Patent Kanunu neden çıkmıyor?

Fikri ve sına-i mülkiyet haklarında son yıllarda önemli aşama kaydedildi.
 Bu doğru; ama yeterli mi? 
Bence değil.
Çünkü hala 90’lı yılların ‘kanun hükmünde kararname’siyle işler idare ediliyor.
Zaten bunun sonucu olsa gerek hala patent fakiri bir ülkeyiz.
Samimi söylüyorum; 
Bugüne kadar bir anlamda Allah vekil geldik.
Neredeyse bizim ülke olarak yılık patent başvurumuz kadar bir dünya devinin patent başvurusu oluyor.
Bu kafayla fikri ve sınai mülkiyet haklarını nasıl geliştirebiliriz ki?
Dünyanın 10 ekonomisinden biri olacağız; anlamış değilim.
Türkiye’deki tescil sistemi her ne kadar 1800’lü yıllara dayansa da gerçek anlamda 1995’ten sonra Türk Patent Enstitüsü (TPE)’nin kurulmasıyla başladığını da belirtelim.
Peki, soruyorum Türkiye, 90’lı yılların Türkiye’si mi?
Bildiğim kadarıyla eskiden yabancı markalar Türkiye’de tescil edilmiyordu, hizmet markaları tescil edilmiyordu, yine tasarım ve faydalı model tescilleri yapılamıyordu. 
Şimdi buralar aşıldı.
Ama yetmiyor.
 Sektör temsilcileri mutlaka 3 yıldan beri Meclis’te bekleyen 21. yüzyıl Türkiye’sinin ihtiyaçlarına cevap verebilecek yeni Patent Kanunu’nun çıkmasını   istiyor.
Ama bizi yönetenlerin patent matent umurlarında mı?
Onlar nasıl koltuğu koruyabiliriz, nasıl günü kurtarabilirizin peşindeler belli ki;
Yoksa üç yıl boyunca bir patent kanunu Meclis’te tutulur mu?

Katma değeri artırmada Turquality’nin önemi 

Biz ne diyoruz?
Katma değeri yüksek üretim.
Biz ne diyoruz?
Yüksek teknoloji üretimi…
Biz ne diyoruz?
Markalaşma. 
Biz ne istiyoruz? 
Sürdürülebilir ekonomik kalkınma.
Peki, bunun için ne lazım?
İlk başta saydıklarımızın hayata geçirilmesi…
Bunun için de üretim ikliminin desteklenmesi olmazsa olmazdır.
Bu bağlamda son yılarda uygulanan Turkuality programı önemli bir adımdır.
Turkuality programının ne işe yaradığı konusunda bakın Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz neler söylüyor:
 “Sürdürülebilir ekonomik büyüme ve kalkınma için ekonomimize yön veren sektörlerdeki yerli katma değer oranlarının artırılması, bunun için kurumlarımızın markalaşma ve inovasyona yatırım yapması, uluslararası markalaşma için de firmalarımızın Turquality programına katılmaya teşvik edilmesi büyük önem arz etmektedir.” 
Turquality ve marka programları sayesinde, markaların itibarı, rekabet gücü ve ihraç ürünlerinin birim fiyatlarını artırdığını söylüyor.
Evet, Yamankaradeniz haklı.
Turkuality programına dahil olan markaların ihracatı son dört yılda 1,47’den 2,15 dolara çıktı.