Hava Durumu
Web.tv
Sokak terbiyesi
Yazının Giriş Tarihi: 19.09.2014 08:22
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.09.2014 08:22
Halk arasında eskiden doğru ve yanlış davranışlar dini terimlerle ifade edilirmiş.”Haram-günah- sevap” gibi. Günümüzde ise “özgürlük- hukuk” kavramlarıyla ifade ediliyor.
Yazının başlığı, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın 1925’lerdeki bir yazısının başlığını taşıyor. Gürpınar o dönemde caddelerde ,vapura biniş ve iniş anlarındaki insan davranışını kaleme almış. Kalabalıkların çoğunlukla birbirlerinin farkında olmadan hal ve hareket tarzlarını gözlemlemiş.
O gün bugün arasında değişen çok bir şey yok gibi. Yazar şunu söylüyor: Sanki dünyanın ağırlığını terbiyeli insanlar yüklenmiş. Bu terbiyeli insanlar olmasa sokaklarda dahi doğru dürüst yürümek zorlaşacak.
Yine eski, siyah beyaz Avrupa filmlerinde; Yoksulluğu ve sefaleti işleyen temalarda, genç erkek çocukların yetişkin erkeklerin pantolonları diz altından parçalanmış veya diz altından tamamen yok olmuş olarak gösterilirdi.
Şimdi erkeklerin kısa pantolonla gezmesi gayet normal hale geldi. Yaz aylarında sokak ve caddeler sahil kenarlarına döndü. Bunu bireysel özgürlük olarak görenler karşı tarafı düşünmeden rahatça hareket ediyor. Ayrıca bu halini bir hak olarak görüyor.
Geçenlerde, terzilik yapan bir dostum ayak üstü şunları söyledi; “ bak seninle biraz sohbet edebilsek altı aylık köşe yazsısı çıkarırsın. Günümüzün insan manzaraları çok mu çok farklı.” Evet günümüzü bizim gibi “eski kafalılar” anlamakta zorlanıyor.
Geçenlerde motosikletini bağırta bağırta evin önünden geçen bir genci uyarayım dedim. “Evlat buradan bizleri rahatsız etmek için mi bu kadar sık geçiyorsun? deyiverdim. Cevap: Yol senin mi? Yol benim değil ama senin de değil. Niye gürültü yapıyorsun? Cevap: Keyfim öyle istiyor. Hadi buyurun şimdi. Ne yaparsın?...
Günlük hayat bu gibi olaylarla dolu. Herkesin başına bir polis dikemeyeceğimize göre buna nasıl bir çözüm bulacağız? İnsanlar birbirlerini suç makinesi gibi görmeye başlarlarsa işte o zaman tam dibe vurduk demektir. Allah muhafaza etsin.
Eğitim önce aileden başlar. Aile içindeki ilk eğitimi almamış bir insanın topluma uyum sağlaması hiç de kolay olmaz. O halde aile yapısını güçlendirmek gerekir. Toplumu bilinçsizce rahatsız eden insanlar her zaman olmuştur. Bilinçli yapanlardan korunmak lazım.
Yazının başlığı, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın 1925’lerdeki bir yazısının başlığını taşıyor. Gürpınar o dönemde caddelerde ,vapura biniş ve iniş anlarındaki insan davranışını kaleme almış. Kalabalıkların çoğunlukla birbirlerinin farkında olmadan hal ve hareket tarzlarını gözlemlemiş.
O gün bugün arasında değişen çok bir şey yok gibi. Yazar şunu söylüyor: Sanki dünyanın ağırlığını terbiyeli insanlar yüklenmiş. Bu terbiyeli insanlar olmasa sokaklarda dahi doğru dürüst yürümek zorlaşacak.
Yine eski, siyah beyaz Avrupa filmlerinde; Yoksulluğu ve sefaleti işleyen temalarda, genç erkek çocukların yetişkin erkeklerin pantolonları diz altından parçalanmış veya diz altından tamamen yok olmuş olarak gösterilirdi.
Şimdi erkeklerin kısa pantolonla gezmesi gayet normal hale geldi. Yaz aylarında sokak ve caddeler sahil kenarlarına döndü. Bunu bireysel özgürlük olarak görenler karşı tarafı düşünmeden rahatça hareket ediyor. Ayrıca bu halini bir hak olarak görüyor.
Geçenlerde, terzilik yapan bir dostum ayak üstü şunları söyledi; “ bak seninle biraz sohbet edebilsek altı aylık köşe yazsısı çıkarırsın. Günümüzün insan manzaraları çok mu çok farklı.” Evet günümüzü bizim gibi “eski kafalılar” anlamakta zorlanıyor.
Geçenlerde motosikletini bağırta bağırta evin önünden geçen bir genci uyarayım dedim. “Evlat buradan bizleri rahatsız etmek için mi bu kadar sık geçiyorsun? deyiverdim. Cevap: Yol senin mi? Yol benim değil ama senin de değil. Niye gürültü yapıyorsun? Cevap: Keyfim öyle istiyor. Hadi buyurun şimdi. Ne yaparsın?...
Günlük hayat bu gibi olaylarla dolu. Herkesin başına bir polis dikemeyeceğimize göre buna nasıl bir çözüm bulacağız? İnsanlar birbirlerini suç makinesi gibi görmeye başlarlarsa işte o zaman tam dibe vurduk demektir. Allah muhafaza etsin.
Eğitim önce aileden başlar. Aile içindeki ilk eğitimi almamış bir insanın topluma uyum sağlaması hiç de kolay olmaz. O halde aile yapısını güçlendirmek gerekir. Toplumu bilinçsizce rahatsız eden insanlar her zaman olmuştur. Bilinçli yapanlardan korunmak lazım.
Yorum Ekle
Yorumlar
