bu çekişme şiddet ile değil, terbiye sınırları içinde kalan tezahürat, yazışma, capsler ile olursa tadı olur.
Medeni bir şekilde.
Mesela, yine derbi sonrası internette yayınlanan "3-3 olunca metrobüs ile eve döndü" caps'i gibi.

Derbinin bizi ilgilendiren bir başka yönü de var.
Fenerbahçe bu rüzgar ile tehlike bölgesinden uzaklaşmaya doğru yelken açacaktır. Beşiktaş maçının ilk yarısında 16. ikinci yarısında ise 14.olan Fenerbahçe artık, Rize önünde de avantajlı duruma geçti.
Dileğimiz Bursaspor'un da Sivasspor maçında aynı rüzgarı yakalaması.