Bir an dur ve kendini dinle…

Hayat kafasına göre takılır. Siz geçmesin istersiniz, günler geçer ama aksın istersiniz, saatler akmaz… Zamanın nasıl geçtiğini anlamak biraz o anki şansınıza bağlı sanki.
Sınava gireceğiniz zaman karnınıza ağrılar girer dakikalar geçmez. Ders çalışmanız gereken saatler bitmez bir türlü. Dersi sevenlerdenseniz farklı tabii, zaman sizden yanadır.
Ya daaaa sevgilinizden bir mesaj beklersiniz, gelmez bazen. O mesaj gelmez, o telefon çalmaz… Ölür, geberirsiniz çalan her telefona. O anda da sanki bir teste tabiymişsinizcesine, eğlenceli(!) reklam mesajları çınlatır telefonunuzu. Haydi bakalım kolaysa o anda kendinizi teselli ediverin gari…
Diyelim ki çok yorgunsunuz, deli gibi uykunuz var. Gece geç yattınız ve uykunuzun en güzel yerinde caaaarr caaarrr çalan çalar saatle fırlarsınız yataktan. Hayret, zaman ne çabuk da geçmiştir, değil mi?
Ancaaakk, telefonu karıştırmaya veya Facebook, Twitter, Instagram veyahut Linkedin gibi sosyal medya alanlarına bir daldınız mı, anlamazsınız zaman nasıl da çabuk geçmiş…
Size, şöylee güzel bir yazı yazayım diye oturdum bilgisayarımın başına, miss gibi kahvemle Pazar güneşim eşliğinde. Gelen maillere bakayım, aaa Facebook’ta neler olmuş bir göz atayım, Linkedin profilimi güncelleyeyim derkeeenn fark ettim ki, bir saati aşkın süredir bilgisayarımın başındayım.
Tabii bunu fark etmemde, sırtıma saplanan ağrının da etkisi oldu.
Bilgisayar başında biçimsiz duruşumun yan etkisi…
Bir ricam var, şu an bu satırları okuyan siz değerli gözlerden…
Gün geçtikçe teknoloji bağımlılığımızın arttığı bu dönemde, sosyal ortamlardan ne kadar uzak dursak yanımıza kâr kalıyor.
Ben tabii ki, ‘sosyal medya uzmanı’ sertifikalı bir yazar olarak internetin gücüne alkış tutuyorum. Ancak, hak verirsiniz ki, sağlık ve sağlıklı iletişim her şeyden önemli.
Bu yazıyı gazeteden okuyorsanız, şanslısınız. Amaaa şu an internet ü-zerinden bu satırları okuyanlardansanız, kafanızı bir kaldırıp kendinizi dinleyin derim. Veee sevdiklerinizin gözlerine bakıp, bir fincan kahve eşliğinde nefis bir muhabbete dalın. Yarım saatlik güzel bir sohbet, kendinizi iyi hissetmenize ve gününüzü daha iyi geçirmenize destek olacaktır. Bu, hem kendi sağlığınıza hem de sevdiklerinizle sağlıklı iletişim kurmanıza yardımcı olacak ufacık bir adım sadece. Denemeye değer bence.
Ben mi? Size söyleyip kendim kaçmıyorum sağlıklı iletişimden kesinlikle.
Şimdi mutfağa gidip annemle lezzetli ve sağlıklı bir yemek hazırlayıp ailemle bugünümün tadını çıkaracağım.
Sevgiyle…