Milletvekillerinin Ankara'da ilk öğrendiği 4T kuralı

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin başlamasının ardından ilk yasama yılı dün törenle başladı. Tatil yapmaya fırsat bulamayan vekilleri Ankara'da yoğun bir tempo bekliyor.
İttifaklar, MHP'nin sunduğu af yasası teklifi önümüzdeki günlerin siyasi gündemi olacak.
Yeni yasama yılı ile ilgili ilk sevindirici haber AK Parti'li Refik Özen'den geldi. Yemin töreni öncesi çekilen kurada ismi çıkmayan Refik Özen odasız kalmış, kabulleri meclis bahçesinde veya başka mekanlarda yapmıştı. Tatil sonrası oda müjdesi alan Özen'in ilk ziyaretçileri ise milletvekili arkadaşları oldu.
Vekillerin yeni dönemdeki çalışma yöntemleriyle ilgili ilk ipuçları yemin töreni sonrası verilmişti. Bursalı vekiller, toplu olarak bakan ziyaretleri yaparak, Bursa'nın sorunlarının çözümü için yeni bir strateji geliştirmişlerdi. Bunun sonuçları da alınmaya başlandı bile. En güzel örneği ise Dr. Mustafa Esgin'in Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy ile Bursalı turizmcileri buluşturması oldu.
Dr. Esgin, bu randevuların alınmasının öyle kolay olmadığını anlattı. Bir görüşme veya istenen yatırım için bakan yardımcısı veya üst düzey bürokratların kapılarının tek tek çalınması gerekiyor. Üstelik hazırlıklı olmanız da gerekiyor.
Dr. Esgin anlatıyor:
'Bakanlıklara gittiğinizde 'buyurun sayın vekilim size nasıl yardımcı olabilirim' diye karşılanıyoruz. Ben hemen düzeltiyorum: Bize değil Bursa'nın meselelerine desteklerinizi bekliyorum. 6-7 tane konu söylüyorum. Çalışman gerekiyor. Dosyaların da koltuğunuzun altında olması gerekiyor. Mesela çocuklara park yapılacak, engellilere bir konukevi projesi var. Bunlar bizim boynumuzun borcu onları götürüp takibini yapıyoruz. Bürokratlar da çok deneyimli, hemen fotoğraf çekiliyor. Memleketiniz için yapmak istediklerinizi görünce saygınlığınız artıyor.'
Bir de yöntemi iyi bilmek gerekiyor. Dr. Esgin, Ankara'ya ilk gittiğinde kendisine 4T kuralı öğretilmiş. Nedir bu 4T kuralı diye soruyoruz.
Talep, takip, taciz ve tehdit. (İş yaptıracaksanız bu T'leri uygulayacaksınız)
Tehdit kelimesi hoşuna gitmemiş Esgin'in, yerine gözünü budaktan esirgememeyi kullanmayı yeğliyor.

FARUK ÇELİK KİTAP YAZIYOR

İşadamı Mehmet Adanur'un düzenlediği kahvaltı programında Bursa siyasetinin önemli isimlerinden Faruk Çelik 'le bir araya geldik.
Son günlerde memleketi Yusufeli'nde Büyükşehir adaylığı sorusu üzerine yaptığı , 'Hiçbir görevden bugüne kadar kaçmadım. Böyle bir görev tevdi edilirse üstesinden gelmeye çalışırız' sözleri üzerine gözler yeniden Çelik'e çevrilmiş durumda.
Açıklama, medya ve sosyal medyayı karıştırdı. Çelik, bu süreçte hakaret içeren yorumları yargıya taşıdı ve 'hodri meydan' dedi. O şu sıralar, Alaçam'da, 65 metrekarelik dağ evinde dinlenmeyi tercih ediyor.
Açıklama üzerine gelen gideni artmış ama o bu arayı iyi değerlendirip kitap yazmaya başlamış. 'Bir şeyler karaladığını' söyleyen Çelik, 3 bakanlık dönemini tamamlamış bile. Şimdi sıra 'Portreler ve Yaşadıklarım' bölümüne gelmiş. Çelik, kitabının bu bölümünde siyasetteki yol arkadaşlarını ayrıntılarıyla anlatacak.
Kitabını anlatırken siyasi yolculuğunda herkesin elinden tuttuğunun altını özellikle çiziyor ve 'Bursa'da yetkili yetkisiz kim varsa siyaseten katkım olmuştur' notunu da düşüyor.
Sohbette tabii ki adaylığa ilişkin kritik soru yeniden yöneltiliyor. Çelik'in yorumu Yusufeli'ndeki açıklamasından farklı değil. Ama şu eklemeyi de yapıyor:
' Ben ihtiraslı değilim, ihtirasım yok. Bu iş için yanıp tutuşmuyorum. Çünkü yanıp tutuşacak bir şey değil, ağır bir görev '

KANUNİ'NİN İSTEDİĞİ LEZZETİ YAKALAMAK İÇİN 80 AÇŞI DEĞİŞTİRDİĞİ YEMEK

Hafta sonu benim açımdan oldukça hareketli geçti. En zevkli bölümü ise Nilüfer Belediyesi'nin bu yıl 12'ncisini düzenlediği Misi Yerel Lezzetler Şenliği'nde jüri üyesi olan arkadaşım Adnan Baştopçu'nun asistanlığını yapmaktı. Yarışmaya katılan 23 yemeğin tadına Adnan'la birlikte kıyısından köşesinden bakma imkanı buldum.
Ama benim asıl merak ettiğim Şef Emre İdrisoğlu'nun "Tarih Kokan Yemekler" sunumundaki Kanuni Sultan Süleyman'ın istediği lezzeti bulmak için 80 aşçı değiştirdiği söylenen Mutancana'ydı. Etli ve meyveli ve baharatlarla zengileştirilen bu yemek sanırım lezzetli olmuştu.
Duyanların akın ettiği şenlikte yemek sunumunu izleyen Belediye Başkanı Mustafa Bozbey'i bir sürpriz bekliyordu. Meğer o gün Bozbey'in doğum günüymüş. Bozbey pastasını Misi'nin sembolü olan ve başkanın köye her gidişinde ziyaret ettiği 90 yaşındaki Mesude Bayraktar'la paylaştı.
Bu anekdotu yazmadan olmaz. Yarışma bitti. Eve gidiyoruz. Otoparkta kesif bir köfte kokusu aldık. Sanki o ana kadar 23 yemeğin yarısını mideye indiren başkasıymış gibi bizim Adnan, köfte kokusuna doğru meyletti. Elinden tutup çekmesem bugün acilden mi toparlardım bilemiyorum. Adnan'ın hakkını da fazla yemeyeyim. Etin cazibesi başka... Çünkü yarışmadaki yemeklerin büyük çoğunluğu zeytinyağlılardan oluşuyordu.