Sınır ötesindeki ateş ilk kez canımızı yaktı

Doğrusunu;
Söylemek gerekirse, Suruç’ta dün yaşanan patlamaya dair ham görüntüler elimize ulaştığında insanlıktan utandık.
Zaten;
Gencecik vücutların çevreye yayılmış parçalarını görünce fazla da izleyemedik.
Peki;
Kimdi bu öldürülen gençler?
Çoğu;
İstanbul’dan gelen ve kendilerine Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu ismini veren gençlerdi.
Aralarında Bursa’dan gidenler de vardı.
Şanlurfa’ya;
Topluca gelmişler ve Suruç’ta da kültürevi önünde toplanıp “Kobani’nin yeniden inşası” konusunda açıklama yapacaklardı.
Hatta;
İmkanları olursa, Kobani’ye oyuncak ve insani yardım götüreceklerdi.
Yani;
Türkiye sınırının hemen yanı başında sürdürülen savaşı, insanlık katliamını ve İslamiyet adına barbarca cinayet işleyen IŞİD’i kınayacaklardı.
Ama;
Türkiye’yi yasa boğan bir bombalı saldırının odağı oldular.

Böylesine;
Büyük bir saldırıyı ve katliamı pek çok şekilde ele almak mümkün.
En basiti;
“Fuat Avni”nin kısa bir süre önceki mesajından bile yola çıkılabilir.
Erken seçime kadar terör olaylarının tırmanacağını iddia eden “Fuat Avni” PKK-IŞİD geriliminin artacağını öne sürmüştü.

Suruç’ta;
Dün yaşanan katliam, koalisyon hükümeti kurulabilmesine de darbe vurdu.
Muhalefet, gelinen noktada hükümeti suçlarken, bir süredir askıya alınan “çözüm süreci” konusunda da AK Parti ile HDP arasında iyice derin ayrılıklar baş göstermeye başladı.
Nitekim;
Bir süredir bölgede iş makineleri ile TIR’ları yakan PKK militanlarının dün bir de askerimizi şehit etmeleri, Türkiye’nin koalisyon hükümetini hiç de kolay şartlarda kuramayacağını gösteriyor.
Nitekim…
Türkiye’yi;
Açıkça tehdit eden ve gönderdiği canlı bomba ile çok açık bir mesaj verdiği sanılan IŞİD’den Türk halkının ilk kez bu kadar canı yandı.
Öyle ki…
Daha;
3 gün önce Irak’ta bir pazar yerinde aynı yöntemle 90 kişiyi katleden IŞİD, görünen o ki, arkasına aldığı küresel güçlerden destekle, Türkiye’de de katliam yapmayı düşünüp uygulayacak kadar “sınıf atladı”.
Yazık ki ne yazık.