Kafalar ister istemez karışık

Futbolcusu, yöneticisi, tribünü ve basını ile üstüne gide gide hakemler de yerle bir oldu.
Cüneyt Çakır bile günde on defa tartışılır hale geldi.
Arada kaynayanlar da var. Bunlar Anadolu'da olduğu için İstanbul'da fazla üzerinde durulmuyor. 
Mersin- Konya maçını izlerken, aklıma Mete Kalkavan geldi.  Mersin'deki maçı Alper Ulusoy yönetti. 2 ayrı pozisyonda, hava topuna çıkarken rakibinin suratına ikisinde de dirsek atan Tita, üst üste gördüğü 2 sarı kart ile oyun dışı kaldı.
Bursaspor- Başakşehir maçında da Hüseyin Göçek, aynı şekilde Necid'i atmıştı.
Gelelim Mete Kalkavan'a.
Sevilen ve gördüğünü çalan bir hakem olarak bilirdik ama o bile Bursaspor-Fenerbahçe maçında (Seyircisiz) gördüğünü çalamadı.
Hatırlarsınız. Fernandao, Aziz ile hava topuna çıkarken dirseğini sert bir şekilde yapıştırıvermişti rakibinin suratına. Aziz, isabet almış uçak misali çakılıvermişti yere.
Olay, aynen Tita'nın yaptığı gibi. Aynen Necid'in yaptığı gibi.
Mete Kalkavan ise, önündeki bu harekete "Yok bir şey" dedi. Sarı kartına yönelmedi bile. Arkasından da Fenerbahçe-Beşiktaş maçı var.
Belli ki, kendisi Bursa'da ama kafası derbi'de.
Fernandao'ya sarıyı gösterse belki ilerleyen dakikalarda işler karışabilir düşüncesi geçmiş olabilir kafasından.
Hareketler aynı, kararlar farklı olunca insanın da böyle düşünme hakkı doğuyor otomatikman.
Çünkü, bu sezon herkeste kafalar çok çok karışık.
İşin ne tadı kaldı, ne de tuzu.