Gerekeni oynayanlar

Hafta sonunda 2 önemli maç vardı…
Bir tarafta 2 gerekeni oynayıp istediğini alan takım…
Diğer tarafta da futbolun güzelliklerini yansıtmaktan vazgeçmeyen 2 takım…
Gereğini oynayanlardan ilki Real Madrid'di… Ani presler, haddini bilen bir oyun, pas bağlantılarını kesme, şok hücumlarla gol ve her şeyden önce rakibe bağlantılı savunma stratejisi…
İkinci gerekeni oynayan takım da Fenerbahçe'ydi… 'Kazanmam lazım' derken inanılmaz bir sabırla sahadaydı…
Aynı Real Madrid gibi oynadı Fenerbahçe…
Fatih Terim'i 1 puan yetmesine karşın stratejisinden vazgeçmediği, Aykut Kocaman'ı da kendi takımından güçlü bir ekibi nasıl yenebileceğinin taktiğini oyuncularına empoze ettiği için kutlamak gerekir…
Terim'in kafalarda bıraktığı tek soru işareti, Sabri'yi kurtarıcı olarak oyuna sokmasıydı…
Derbileri bir araştırın. Hepsinin bir altyapısı bulunuyor. Dünya derbisi diye bize şırınga edilen rekabetin ise sadece renklerden(!) kurulu olduğunu söyleyip övünenler var…
Dünya genelindeki derbilerden ayrılan ve iki takımın aynı şehirde olmasından başka hiçbir derbi kültürü taşımayan maçta birkaç güzellik de vardı…
Elmander ile Selçuk'un birbirine sarılması, Fatih Terim'in sakatlanan Sow'a moral vermesi ve Necati'nin ayağına kramp giren Bekir'e ilk müdahaleyi yapması…
Sonuç olarak baktığımızda dünyada futbol artık 80'lerin göze hoş gelen halini bırakıp, gerekeni oynayanların kazandığı zamana doğru akmaya başladı…
Alex tartışması da zaten sırf bu noktada başladı…
Peki bu yazının Bursa ve Bursaspor ile ne ilgisi mi var?
Sadece futbol…