Hava Durumu

Dağ ilçelerinin 'makus' talihi, 'mahsus' talihe dönüşüyor

Yazının Giriş Tarihi: 12.03.2020 08:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.03.2020 08:03

Bursa'nın dağ ilçeleri Orhaneli, Harmancık, Büyükorhan ve Keles, uzun yıllardır negatif göç baskısı altında. Yani ilçelerin nüfusu her geçen gün azalıyor. Bazı köylerde ise neredeyse kimse kalmadı.
Bursa'nın 'Güneydoğu'su olarak nitelendirilen bu ilçelerdeki göçün en büyük nedeni merkezdeki sanayileşme dolayısıyla iş imkanları, çocukların iyi eğitim görmesi talebi.
ASTV'de yayınlanan Yerel Yönetimler programına konuk olan AK Parti Bursa Milletvekili Osman Mesten de Kelesli olduğu için dağ ilçelerine özel bir hassasiyet gösteriyor. Başta yol olmak üzere kamu ve özel sektör yatırımlarının en sıkı takipçisi.

Milletvekili seçildiği 2015 yılında, dağ yollarının 2019'da biteceği sözünü veren Mesten, gecikme nedenlerini açıkladı:
'2019'da bitecek demiştim. Ancak ihale sürecindeki hukuksal gelişmeler, inşaatın baraj dolayısıyla yavaş ilerlemesi ve Türkiye'nin atlattığı badireler nedeniyle biraz geciktik. Ama sözümün arkasındayım. Bir buçuk yıl gecikmeyle 2021 yılı yaz aylarında tünele kavuşacağız'
Dağ ilçelerine geçen dönem büyükşehir belediye başkanı Recep Altepe ve halen görevde olan Alinur Aktaş'ın pozitif ayrımcılık gösterdiğine de dikkati çeken Mesten, dağ ilçelerine 5 yılda toplam 2,5 milyar liralık yatırım gerçekleştirildiğini söyledi.
Tünel ve yol yapımının proje tutarının 330 milyon lira olduğunu hatırlatan Mesten, yatırımın büyüklüğünü şu sözlerle ifade etti:
'Dağ bölgesinin nüfusu ve trafiğine oranla bu yatırım çok ciddi bir orandır. Bizden önceki hükümetleri kötülemek için söylemiyorum. 80 yılda toplam dağ bölgesine bırakın yolları tüm yatırımları hesap ederseniz 330 milyonu bulamazsanız'
Devlet yatırımlarının yanı sıra ekoturizm ve tarımsal üretim konusunda da yatırımlar yapıldığını vurgulayan Mesten, Keles Kocayayla'nın 500 yıldan beri Yörük boylarının şölen yaptığı bir bölge olduğunu ve bunu uluslararası nitelik kazanması için çalışmalar yaptıklarını da ifade etti.
Daha önceleri 'Dağlıların makus talihimiz hep böyle mi devam edecek' diye sorunlarını dile getirdiklerini de hatırlatan Mesten, dağlılara da seslendi:
'Dağın makus talihi yok. Artık mahsus yani özel talihi var. Bizim sesimizi kimse duymuyor demesinler. Cumhurbaşkanımız doğrudan konuları biliyor ve takip ediyor. Hangi konuyla ilgili gitsek pozitif ayrımcılık görüyoruz'

'YANLIŞ YAPARSANIZ BU MİLLET DE SİZLERE BUNUN KARŞILIĞINI VERİR'

Hukukçu ve TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi olan Osman Mesten'e cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ve AK Parti'den istifa edenlerin siyasi parti kurmaları konusunu da sorduk.
Yürütmedeki iki başlığı ortadan kaldıran cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin, Türkiye'nin uluslararası ve ekonomik sıkıntılarını çözdüğüne ve iki yıl içinde küresel aktör olmasını sağladığını savunan Mesten'e göre, eğer parlamenter sistem devam etseydi bu başarılar elde edilemezdi.

Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan'ın parti kurmalarıyla ilgili de değerlendirme yapan Mesten, 'Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes siyaset yapma hakkına sahiptir. Mecliste 8-10 parti var. 100'ün üzerinde siyasi partilere iki tane daha eklenebilir' dedi.
Mesten'e göre, yeni kurulan partilerin milletin yüzde 70-80 desteğini alan operasyonlar yapabilen, her gittiği yerde diplomatik başarılar ortaya koyan, dünyanın bütün süper güçlerine karşı milleti hatta bütün mazlum hakları temsil eden bir lider karşısında başarı şansları yok.
Erdoğan'ın Abdullah Gül'ün elini kaldırıp 'Kardeşim Abdullah' dememiş olsaydı kendi başına cumhurbaşkanı olacak bir siyasi aktör olmadığını savunan Mesten, şöyle devam etti:
'Diyelim ki bir noktada eleştirdiniz bu eleştirdiğiniz konular siz ordayken yok muydu vardı. Demek ki siz koltuktayken benzer hadiseleri görüp susuyorsunuz o zaman sizin iddianız ne. Bu hadiseler sizden önce de vardı. Varken o partiyle neden girdiniz? Milletimiz bunları görüyor mesele şu; siz sizi bugüne kadar taşıyan teşkilatlara sırtınızı çevirerek onlara rağmen sizi sırtında taşıyan lidere yanlış yaparsanız bu millet de sizlere bunun karşılığını verir'

CORONA DARBESİ YİYEN TURİZMCİ DESTEK BEKLİYOR

Turizm, Türkiye'nin bacasız sanayisi. Yıllık gelir neredeyse 40 milyara dayanan bu sektör de coronavirüsten büyük darbe yemeye başladı bile.
Virüs dolayısıyla sezonun açılışının ertelenmesi bir yana kongre, hac ve umre turizmi düzenleyen acentalar da zor durumda.
Bursa'yı TÜRSAB'da yönetim kurulu üyesi olarak temsil eden Hasan Eker'e son durumu sorduğumuzda, gelişmelerin hiç de iç açıcı olmadığını söyledi. Nisan ayındaki iki kongreyi iptal etmek üzere olduklarını vurgulayan Eker, önümüzdeki günlerde iptallerin artacağını belirtti.
Böyle giderse birçok acentanın kapısına kilit vuracağına dikkat çeken Eker, TÜRSAB olarak beklentilerini Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'a ilettiklerini söyledi.
BTSO 42'nci Turizm Komitesi olarak, coronavirüsü ile ilgili değerlendirme toplantısı yaptıklarını da dile getiren Eker, sektörün düştüğü zor durumdan çıkabilmesi için borç yapılandırması, kredi sağlanması ve ödeme iadeleri ile ilgili sorunları yetkililere iletmek üzere kararlar aldıklarını sözlerine ekledi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.