Hava Durumu

Vergi üzerine!

Yazının Giriş Tarihi: 21.04.2015 07:55
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.04.2015 07:55
Genel ayırıma göre vergiyi gelir vergisi, servet vergisi ve tüketim vergisi olarak üçe ayırırız. Bu üç vergi türünde de tüm devirlerde farklı oranlarla karşılaşırız. 
Bu kategoriler de belirsizlik içerirler ve aralarında sınırlar da her zaman belirgin değildir. Örneğin gelir vergisi teorik olarak, hem sermaye hem emek gelirlerini kapsar: Dolayısıyla kısmen sermaye üzerine de konmuş bir vergi söz konusudur. Sermaye üzerine vergilere genellikle sermaye gelirlerinin akışından yapılan kesintiler (kurumsal gelir vergisi gibi) hem de sermaye birikiminin değerinden alınan vergiler (emlak vergisi, veraset ve intikal vergisi vs.) dahil edilebilir.
Modern çağda tüketim vergisi, katma değer vergileri gibi, ithal mallar, içecekler, benzin, tütün ya da diğer hizmetler üzerindeki vergileri kapsar. Her devirde böyle vergiler vardı, en nefret edilen ve alt sınıflara en ağır gelen vergiler genellikle bunlardır.
10 yüzyılda dördüncü bir vergi türü ortaya çıkar. Sosyal kesintiler gelirden ve genelde yalnızca emek gelirinden( ücret ve hizmet bedeli) yapılır ve sosyal sigorta sandıklarına tahsis edilir. Özellikle de sosyal devletin yönetim ve örgütlenmesinin yolunu açabilen telafi ödemelerinde (emeklilik maaşları- işsizlik maaşları vs.) kullanılır.
Emeklilik sistemleri temelde paylaşım prensibine dayanır: Çalışmakta olanların maaşlarından yapılan sigorta kesintileri, emeklilerin maaşlarını ödemekte kullanılır. 
Bir anapara biriktirmeye dayalı sistemlerin aksine herhangi bir yatırım söz konusu değildir, gelen para doğrudan emeklilere dağıtılır.  Soru şu olmalıdır: Peki Türkiye’de bu sistem neden böyle yürümedi/ yürütülemedi?
Bir kere vergi teknik bir mesele değildir. Her şeyden evvel politik ve felsefi meseledir, belki de politik meselelerin en önemlisidir. 
Vergi olmazsa ortak kader ve birlikte hareket etme kabiliyeti kalmaz. Vatandaşların eğitim, sağlık, emeklilik, eşitsizlikler, istihdam, sürdürülebilir kalkınma vs. Kendi ortak amaçlarına ne kadar kaynak ayıracaklarına bizzat kendilerinin demokratik biçimde karar vermesiyle ilgili bir sorundur. Mantıken, vergilerin aldığı somut biçim tüm toplumlarda politik çatışmaların merkezinde yer alır.
Türkiye’de toplumun bütçe hakkı hiçbir zaman dikkate alınmamıştır. Türkiye’nin sosyal güvenlik kurumu merkezi bütçeden ciddi kaynak almaktadır. 
Emekli maaşlarını ancak bu yolla ödeyebiliyor. Bunun temel nedeni geçmişte siyasetin hesapsız vaatleridir. Bugüne iyi dikkat edin.
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.