Yazının Giriş Tarihi: 01.01.2016 00:49
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.01.2016 00:49
Deyim yerindeyse;
Uzun zamandır yaşamadığı zulmü, 2015 yılında gördü siyaset kurumu.
Öyle ki;
Özellikle siyasi partiler öldü öldü dirildi.
Çünkü;
Gerek 7 Haziran seçimleri, gerekse 1 Kasım seçimleri hem partiler, hem de liderleri açısından tam bir balık sırtı konumundaydı.
Birileri kaybedecek, birileri de kazanacaktı.
Belki;
Öyle sonuçlarla karşı karşıya kalınacaktı ki, Türkiye’nin rotası kadar, idari yapılanmada ve mali işleyişte farklılıklar olacaktı.
İşte;
Bu nedenle 2015 yılı çok önemliydi.
7 Haziran;
seçimlerinin üzerinden 7 ay, 1 Kasım seçimlerinin üzerinden de 2 ay geçti.
7 ay önce;
Seçmenden aldığı uyarıyı, 5 ay boyunca çalışıp hatalarını düzelten AK Parti, 2015 yılını yine lider olarak tamamlayıp, 2016’ya öyle girdi.
AK Parti’nin;
Ev ödevleri listesinde sadece bazı teşkilatlara dair pürüzlerin giderilmesi işlemi kaldı ki, o da direkt olarak vatandaşı veya seçmeni ilgilendirmiyor zaten.
Son iki seçimden de;
Yine anamuhalefet partisi olarak çıkan CHP’de ise gözler artık bu ay yapılacak olan kurultayda.
Genel Başkan;
Kemal Kılıçdaroğlu tüm eleştirilere rağmen en güçlü aday.
Nedeni de;
İl ve ilçe kongrelerinin bitmiş, Ankara’da kurultayda oy kullanacak delegelerin belirlenmiş olması.
Muhtemelen;
Yeniden Genel Başkan seçilmesi de hiç sürpriz değil.
2015’te;
Büyük yara alan MHP ise, 2016’ya soru işaretleri ile giriyor.
İktidar hedeflenirken, neredeyse HDP ile eşit güce gerilemiş olmak, ülkücü camianın büyük üzüntüsü.
Teşkilatlar rahatsız.
Her ne kadar;
Bahçeli, kurultayın 2018 yılında olacağını söylese de, bir süredir toplanan olağanüstü kurultay imzaları, muhtemelen bu ay ortaya çıkacak.
Ve duruma göre de;
2016’nın ya en karışık partisi MHP olacak, ya da tüm eleştirilerin üzeri Genel Merkez gücüyle örtülüp, belki aralarında Bursa’nın da bulunduğu bazı teşkilatlarda “kıyım”lar yapılacak.
Tabii;
TBMM’de temsil edilmesi bakımından HDP’ye dair de bir iki not paylaşmak gerekiyor ki, o da şu.
Türkiye partisi olma yolunda önemli edinimler kazanmış, daha önce kendisiyle hiç gönül bağı olmamış bazı seçmenlerin bile gönlünü kazanmışken, sözde özerklik ilanı ile hepsini bir çırpıda siliverdi.
O nedenle;
Hele hele Güneydoğu’da yaşananlar ortadayken, görünen tablo, 2016’nın HDP’ye pek yaramayacağı yönünde.