Dönüş mü, korku tüneli mi?

Süper Lig kulüpleri sırf parayı kurtarmak için insan sağlığını riske atarak maçlarını biran önce oynama telaşında. Ancak bu yöndeki zorluklar hala ortada. Mayıs ayının da sıkı önlemler içinde geçeceği belli iken, doğru dürüst antrenman yapmak, haziran için hazır hale gelmek mümkün mü?

MHK Başkanı Zekeriya Alp'in açıklamaları bile saçma sapan ve ümitsiz. "Futbolcular yedek kulübesinde aralıklı oturacak" dedi sanki bütün iş halloldu.

Maç kulübede mi oynanıyor?

Sahadaki yakın temas, ter, tükürük, hatta kan temasının önlenmesi için koruma tulumu mu giydirilecek futbolculara?TFF'nin yeni "Futbol dönüş protokolü" bile korku tüneli gibi.

Dönüş değil de kaçış daha kolay. Maddeleri okurken insanın içi daralıyor. Futbolcuda maça çıkacak hal mi kalır?

İskoçya'dan sonra Fransa'dan da benzer karar çıktı. Lig 1 yönetimi sıralamayı olduğu gibi kabul etti. Sırada Hollanda ve İngiltere var. Fransa Cumhurbaşkanı Macron da Avrupa ülkelerine aynı karar için büyük baskı yapıyor.

Ve eninde sonunda Türkiye'de de ligler aynı tescil edilecek. Süper Lig'de Trabzon şampiyon, 1. Lig'de Hatay, Erzurum ve Bursa terfi etmiş sayılacak. Aslında tüm kulüpler bu gerçeği kabul etmeye başlamalı. Bu korona belası her işin, herkesin düzenini bozdu. Dünya'da zarar görmeyen kalmadı.

Bu sene de böyle geçecek, başka çare yok. UEFA maçların tamamlanmasını istiyor dedik ama aynı açıklamada şöyle bir cümle de var. Hatırlatmak da lazım!

"Liglerin tamamlanmaması durumunda gelecek sezon Avrupa Kupaları'na katılacak takımlar, liglerin sıralamasına bakılarak seçilecektir"

Hatay, Erzurum, Bursaspor terfi eder derken bunu da ölçü olarak kullanıyorum.