Yazının Giriş Tarihi: 31.01.2016 08:58
Yazının Güncellenme Tarihi: 31.01.2016 08:58
TÜİK’in;
Çalışmasına göre, Türkiye’nin nüfusu 1 milyon 45 bin kişi artarak, 78 milyon 741 bin kişiye ulaştı.
Bursa’nın;
Yine, en kalabalık 4. il olduğunun görüldüğü çalışmada, dikkat çeken bir başka nokta Suriyeli mülteciler.
Mülteciler, TC vatandaşı değil.
Doğru dürüst kayıtları olmadığı gibi, sürekli yer değiştiriyorlar.
Tahminler;
Türkiye içindeki sayılarının 3 milyon olduğu yönünde.
Eğer ki;
Yunanistan’ın nüfusunun 11 milyon, bir diğer komşumuz Bulgaristan’ın nüfusunun da 7 milyon olduğu hesaba katılırsa, bu 3 milyon mülteci nüfusunun ne denli büyük olduğu daha net görülecektir.
Suriye konusu;
İsviçre’de masaya daha yeni yatırıldığı için, ülkenin geleceğine dair soru işaretleri sürüyor.
Çünkü, bu görüşmelerin 6 ay sürmesi bekleniyor.
Bu nedenle;
Mültecilerin durumunun ne olacağı, geri dönüp dönemeyecekleri de şimdilik bilinmiyor.
Ama;
Şu da bir gerçek ki, Avrupa’ya Türkiye üzerinden giden Suriyeli mülteciler, insanlık dışı uygulamalara maruz kalıyorlar.
Mesela;
Danimarka’da acil bir yasa çıkartılarak, mültecilerin ziynet eşyalarına en konulmaya başlandı.
Üzerlerinde 300 Euro’dan yüksek değerdeki ziynet eşyaları polis zoruyla alınacak, sonra satılacak ve geliri de hazineye kalacak.
Yine;
İnsanlık için bir başka yüz kızartan uygulama da “demokrasi beşiği” İngiltere’den.
Karara göre;
Galler’deki mültecilerin kollarına kırmızı kol bandı takılıyor ve günde üç öğün yemek yemeleri ancak bu yöntemle gerçekleştiriliyor.
Bu uygulama;
Büyük tepkilere neden oluyor.
Çünkü;
Nazi döneminde, Yahudilerin kollarına takmak zorunda oldukları işaretlemeleri hatırlatıyor.
Keza;
Demokrasisi ile örnek gösterilen bir başka Avrupa ülkesi İsveç, ülke içindeki huzuru sağlamak için 80 bin mülteciyi sınır dışı etmeye hazırlanıyor.
Hollanda da;
Avrupa’ya Yunan adalarından gelen mültecileri, feribotlarla Türkiye’ye yollamak üzere hazırlık yapıyor.
Emperyalist ülkelerin;
Kocaman bir satranç tahtasına dönüşen Suriye merkezli Ortadoğu, öyle veya böyle bir şekilde paylaşılacak.
Bu paylaşımla;
Petrol ağırlıklı enerji yatakları da el değiştirecek.
Suriye ile;
Hiçbir ilgisi olmamasına rağmen çok sayıda ülkenin savaş gemisinin aylardır Doğu Akdeniz’de demirliyor olması boşuna değil.
İşte;
Tüm bunlar İsviçre’de masaya yatırılan Suriye’den geriye ne kalacağına bağlı.
Bu nedenle;
Kadın, çoluk çocuk, fark etmeksizin mültecilerin Avrupa’da hiçbir önem ifade etmiyor, ifade etmediği gibi, bir dönemin “zenci”leri gibi görülüyor.
Bu nedenle;
Akıllara şu soru geliyor.
Mültecileri ziynetlerine el konulmasından, kollarına bant takılmasına değin pek çok zulüm ve aşağılayıcı uygulama, eğer ki Türkiye’de olsaydı, “modern Avrupa” kim bilir neler derdi?