İşte özlenen futbol

Bu maçta skor tabii ki önemliydi ancak ondan daha önemli olan karakterli futboldu…
Bursaspor’u izleyen büyükten küçüğe herkes, Daum’un anlam verilemez sistemini nefes darlığıyla izliyordu…
Maça bakıyorum da Bursaspor çok mu hücuma dönük futbol oynadı, rakibine nefes mi aldırmadı?
Hayır!
Sadece gerekeni sahaya yansıttı ve savunma yaparken bile hücumun düşünülebileceğini cümle aleme gösterdi…
Oyuncu değişikliklerine bakıyorsunuz; maçın gidişatını değiştirecek kalitedeydi…
İrfan Buz, nerede sıkıntı başladıysa hiç beklemeden pansumanı yaptı…
Christoph Daum’un İrfan Buz’u hiç dinlemediği, futbolcuların da Alman teknik adamı hiç sevmediği bu oyunla resmen belli oldu…
Bu önemli oyunun ardından da tabii ki şu soru aklımıza geliyor: Futbolcu bir teknik direktörü sevmiyorsa bütün bir camianın duygularıyla oynar mı, onları sinir testine sokar mı?
Gelelim yönetime…
Elvir Balic iyi ya da kötü teknik adamdır bilinmez, hatta bunu kendisi dahi bilmiyordur çünkü ilk tecrübesi olacak…
İş bilmezlikte çığır açan Erkan Körüstan yönetimi, önce Baliç’i göreve getirdi ardından da olmadı tekrar İrfan Buz’a döndü…
İrfan Buz’un ne yapabileceğine bakmadan böyle bir kararı ancak Körüstan yönetimi verebilirdi…
Takımın başına geçemese de tek soru şu; Yönetim Elvir Baliç’i kime ve neye göre seçti…
TT Arena’da oynanan karakterli ve özlenen futbolun ardından bile bir skandala imza atabilen başta Erkan Körüstan olmak üzere yönetim kurulunu canı gönülden kutluyorum(!)
Yönetime rağmen Bursaspor’un böyle karakterli futbol oynamasını, teknik adamının satrancı andıran hamleler yapmasını, oyuncuların canını dişine takmasını özlemişiz…
Başarılar İrfan Buz, yolun açık olsun…