Hava Durumu

Miraç olayı

Yazının Giriş Tarihi: 25.09.2014 08:11
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.09.2014 08:11
İslam dünyasında Hz. Muhammed’in ölümünden sonra büyük mitoloji yazarları çıktı. Hz. Muhammed hakkında öyle hikayeler uydurdular ki, ona tanrı adını takmadan verdikleri sıfatlarla onu bir tanrı yaptılar. Oysa Kur’an onun insanlığının aczi üzerinde çok durdu. Hz. Muhammedi Allah’ın karşısına çıkartıp yüz yüze konuşturdular.
Eski âlimler, bu rivayet ve hikayelerin nerden kaynaklandığı üzerinde durmadılar. Sadece hadisçiler ravilerin zahiri durumlarına biraz bakıp yalan söylemeyecekleri hükmünü verip söyledikleri sözleri Kur’an gibi senet kabul ettiler. Genel kanı odur ki, bu sözler ikinci neslin sözleridir ve sonradan Hz. Peygamber’e isnat edilmiştir.
Tek rivayetli (haber-i ahad) hadislerin itikadi meselelerde delil kabul edilemeyeceğini mutezile, maturidi ve eşari kaide olarak kabul etmişlerdir. Takıldıkları hadisler tek rivayetli olup akli deliller ve Kur’ana zıttır.
Hz. Muhammed’e isnat edilen bir olay da’miraç’ olayıdır. Miraç, yükselmek, yükseğe çıkmak anlamına gelir. Bu manadan ötürü, asansöre miraç yani yukarı çeken alet demişlerdir. Hz. Muhammed’e isnat edilen miraç da ise, Kudüs’ten ‘burak’ denilen hayvana binip yedi kat göğün üstünde arşa çıktığı ve haşa! Allah’la yüz yüze konuşmuş olduğu anlatılır. Hz. Muhammed bu yolvuluk süresince göğün her katında bir peygamberle karşılaşmış, altıncı gökte ise Musa Peygamber varmış.
Yüce Allah’ın istediği zaman sevgili kulu Hz. Muhammed’i kainat içinde herhangi bir yere götürüp getirmesine metafiziki açıdan imkan-ı akli ile mümkün denebilir. Ancak imkan-ı fiili açısından Kur’an, Hz. Muhammed’in Yüce Allah’ın karşısına çıkıp da karşı karşıya konuşmalarına izin vermez. Çünkü bu durumda Yüce Allah’ın madde ve cisim olması söz konusu olur. Kur’anda “O”nun benzeri hiçbir şey yoktur diyor.( Şura 42/11)
Bu ayet karşısında mücessime ve mücebbihenin dışında bütün mezhepler Allah’ın cisim olamayacağını çok titizlikle vurguladıkları halde nasıl bu çelişkiye düştüler?  İnsan önce bir şeye inanınca onun yanlış veya doğru olmadığını düşünmeden ilmine ve inancına göre, akla çok ters de olsa yapıyor. Bunun için önce ilim sonra iman . Kur’an’ın ilkesi budur. Önce iman sonra ilim olursa, insan yoldan çıkar, çıktığını da bilmez.
(Kaynak: Kur’ana Göre Araştırmalar. Cilt 1. Hüseyin Atay. Atay Yay.)        
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.