Hava Durumu

4-0'a rağmen yüzler gülmüyor

Yazının Giriş Tarihi: 01.11.2017 08:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.11.2017 08:00

Bursaspor haftanın, belki de sezonun en sükseli galibiyetine imza attı...
4-0'lık skor camianın yüzünü güldürse, içini ısıtsa bile yönetimde pek aynı havadan söz etmek mümkün değil...
'Yine ne sıkıntı var?' dediğinizi duyar gibiyim...
Saha sonucu, ortaya konan futbol ve mücadele anlamında bir sıkıntı yok...
Sıkıntı mali konularda...
Her galibiyette alınan 2,2 milyon TL'lik galibiyet primi hiçbir şeye yetmiyor...
Yazarımız, Levent Batur hesaplamış Bursaspor'un yıllık gideri 160 ila 170 milyon TL arasında...
Levent Batur'un bol keseden yazarak hesapladığı gelir kalemlerinin tutarı da 110 milyon TL'yi aşmıyor...
Yani arada 50 ila 60 milyon liralık bir fark var...
Bu farkın kapanması için her türlü yöntem deneniyor ancak sonuç alınamıyor...
Şu ana kadar başkan Ali Ay ve bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar yöneticinin katkısıyla durum bir yerlere geldi fakat artık iş tıkandı...
O nedenle takım isterse şu an Barcelona'yı yensin, sevinç sadece birkaç dakika sürüyor...

Sabah kulübün kapısından girdikten sonra başkan Ali Ay gerçeklerle yüz yüze kalıyor...
O nedenle olağan kongreye 7 ay olmasına karşın Ali Ay bir türlü karar veremiyor...
'Tamam mı? Devam mı?' soruları arasında gidip geliyor...
Devam etme niyetinde olur ve seçimi kazanırsa mali yapı böyle sürdüğü takdirde elini cebine atmak zorunda kalacak...
Aday olmazsa şu ana kadar kulübe verdiği 50 milyon liralık tutarı ne zaman alacağı meçhul bir hal alacak...
Onun için zor bir durum...
Allah kolaylık versin...
Bu arada 25 bin liralık galibiyet priminin dağıtım şekli camiada merak uyandırdı...
Edindiğimiz bilgiye göre ilk 11'de oynayan oyuncular 25 bin liralık tam prim alıyor...
Oyuna sonradan girenler yüzde 75, kulübedeki diğer futbolcular ise yüzde 50 prim almaya hak kazanıyor...
Personel primleri 20 bin lira üzerinden hesaplanıyor...
Yüzde 10 alan da var...
Yüzde 50 de...
Başkan Ali Ay bu yıl personel primlerinde indirime gitmiş...
Bize gelen bilgiler bu yönde...

Çifte standart yakıştı mı?

Antrenman izlemenin, takip etmenin kuralları vardır...
Muhabirler, kameramanlar saha kenarında öyle kafalarına göre hareket edemezler...
Çok şükür, Bursa'daki meslektaşlarımız bu konuya büyük hassasiyet gösteriyor...
Herkes kurallara göre hareket ediyor...
Antrenman sırasında cep telefonlarının bile sesini kısık tutuyor...
Ama dün bu kurallar çiğnendi...


Yayıncı kuruluşun muhabiri gayet rahat bir tavırla sahaya girdi, önce Aziz Behich, sonra da menajer yardımcılığına getirilen aynı zamanda tercümanlık yapan Altuğ Günaydın ile sohbet etti...
Kendisini uyaran kulüp medya sorumlusu Orçun Olukçu'yu da tersledi...
Hatırlatmakta fayda var...
Kurallara göre personel (görevi, unvanı ne olursa olsun) saha içinde dışarıdan gelen alakasız bir kişiyle konuşamaz...
Sahaya giren o alakasız kişiyi de kibarca uyarır ve dışarı çıkmasını söyler...
Ne konuşacaksa, saha kenarında konuşur...
Kurallar herkes için geçerlidir, yayıncı kuruluşun antrenman sırasında sahaya girme gibi ayrıcalığı yoktur...
Bu arada Bursa'da görev yapan meslektaşlarımız araçlarını kurallar gereği otoparka park etmekte...
Yayıncı kuruluş neredeyse arabayla saha içine girecek...


Hayırdır, bu çifte standardın bir açıklaması olur mu?
Yetkililer başkasından duymasın, dünkü antrenmandaki disiplinsiz ortamdan teknik direktör Paul Le Guen de rahatsız oldu...
Antrenmanı bırakıp aralarında sohbet eden ve kendisini duymayan iki personeli uyarmak zorunda kaldı...
Uyaranlardan biri de kaptanlardan Titi'ydi...
Bizden söylemesi, takım içinde güzel giden ortam böyle disiplinsiz hareketlerle bozulmasın...
Uyarmakta fayda var...

Konuşacaklar ama...

Kadronun yarısı yabancı uyruklu...
Doğal olarak tercümanlara da büyük iş düşüyor...
Ama son dönemde maç sonlarında bir sıkıntı yaşanıyor...
Yabancı oyuncu sayısı fazla olduğundan muhabirler röportaj yapmakta zorlanıyor...
Mesela bu hafta Pablo Batalla'ya soru sorulmak istendi, tercüman yok...
Delarge konuşmak istedi yine tercüman yok...
Tek şanslı olan Jires Kembo'ydu...
Onunla birlikte dışarı çıkan Kağan Özensoy röportaj için yardımcı oldu...
Kurumsallık diyoruz ya, işte burada ortaya çıkıyor...
Bunu bizlerin değil, kulüp profesyonellerinin düşünmesi gerekmez mi?
Takım 4-0 maçı kazanmış, oyuncular açıklama yapma isteğinde ama sen oyuncun konuşmasın diye kendi kendine engel çıkarıyorsun...
Bir anlamda kendi bacağına sıkmıyor musun?
Unutmayın, o yabancı oyuncuların ağzından çıkacak bir cümleyi koskoca bir camia bekliyor...

Anı Duvarı ne oldu?

Gördüğünüz fotoğraf stadyumun güney kale arkasının olduğu bölümde çekildi...
Duvarda bir pano var...


O panoda Anı Duvarı projesine katılan kişilerin isimlerinin yazılacağı bilgisi geldi...
Son dönemde şu cümleyle sıkça karşılaşıyoruz...
'Anı Duvarı projesine katıldık, ancak ne arayan var, ne de soran...'
Sahi, ne oldu bu duvar işi?

Hep böyle olsun

90'lı yıllarda Antalyaspor ile Bursaspor maçları taraftarların taşlı sopalı kavgalarına sahne olurdu...
Ama gel gör ki günümüzde iki kulübün taraftarları aynı sofrada yemek yiyor, tribünlerdeki tavırlarıyla tüm Türkiye'ye örnek oluyor...

Bu hafta hep arzuladığımız bir tribün dostluğuna şahit olduk...
Keşke her maç böyle bir ortamda geçse...
Hem Bursaspor hem de Antalyaspor taraftarını yürekten kutlamak gerek...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.