Hava Durumu
Web.tv
Bu Lig’in gerçekten bir anlamı kalmadı
Yazının Giriş Tarihi: 02.12.2014 07:42
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.12.2014 07:42
Geçen hafta kalemimi sık sık Fenerbahçe için kullanmıştım.
İşte yazdıklarım daha 3 gün geçmeden aynen yaşandı. Aslında bu normal ve beklenen bir gelişme ama aynen şike gibi Türk futbolunu yerle bir eden bir olay.
Mücadeleyi, maça gitmeyi, hedef seçmeyi, sevinmeyi, para bulup borca girmeyi manasızlaştıran, kısacası insanları futboldan koparan bir olay.
Fenerbahçe, bu düzeni kendine uydurmak için sürekli sallayacaksa, TFF’yi ve hakemleri “Emirerim Ramazan” gibi görecekse diğer takımların ne anlamı var?
Son yazdıklarımın daha mürekkebi kurumadı:
“Ofsayt falan bahane. Bursaspor maçında penaltı vermediği için Fırat Aydınus onlara göre kötü oluyor. Gayet net ve açık. Çeneleri hiç durmuyor. Gaye hakemleri sürekli baskı altında tutmak “
İşte ispatı.
Bu olayın ardından, Tolga Özkalfa penaltı ile hiç alakası olmayan pozisyona önce “Bir şey yok” dedi, ardından penaltı verdi. Son anda Fenerbahçe’yi yenilgiden kurtardı. Sanki bir anda Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe tehditleri aklına geldi, eli titreyerek beyaz noktayı gösterdi. Başka türlü izah edilmesi mümkün olmayan bir davranış.
Yazık değil mi Eskişehirspor’a?
Yazık değil mi liderlik mücadelesi yapan takımlara?
Dikkat edin, şimdi Aziz Yıldırım’da ve Fenerbahçe’de çıt yok. Neden? Çünkü hakem onlara hizmet etti. Tolga Özkalfa’dan iyisi yok. Kadıköy’de penaltılar çoğaldıkça ellerini ovuşturup keyifleniyorlar. Üyeyi geçtik, internet capsleri gibi hedef 1 milyon penaltı.
Ondan sonra “Fenerbahçe düşmanlığı çoğalıyor” diye ağla.
Bu gelişmeler devam ettikçe, azalır mı?
HERKES OYNUYOR DA?
3-4 günde bir maç oynamak nedense sorun oluyor Türkiye’de.
Sanki futbolcular çok iş yapıyormuş gibi, itirazlar yükseliyor. Bu kadar yüksek rakamlara rağmen Avrupa temposunun çok altında kalmayı dert edinen yok. Dikkat ettim, Asteras Tripolis 27 Kasım’da Beşiktaş ile Avrupa Ligi maçını oynadıktan sonra 30 Kasım’da Ergotelis deplasmanına gitmiş, 4-1 de galip gelmiş. Asteras sıradan bir takım. Ancak Avrupa sistemi tıkır tıkır çalışıyor. “Ah,vah” çeken de yok.
Bizde ise “Yorgunluk kalkanı” kulüp store’larında ürün haline geldi.
İşte yazdıklarım daha 3 gün geçmeden aynen yaşandı. Aslında bu normal ve beklenen bir gelişme ama aynen şike gibi Türk futbolunu yerle bir eden bir olay.
Mücadeleyi, maça gitmeyi, hedef seçmeyi, sevinmeyi, para bulup borca girmeyi manasızlaştıran, kısacası insanları futboldan koparan bir olay.
Fenerbahçe, bu düzeni kendine uydurmak için sürekli sallayacaksa, TFF’yi ve hakemleri “Emirerim Ramazan” gibi görecekse diğer takımların ne anlamı var?
Son yazdıklarımın daha mürekkebi kurumadı:
“Ofsayt falan bahane. Bursaspor maçında penaltı vermediği için Fırat Aydınus onlara göre kötü oluyor. Gayet net ve açık. Çeneleri hiç durmuyor. Gaye hakemleri sürekli baskı altında tutmak “
İşte ispatı.
Bu olayın ardından, Tolga Özkalfa penaltı ile hiç alakası olmayan pozisyona önce “Bir şey yok” dedi, ardından penaltı verdi. Son anda Fenerbahçe’yi yenilgiden kurtardı. Sanki bir anda Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe tehditleri aklına geldi, eli titreyerek beyaz noktayı gösterdi. Başka türlü izah edilmesi mümkün olmayan bir davranış.
Yazık değil mi Eskişehirspor’a?
Yazık değil mi liderlik mücadelesi yapan takımlara?
Dikkat edin, şimdi Aziz Yıldırım’da ve Fenerbahçe’de çıt yok. Neden? Çünkü hakem onlara hizmet etti. Tolga Özkalfa’dan iyisi yok. Kadıköy’de penaltılar çoğaldıkça ellerini ovuşturup keyifleniyorlar. Üyeyi geçtik, internet capsleri gibi hedef 1 milyon penaltı.
Ondan sonra “Fenerbahçe düşmanlığı çoğalıyor” diye ağla.
Bu gelişmeler devam ettikçe, azalır mı?
HERKES OYNUYOR DA?
3-4 günde bir maç oynamak nedense sorun oluyor Türkiye’de.
Sanki futbolcular çok iş yapıyormuş gibi, itirazlar yükseliyor. Bu kadar yüksek rakamlara rağmen Avrupa temposunun çok altında kalmayı dert edinen yok. Dikkat ettim, Asteras Tripolis 27 Kasım’da Beşiktaş ile Avrupa Ligi maçını oynadıktan sonra 30 Kasım’da Ergotelis deplasmanına gitmiş, 4-1 de galip gelmiş. Asteras sıradan bir takım. Ancak Avrupa sistemi tıkır tıkır çalışıyor. “Ah,vah” çeken de yok.
Bizde ise “Yorgunluk kalkanı” kulüp store’larında ürün haline geldi.
Yorum Ekle
Yorumlar
