Temiz hava için acil çağrıya yanıt geldi !

Hani bir söz vardır, aradan ne kadar süre geçerse geçsin açılmayan mektup taze bilgiler içerir.

2 ay aradan sonra 11 Mayıs'ta başlayacak yeni çalışma dönemi için Sönmez Medya'ya gittiğimde biriken postalar arasında Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nden gelen önemli bir mektup vardı.

Bursa Çevre Platformu üyeleri11 Şubat günü müdürlük önünde toplanıp, kentteki hava kirliliğine dikkat çekmiş ve Bilgi Edinme Hakkı'nı kullanarak bireysel dilekçeler vermişti.

Uzun yıllardan beri çevre ve özellikle hava kirliliği konularını takip ettiğim için ben de platform üyeleriyle birlikte dilekçelerden birini imzalayarak, Bursa'nın hava kirleticileri hakkında bilimsel ve teknik inceleme olup olmadığı, eylem planı, ölçüm istasyonlarının arttırılıp arttırılmayacağı ve kirlilik kaynak ve odakları hakkında hukuki ve cezai işlem yapılıp yapılmadığı sorularına yanıt istemiştim.

Bursa'nın havası son yıllarda hem Türkiye'nin hem de Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği kriterden kat be kat kirliğiydi. Hatta o sabah itibarıyla 24 saatlik ölçüm sonuçlarına göre, havada asılı partikül miktarı Türkiye'nin belirlediği değerin 2,5, Dünya Sağlık Örgütü değerlerinin de 6 kat katı üzerindeydi.

Gerçi son iki aydır koronavirüs sayesinde tıpkı diğer kentlerde olduğu gibi özlediğimiz temiz havaya kavuştuk ama yine de verilen yanıt önemli.

Mektup iki sayfa ve oldukça uzun. O yüzden önemli bölümlerini aktarmak istiyorum.

Mektuptaki ayrıntılara geçmeden önce bize bu yanıtın verilmesini sağlayan yasal dayanak olan Bilgi Edinme Hakkı Kanunu için Başbakan Eski yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır'a bir kez daha teşekkür ediyorum. Bu yasa için ne kadar çaba gösterdiğinin tanıklarından biriyim.

BURSA'NIN 4 YILLIK TEMİZ HAVA EYLEM PLANI HAZIR

Müdürlüğün yazısında, Bursa'da hava kirliliğinin kontrol altına alınması ve azaltılmasına yönelik tedbirler alındığına dikkat çekilerek yapılan çalışmalar anlatılıyor. Başlıklar halinde vereyim:

-Nilüfer, Yıldırım, Osmangazi, Gürsu, Kestel ve İnegöl'de yerleşim birimleri yakınlarında yeni kırma-eleme ve taş ocağı tesisleri kurulmasına, mevcutların da kapasite artışına izin verilmiyor.

-Bu bölgelerde doğalgaz kullanan sanayi işletmelerinin kömür kullanımına geçişlerine, yine 6 ilçede doğalgaz geçen yerlerde katı ve sıvı yakıtla çalışan yakma tesisi kurulmasına izin verilmiyor.

-Tekstil sektöründe ısı yayan makinelere filtre sistemlerinin kurulması ve uygulamasına yönelik takip ve kontroller yapılıyor.

Ve en önemli unsurlardan biri Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü koordinasyonunda başta büyükşehir olmak üzere ilçe belediyeleri, iki üniversite, sağlık müdürlüğü ile sanayi ve teknoloji müdürlüğünün ortak çalışmasıyla 2020-2024 yıllarını kapsayan Bursa İli Temiz Hava Eylem Planı hazırlandı. Planının tüm ayrıntıları bursa.csb.gov.tr adresinin duyurular bölümünde yer alıyor.

Son bilgi yaptırımlarla ilgili. 2019 ve bu yılın mart ayına kadar yapılan denetimlerde 17 işletmeye hava emisyonu yönünden bir milyon 181 bin 313 lira ceza kesilmiş..

Koronavirüs sayesinde hava kirliliği yüzde 30 düzeyinde azaldı. Ancak, normalleşme süreciyle birlikte sıkıntılar yeniden başlayacak. O yüzden bugünlerde soluduğumuz güzel havanın kalıcı olması için herkes elinden geleni yapmalı.

Bursa kirli havayı hak etmiyor...

KORONAVİRÜS GÜNLÜĞÜ

GÜNEŞİN PATENTİ OLUR MU?

Koronavirüs salgının kalıcı olarak önüne geçilmesi için tek çare aşı. Kızamık, çiçek, çocuk felci, tüberküloz, hepatitinsan sağlığını tehdit eden bulaşıcı hastalıklar aşı sayesinde önlenebildi.

Her aşının bulunmasının hikayesinde, özveri ve bilim insanlarının çabası yer alıyor. Koronavirüse karşı aşı geliştirilmesi için de dünyanın dört bir yanındaki bilim insanları büyük çaba içinde.

Bu kez geçmişten farklı bir düzen olduğunu bilim insanlarından dinleyince insanın tüyleri diken diken oluyor. Geçmiş yıllarda bulunan bir aşı insanlığın malı haline gelir ve tüm dünya bundan faydalanırdı. Korona aşısı için konuşulanlar ise farklı. Milyarlarca dolarlık harcama ve yüksek kar beklentileri bir yana bulan ülkenin bunu nasıl paylaşacağı da ayrı bir tartışma konusu.

Oysa günümüzden 67 yıl öncesi çocuk felci aşısını bularak milyonlarca hayata dokunan ABD'li araştırmacı Dr. JonasSalk'ın çıktığı televizyon programında yaptığı açıklama insanlık dersi niteliği taşır. İşte o efsanevi diyalog?

Aşının patenti kimde?

'Halktadır diyebilirim. Patent falan yok. Güneşi patentleyebilir misiniz?

Dr. Salk'ın patentsiz aşısı sayesinde çocuk felci neredeyse dünyadan silindi. Son tartışmaları görünce nerede böyle bilim insanları diyesim geliyor.