Hava Durumu

Büyük devletlerin küçük hesapları

Yazının Giriş Tarihi: 29.02.2020 08:17
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.02.2020 08:17

İdlib'den gelen acı haber dün yüreğimizi dağladı. Canımızdan can gitti... İstediği kadar resmi açıklama yapsın bu hain saldırının asıl sahibi Rusya'dır. Yoksa 11 yıldır iç savaşla paramparça olmuş bir Suriye rejimi, Türkiye gibi güçlü bir silahlı kuvvetin yanından geçmeye bile cesaret edemez.
Dikkat ederseniz, Rusya, Türkiye'nin İdlib ile uzlaşma ve sorunun diplomatik yolla çözümü konusunu sürekli yokuşa sürdü. Heyetler gitti, heyetler geldi. Rusya hep kendi küçük hesabının peşinden koştu. Sonunda da Türkiye'nin verdiği sürenin bitmesine az bir süre kala hain saldırıyı sahneye koydu.

Oysa daha önceki politikalarıyla büyük resim üzerinden hareket eden Rusya, Suriye'deki egemenliğini korumanın yanı sıra NATO'nun en güçlü ordularından birine sahip Türkiye'yi yanına çekmeyi başarmıştı.
Hem de ne çekme...
NATO envanterine uygun olmayan S 400 hava savunma sistemini satmış, yetmemiş F 35'e karşı kendi savaş uçağını satacak ilişki düzeyine ulaşmıştı.
Rusya'nın bu hamlesi Türkiye'nin yeniden daha önce ait olduğu müttefiklerine dönüş kapısını da açtı. Deyim yerindeyse Rusya bir süre elinde tuttuğunu zannettiği Türkiye'yi yeniden AB ve ABD'ye altın tepsi içinde sundu.
Türkiye'nin Rusya'ya yaklaşmasının sebebi bir başka büyük ülke olan ABD'nin benzeri küçük oyunları üzerinden olmamış mıydı?
Ulusal güvenliğimizi tehdit eden ve dünyanın terör örgütü olarak tanıdığı PKK bağlantılı PYD'ye TIR'lar dolusu silah satıp, hamiliğini üslenmesi yılların müttefiki ABD'den uzaklaşmamıza neden olmuştu.
ABD dost mu düşman mı bilemez hale gelmiş, Rusya da bundan yararlanmıştı.
Bu günlerde yazının başında da vurguladığım gibi içimiz acı ve öfke dolu. Buna rağmen Türkiye büyük devlet olmanın gereklerini yerine getirerek, bir yandan saldırılara misliyle karşılık verirken diğer yandan İdlib'i tıpkı Bosna ve Kosova'da olduğu gibi NATO ve batı ittifakının gündemine taşıyor.
Gecenin en karanlık anı sabaha en yakın saatlerdir.
Batı ittifakı gösterilen bu yaklaşıma kayıtsız kalırsa Türkiye kendi göbeğini kendisi kesecek. Zaten Barış Pınarı ve İdlib'deki tavrıyla bunu gösterdi.
Büyük devletlerin küçük oyunları zaten bölgesel güç olan Türkiye'yi küresel oyuncu haline dönüştürecek, kaybedenler ise küçük oyunlar peşinde koşanlar olacak.

SIĞINMACI KARTI GEÇ KALMIŞ BİR HAMLE

Suriye'deki iç savaşın faturasını en ağır ödeyen ülke Türkiye. 4,5 milyon sığınmacı ya da resmi adıyla düzensiz göçmen Türkiye'ye geldi. Bütün masrafları da bize ait. Avrupa ülkelerine resmen tampon görevi yapıyoruz. Önceleri, 'Aman gelmesinler ne isterseniz veririz' diyen hiçbir ülke sözünde durmadı.
Türkiye'nin yükü katlanarak artarken, ülke kamuoyundaki tepkilerin dozu da yükseldi.

Hain İdlib saldırısının hemen ardından Türkiye sınırlarını kaldırarak düzensiz göçmenlere Avrupa yolunu açtı.
Aslında sığınmacı kartının açılması geç kalmış bir hamle. Geri kabul anlaşmasının gereklerinin yerine getirilmediği ilk günlerde atılsa Türkiye'nin ciddiyeti daha iyi anlaşılırdı.
AB şimdi kalkmış, 'Türkiye'nin yaptığımız sığınmacı anlaşmasına sadık kalmasını bekliyoruz' diyor. Adama sormazlar mı? 'Siz ne yaptınız. Verdiğiniz sözler nerede?'

Şimdi soru şu;

Uluslararası toplum, milyonlarca insanın yerinden edilmesine ve çocukların donarak ölmesine kayıtsız mı kalacak? Okulların ve hastanelerin bombalanmasını izlemeye devam mı edecek?
Diğer yandan dün ajanslardan akan Suriyeli sığınmacıların güvensiz botlarla Yunanistan'a geçiş görüntülerini izleyince Ege'nin mavi sularında yaşamlarını yitirenlerin acısı da yüreğime saplandı.
Umarım, bu hareket Aylan bebek gibi acıları bir kez daha bize yaşatmaz.

TÜRKİYE TEK YÜREK

Anadolu insanının kederde, tasada ve sevinçte ortaklaşması milli hasletlerimizden biri. Millet olmanın da en önemli özelliği bu.
Dün İdlib'deki hain saldırı sonrası Türkiye'den acı ve öfkenin yanı sıra bir başka ses daha yükseliyordu: Şimdi birlik ve beraberlik zamanı.

Siyasi partiler de bunun gereğini en iyi şekilde yerine getirdi. CHP ve MHP hemen en üst kurullarını topladı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Balıkesir gezisini yarıda keserek Ankara'ya döndü. Dönerken de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı aradı.
Partilerin bu davranış biçimi, son günlerde bazı ülkelerden yükselen, Türk halkı Suriye politikasını desteklemiyor eleştirilerine en iyi cevap oldu.
Salı günü yapılacak kapalı toplantıdan çıkacak sonuç bildirgesi de bunun resmi belgesi olacak.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.