Sinirle neyi çözebilirsiniz?

Her maçta hakem yazmaktan gerçekten bıktık…  Ancak birçoğu buna adeta mecbur ediyor… Kararları nasıl ve ne niyetle verdiğini bir yana bırakırsak, gerçekten hakemlerin futboldan bihaber olduğunu görebiliriz…
Gözünün önündeki pozisyonu yardımcı hakeme soran, kararlarında istikrarı sağlayamayan, oyunu güzelleştirmek değil, çirkinleştirmek isteyen oyuncuya prim tanıyan bir sistemin parçası olmuş durumda hakemler…
Hal böyle olunca da futboldan önce hakemlerin oyunu nasıl etkilediğini konuşuyoruz…
Tamam hakemin hatası var… 
Ya Bursaspor cephesi?
Önce Volkan Şen’den başlayalım…
Bir takımın kaptanı, sarı kartı varken nasıl olur da rakibinin boğazına sarılabilir?
Takımını toparlaması gereken saha içerisindeki liderin her tartışmanın içinde olması garip değil mi?
İlker Meral’in suçu var da rakibine dirsek atan Civelli’nin, her pozisyonda kendini yere atıp üzerine bir de itirazda bulunan, ortalığı karıştırmaktan da geri kalmayan Josue’nin hiç mi suçu yok?
Peki oyunun bu hale gelmesinde Şenol Güneş’in sorumluluğu yok mu?
Evinde gol aradığı dakikalarda Josue-Şamil değişikliğine anlam verebilen var mı?
Enes Ünal ve Ozan İpek gibi futbolcular sahaya sürülemeyecek kadar kötü durumdaysalar neden kadrodalar?
Takım halinde gergin olunması artık abartı seviyesine ulaşmadı mı?
Emin olun İlker Meral’in yönetim şekline nasıl soru işareti ile bakıyorsak, bu konulara da aynı şekilde yaklaşıyoruz…
Son söz taraftara: Dün akşam Atatürk Stadı’nda küfür ve hakaret olmadan da tepkinin nasıl verileceğini gösterdi tribünler…
Bir önceki yazımda akılcı tezahüratlarla tepkiyi koymaktan kastım tam da buydu esasında…