Aidiyet duygusu yok!

Hep deniyor; “Futbolcular sezon sonunda satılacak o yüzden oynatılıyor, oynamayan futbolcuyu satamazsınız” diye…
İyi de böyle oynayan bir futbolcu topluluğunun satılması imkansız…
Bu oyuncu topluluğunu pamuklar içerisinde saklayıp, sezon sonunda satışa çıkaracaksın ki; bir önceki yılın performansları kulüplerin akıllarında kalsın…
Tamam, sezon başından bu yana olan sorun belli; “Futbolcuların iş disiplini yok, sahada da karakterli bir futbol yok.”
E peki Hamza Hamzaoğlu?
Abdurrahim Albayrak ile Konya’da yemekte bir araya gelmesi üzerine, ‘Ne yapacağız bütün ilişkimizi mi keseceğiz?’ demişti…
Hayır Sayın Hamzaoğlu, sadece işinize saygı göstereceksiniz…
Pazartesi takım izinli, salı günü siz Konya’da, çarşamba antrenman, perşembe ter idmanı, cuma maç…
Eğer maçınız cuma günüyse ve takıma izin verdiyseniz kusura bakmayın ama işinizi ciddiye alıp o ödül törenine gitmeyeceksiniz…
1,5 idmanla maça çıkarsanız, etik anlamda büyük bir sıkıntı var demektir…
Gelelim maça…
Bu kadroyla çıkmak için zaten antrenmana da çıkmaya gerek yok…
Söz konusu play station olsaydı zaten bu kadroyla çıkılırdı, önemli olan o oyuncuların sezon başından bu yana takım olamaması ve karakter sergileyememesi…
Tabii bu durum sizin için önemliyse…
Sözü uzatmaya esasında gerek yok…
Açıkçası bu maçta bile Furkan ve Kubilay’ı yedek kulübesinde tutacaksanız, diğer gençleri de kadroya almayacaksanız benim umudum bitti…
65 dakika bekleyip Jem ve Bekir hamlesini söylemeye bile gerek yok!
Sezon başından bu yana karakter eksikliği bulunan bir takım varsa, kulübe ve renklere bağlı olan oyuncuların seçilmesi gerekir ki; o da altyapıda mevcut…
Tabii bu seçimi yapmak için ilk önce takımın liderinin aidiyet duygusu olması gerekir…