4 defa kaybetti, 5.sinde aday çıkmayınca emeline nail oldu.
Evet, Mesut Mestan Bursaspor Başkanı.
Büyük sorunlar ile baş başa kaldığına göre, neler yapıp neler yapamayacağını gelişmeler ile göreceğiz. Artık sadece resmini duvara astırmak için mi, yoksa bir şey katabilmek için mi geldiğini daha iyi anlayacağız. Dileriz ki, yine kaybeden Bursaspor olmasın.
Küme düşme olayının olağanüstü genel kurulda çok daha gergin bir hava yaratması bekleniyordu ama, bu yaşanmadı.
Ancak, çok daha önemli gelişmeler yaşandı.
Başkan Ali Ay'ın ve yönetim kurulunun ibra edilmemesi ile birlikte, Ay'ın disiplin kuruluna da sevk edilmesi gibi.
Ali Ay ve yönetimin paralarını kurtarmak için son aldığı kararların genel kurul kararı ile geçersiz sayılması gibi.
Yeni yönetime, Bursaspor'un mallarının satılması ile ilgili önce yetki verilmemesi, daha sonra Mesut Mestan'ın itirazı üzerine yeniden oylama yapılıp yetki verilmesi gibi.
Bağımsız Denetleme Kurulu'nun, ibra edilmeyen yönetimler için hukuki yönden de gerekeni yapma sözü gibi.
Avukat Hakan Dinçtürk'ün tenkitler faslında, "Bursaspor'da bu kadar pislik ortada iken, TFF hataları, hakem hataları ortada iken siz neredeydiniz?" sözleri ile Divan Başkanı'nı hedef alması, buna kongre üyelerinden de büyük destek gelmesi ve "Divan istifa" tezahüratları da önemliydi.
Ortada maalesef acı bir tablo var:
Bursaspor'dan maddi manevi fayda sağlayanlar şimdi arazi.
Sadece Bursaspor sevgisi ile üzülenler, yüreği yananlar ortada.
Birinin eli yağda balda, diğeri ise azapta.
Mesut Mestan'ın, kendisi ile yapılan tenkitler ile ilgili, "Kimsenin adamı olsaydım, daha önce kaybetmezdim" cevabı da ilginçti. Aksine, bir kimsenin desteğini aldığı için kaybettiğini, diğer olaylarla birlikte ne çabuk unuttu.