Yazının Giriş Tarihi: 01.08.2016 07:18
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.08.2016 07:18
Kurtuluş Savaşı sonrası Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlar, bundan 70 yıl önce ülkemizi çok partili siyasi yaşama geçirerek demokrasi için ilk adımı atmışlar, yapılan seçimleri kazanan partiye de iktidarı devretmişlerdir.
Başa geçen siyasi iktidarın 10 yıllık icraatları sonucu ülke diktatörlüğe yönelince başta üniversiteler olmak üzere halk sokaklara dökülerek bu gelişmeleri protesto etmiş, ülkede kardeş kavgası baş göstermiş maalesef askeri darbe ile bu dönem kapanmıştır.
Sonraki dönemlerde başa geçen iyi niyetli yöneticiler sayesinde demokratik kurum ve kuruluşlarla hak ve özgürlükler güvence altına alınmıştır.
O dönemlerde demokrasi kültürümüz yeterince gelişmediği için halk bunlara sahip çıkamamış, gelişmelerden rahatsızlık duyan iç ve dış güçlerin desteği ile darbeler, teşebbüslerle demokrasimiz sık sık kesintiye uğramıştır.
15 Temmuz 2016 günü yapılan darbe teşebbüsünün iç ve dış destekçilerine karşın darbecilere karşı TBMM’deki ve dışındaki partilerin sivil toplum kuruluşlarının ve sokaktaki halkın birlik ve bütünlük içinde bunlara karşı koymaları darbecileri başarısız bırakmış, dağılan, kutuplara ayrılan halkımızı bütünleştirmiştir. Yakalanan bu fırsat çok iyi değerlendirilmelidir. Özellikle siyasi iktidar başta olmak üzere muhalefet partileri toplumu bölen başta başkanlık sistemi gibi dayatmalardan vazgeçmelidir. Atatürk’ün ilke ve devrimlerinin en iyi yapıştırıcı olduğu unutulmamalı, darbecilerle ilgili soruşturma ve yargılamalar adil ve eşit olmalı yeni yeni kutuplaşma nedenleri yaratılmamalıdır.
Darbeler ve teşebbüs döneminin sona ermesi demokrasiye teşebbüs döneminin başlaması dileğiyle.