Hava Durumu

Ankara'da 1050 konut zirvesi; hak sahiplerine yeni cazip teklif

Yazının Giriş Tarihi: 03.12.2020 08:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.12.2020 08:05

Son dönemde, Bursa'nın birçok sorunun çözüm adresi olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı. Buradan alınan destek, planlanan yatırımların gerçekleşmesi için büyük önem taşıyor.

Hanlar Bölgesi'nden Millet Bahçelerine, kentsel dönüşümden alt yapı yatırımlarına kadar bakanlık bugüne kadar önemli desteklerde bulundu.

Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, dün Ankara'da Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'la bir araya geldi.

Bursa zirvesi diye nitelendirilebilecek toplantıda, önemli kararlar alındı. Bakanlıktaki zirve sonrası görüştüğümüz Aktaş, 1050 konutlarla ilgili alınan kararı anlatarak konuşmasına başladı.

1050 konutlar olarak adlandırılan bölgede aslında 2290 konut bulunuyor. Bölgedeki kentsel dönüşüm konusu da 7-8 yıldan beri kentin önemli gündem maddelerinden biri. İzmir depremi sonrası ise yeniden tartışma konusu haline geldi.

Başkan Aktaş, daha önceki açıklamalarında, konuyu Cumhurbaşkanı Erdoğan'a aktardığını, onun talimatıyla görüşülen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın hazırladığı formülün hak sahiplerince kabul edilmediğini söylemişti.

Dünkü görüşmede, 1050 konutlar yeniden masaya yatırıldı. Bu bölgenin 2013 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile kentsel dönüşüm alanı ilan edildiğini hatırlatan Aktaş, 'Hak sahipleri ile bir hafta içinde bir araya gelip hazırlanan teklifi sunacağız. Aynı zamanda bakanlık mevcut binaların can mal güvenliği açısından teknik incelemelerini yapmaya başlayacaklar' dedi.

Toplantının diğer bir gündemi ise Sıcaksu Bölgesi konusu oldu. Alinur Aktaş, göreve geldiğinden beri burada turizm yatırımı konusunu ön planda tutuyor. Ancak, süreç içinde gelen teklifler ve görüşmelerden istenilen sonuç alınamadı.

Zirvede alınan karara göre, Sıcaksu bölgesi, etrafındaki Merinos bölgesinin kentsel dönüşümü için ivme kazandıracak ilk etap konut üretimi alanı olacak. Aktaş, bununla ilgili yapılacak çalışmaları önümüzdeki günlerde düzenleyeceği basın toplantısıyla açıklayacak.

Devam eden Hanlar Bölgesi projesinin hızlanması için acele kamulaştırma seçeneğinin de masaya yatırıldığı toplantıda, ayrıca T2 hattı ve alt yapı kredileriyle ilgili bakanlıktan destek sağlandı.

Zirvede alınan kararlar gerçekten Bursa açısından büyük önem taşıyor. Zaman kısıtlı olduğu için başlıklar halinde yazabildim. Önümüzdeki günlerde Bursa alınan bu kararları uzun süre tartışacak.

YENİ SORUN; AŞI GELMEDEN, GÜVENSİZLİK VE KARŞITLIK BAŞLADI

Koranavirüs Çin'de ortaya çıktığı günden beri umudumuz koruyucu bir aşı bulunmasıydı.

Bilim insanları tarihte görülmemiş bir hızda çalışarak aşıyı üretmeyi başardı. Ancak, şimdi yeni bir sorun bizi bekliyor; güvenliksiz ve aşı karşıtlığı...

Aslında aşı karşıtlığı yeni bir olgu değil. Türlü türlü komplo teorileri yıllardan beri ortaya atılıyor.

Hollanda ve Almanya gibi ülkelerde bile aşı karşıtlığı yüzünden kızamık gibi sönümlenmiş hastalıklar yeniden hortladı. Almanya sonunda yasa çıkararak, aşı zorunluluğu getirmek zorunda kaldı.

Aynı tartışmalar, koronavirüs aşısı konusunda da devam ediyor. Hem aşı karşıtlığı hem de aşıyı üreten ülkelere güvensizlik söz konusu.

Aşı tartışmalarının gündemde olduğu bugünlerde Girişim Araştırma Şirketi, Türk halkının Kovid-19 aşı çalışmalarına bakış açısını ortaya koyan bir anketi tamamladı. Independent Türkçe'de bir bölümü yayınlanan araştırma bu konudaki çarpıcı sonuçları ortaya koydu.

Anket, 26 ilde 1001 kadın, 990'ı erkek olmak üzere 1991 denek üzerinde gerçekleştirdi. Öncelikle aşının koronavirüsü yeneceğine güvensizlik söz konusu. Deneklerin yüzde 48,8'i kararsızım, emin değilim yanıtı verirken, aşının virüsü yeneceğini düşünenlerin oranı ise yüzde 32,7'de kaldı. Hayır diyenler ise 12,7.

Ankete katılanların yarıdan fazlasında, 'Önce başkaları yaptırsın, sonra yaptırırım' anlayışı hakim.

Gelelim aşıya güven meselesine;

En çok yerli aşıya güveniliyor, Çin aşısına güven diplerde. Yerli üretime olan güven yüzde 46,8 iken, Almanya yüzde 12,2, Küba 5,1, İsviçre 2,9 ve Çin 1,9'da kalıyor.

Çin'e güvenin bu kadar az olmasının sebebi sanırım, Bu ülke ürünleriyle ilgili algıdan kaynaklanıyor. Tabii hastalığın Çin'den çıkmasının etkisi de var.

TOPLUMUN AŞIYA YÖNLENDİRİLMESİ LAZIM

Türkiye'ye aralık-ocak-şubat ayında Çin menşeli 50 milyon doz, yine aralık ayında bir milyon doz Alman aşısı gelmesi planlanıyor. Alman aşının devamında 25 milyona çıkarılması hedefleniyor.

Salgın başladığından beri Türkiye'de en çok güvenilen bilim insanlarından biri Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceyhan'a göre, toplumun yüzde 80'inin aşılanması istenildiği için 55-60 milyon kişiye 120 milyon doz aşı gerekiyor.

Aşı kararsızlığı gibi engellerin ortaya çıkacağına vurgu yapan Prof. Dr. Ceyhan, şu uyarılarda bulundu:

'Bunların da şimdiden üzerine gidip çalışmalarının yapılması lazım. Toplumun aşıya yönlendirilmesi lazım. Çünkü düşük oranlarda kalırsa aşının salgını bitirmede beklediğiniz rolü ortaya çıkmaz'

Bursa Tabip Odası Başkanı Alpaslan Türkkan da, aşı konusundaki bilgilerinin çoğunluğunun haberlerle sınırlı olduğunu, bilimsel bir doküman henüz görmediklerini vurgulayarak, 'Farklı çalışmalar var. Bilim insanları arasında da tartışma devam ediyor. Bir kısmı ben şu tekniği tercih ederim, bunu tercih etmem diye açıklama yapıyor' dedi.

Aşıların tekniğinin farklı olduğunu Çin aşısının Pastör'den beri uygulanan yöntemle geliştirildiğini, diğerlerinin tekniği farklı ve ilk kez denendiğini hatırlatan Türkkan, şöyle devam etti:

'İnsanların bu konuda bilgi sahibi olması gerekir ama hiçbir bilimsel yayın yapılmadı. Aşı tartışmasının çok üst düzeyde yapılması gerekiyor. Geçmiş dönemde aşılama kampanyaları tartışmalar yüzünden durmuştu. Benzerini yaşayabiliriz.'

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.