
50 bin yapının bulunduğu şehrin yüzde 30'unu 2004 yılından önce yapılan riskli binalar oluşturuyor. Bu çerçevede Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde, ilçe belediyeleri, iki üniversite ve odaların da katılımıyla binaların röntgeni kısa sürede çekilecek. Binaların taramasının yapılması için vatandaşlar Büyükşehir Belediyesi'nin internet sitesine online başvuracak. Hızlı tarama ile üniversiteler ve akademik odalar riskli binaların tespitini yapacak, hızlı adımlar atılacak. Büyükşehir Belediyesi'nin Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) ile yaptığı ortak proje çerçevesinde tüm altyapıyı ve stratejik noktaları kapsayacak detaylı çalışma bir yıl içerisinde tamamlanacak.
Maraş ve Hatay merkezli büyük depremlerin ardından Marmara'da deprem riskini yaşayan Bursa'da Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş öncülüğünde; Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof Saim Kılavuz, Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof Naci Çağlar, Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Engin Er, İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Ülkü Küçükkayalar, Mimarlar Odası Başkanı Şirin Rodoplu'nun katılımıyla protokol imzalandı.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Mart ayından itibaren hızlı tarama ile vatandaşların kendi yaşadığı binadaki tereddütlerle ilgili sahada olacaklarını belirterek, "Bugün imzaladığımız protokol ile mevcut yapılar hakkında bilgi sahibi olmanın önünü açıyoruz. Odalar, üniversiteler ve belediyeler ile risk değerlendirmesinin tespiti için çalışmalar başlıyor. Yerinde durum tespit edilip raporlanacak. Talep sahiplerine bildirilecek. Vatandaştan ücret almayacağız. Depremle alakalı bugüne kadar ortaya koyduğumuz bilgi birikimi kullanmaya devam edeceğiz. Yapı stoğu içindeki sağlıksız yapılara yeni eklemeler olmasını ilk etapta engelleyeceğiz. Kaçak yapı yaparak şehrin geleceğine kötülük yapıyorsunuz. Üzerine gideceğiz. Kimsenin bu şehrin geleceğine dinamit koymaya hakkı yok. Samanlıymış, Çalı yoluymuş. Dolayısıyla yeni ilaveler olmasını, kaçak yapı noktasında engellememiz gerekiyor. Sağlıksız yapıları kentsel dönüşümle yenilemek için tüm imkanları seferber ederken, birileri kaçak yapı yapmaya devam ederse iyileştirmelerin bir esprisi olmaz.Kararlı şekilde kaçağın üzerine gideceğiz. Birileri bağırsın. Hakkı yok. Hırsızlık yapmak günah, insan öldürmek günah. Toplumu, bir şehri öldürüyorsun. Buna hakkın var mı. Kim yaparsa yapsın a partili, b partili. Önceliğimiz Bursa ovası. İyice azalan Bursa ovası, verimli tarım toprağı olan Bursa ovasının korunması için radikal kararlar alacağız. Yeni yapılaşmaya tahammülümüz yok. Deprem tahmin çalışmalarına hızla devam edeceğiz. Japon işbirliği ajansı Jika ile başlattığımız risk haritaları ile ilgili Kasım 2022'deki çalışma 1,5 yıllıktı. Proje bize deprem anlamında en riskli bölgeleri ortaya koyacak. Bugüne kadar belirlediğimiz kentsel dönüşüm alanlarına uygulama sahalarının sayısını arttıracağız. Bütüncül, imar planlarımızı revize edeceğiz. İmar planlarının revizyonuna ilişkin, mikro bölgeleme yöntemiyle jeolojik etüd yapacağız. Acil müdahale için ulaşım altyapısının sağlıklı çalışmasının ne kadar önemli olduğunu gördük. Köprülü kavşak, üst geçit gibi sanat yapılarının riskini tespit edeceğiz. Tüm kavşak ve yolların sorgulandığını ifade etmek istiyorum.Kentsel dönüşümle ilgili, buna ne para, ne güç, ne teknik, ne makine ekipman yetmez. "Alsın belediye kentsel dönüşüm yapsın" mantığı doğru değil. O bölgede, o adada, o sitede oturanlar kararını verecekler. 3 katlı binaları 13 katlı yaparak değil üstüne para alarak değil. Devletin verdiği imkanlarla, biz de ekstra imkan nasıl veririz diye sorguluyoruz.
Beşyol'da, Yiğitler'de, 75.yıl Mahallesi'nde çalışmamız var. Ulus ve Arabayatağı'na giriyoruz. Yıkımlara başladık. Biz kentsel dönüşüm yapacağız. Yeni yerlerin boşaltılması, dönüşmesi için bunları depo konut olarak kullanacağız. Konut satmak için yapmadık. Borçlara karşılık kullanmadık. O yüzden de her ilçe belediyemizin beraberinde her vatandaşın duyarlı olması gerektiğini söylüyorum. 1050 konutlarla alakalı 1,5 yıl önce bakanlığa gittiğimizde çok güzel imkan sunduk. Oradaki hak sahipleri 150 bin lira fark vermek istemediler. "Reis bey 70 yaşındayım. 150 bin lira ne fark vereyim" dediler. Aynı kişiler şimdi mesaj atıyor. Bunun üzerinden siyaset yapmadan insanlara doğru şekilde anlatmazsak, geleceğe karşı vebalimiz var. Üzerimize düşen görevleri her bir vatandaşımız nasıl arabasına özen gösteriyor, kıyafetine ve eşyaya özen gösteriyorsa konutu için de gösterecek" şeklinde konuştu.
"50 YILDA YAPTIĞIMIZ HATALARI 50 GÜNDE TEMİZLEYEMEYİZ"
Maraş ve Hatay merkezli depremlerin ardından Bursa'nın seferberliğine teşekkür eden, bölgeye 1600 tır gönderildiğini hatırlatan Başkan Alinur Aktaş, orada yaşadıkları ve gördüklerinin çok etkileyeceğini olduğunu kaydederek, "Şehirlerimiz yıllar öncesinden cazibe merkezi oldu. Kentsel risklere duyarlı yetersiz afet riski taşıyan depreme dayanıklı olmayan yapı stoğu ortaya çıktı. Düzensiz yapılaşmanın sonucu ortada. Deprem uzmanları Kuzey Anadolu fayına dikkat çekiyor. 1939’dan beri batıya göç eden sistematığı var. Tek riskli şehir İstanbul değil. Oradaki bir deprem Türkiye'nin ekonomisine ciddi sıkıntı oluşturur ama ağır sanayi olan Bursa’da da ciddi sıkıntı oluşturur. Ülkemizin ekonomisini derinden etkileyecektir. 1855 küçük kıyamet olarak nitelendirilir. 168.senei devriyesi. 7,5 büyüklüğündeki bu deprem insanların hayatını kaybetmesine, tarihi binaların ve camilerin yıkılmasına sebep olmuştur. Kış ayları olması biraz yangının etkisiyle sonuçlar olumsuz olmuştur. Bursa'da 1939 yılında yerleşim alanı 838 hektar iken 2016 yılında bu rakam 16397 hektara çıkmıştır. 20 katlık büyüme söz konusudur. 1971 yılında Darmstad ile kardeş şehir olduk. Bursa’nın merkez nüfusu 180, köylerle 300 bindi. Darmstad 160 bindi. 50 yılda Darmstad 165 bin oldu. Bizim nüfusumuz 3 milyon 200 bin. Nüfusa kayıtlı olmayan mülteci ve depremzedeleri eklersek 300 bin daha eklemek gerekiyor. Darmstadın 50 yıldaki artışını biz haftada alıyoruz. Aradaki fark ne demek istediğimizi anlatmaya yeterli. 50 yılda yaptığımız hataları 50 günde temizleyemeyiz. İmkansız olmadığı için buradayız. Odalar, sivil toplum örgütleri, akademik odalar, üniversiteler, farklı kurum kuruluşlar kanaatlerini belirttiler. Bazen bunu eleştiri ile öneri ile dile getirdiler. Ancak hepimizin üzerine düşen önemli sorumluluklar var. 1050 konutlardan o kadar çok mesaj aldım ki, ne yapacağımı bilemiyorum. Kentsel dönüşüm vesilesiyle kar etme hastalığımızdan acilen dönmemiz gerekiyor. Kentsel dönüşüm bir rant elde etme aracı değildir. Eskiyen binaları yenilemek için metod ve yöntemdir. Bu noktada herkesin üzerine düşen sorumluluklar var. Devletin de belediyelerin de herşeyden önce o mülkün sahibinin sorumluluğu vardır. "50 yıllık binama karşılık sıfır bina alayım aynı metrekarede üzerine para alayım" mantığı ile bir arpa boyu yol alamayız. Benim üzerimde bir emanet var. Bu emanetle alakalı ama böyle bir şeye vesile olmak istemiyorum. Ben teknik adam değilim ama bir binanın yüksekliği, o binanın sakat olduğu veya öncelikli yıkılacağı manası çıkarmaz. Gördüm tek katlı binaların nasıl ters döndüğünü, yanında 7-8 katlı binaların, toplu konutların nasıl sapasağlam kaldığını gördüm. Önemli olan zemini tanımak. Zemini Bursa olarak tanıyoruz. Bursa olarak Türkiye'de çalışma yapan ilk üç belediyeden birisiyiz. Devam eden çalışmalar var. Bu noktada mevcut bina stoğumuzu tanımamız gerekiyor. Herkeste panik var. Herkes binasının üç aşağı beş yukarı olduğunu görüyor.
İzmir depreminden sonra kolon kirişlerle ilgili kararlar alınmıştı sonuç alamamıştık. Antep, Maraş ve Hatay'da gittim gördüm. Bir kata mağaza galeri yapmak için canım kolonlar kesilmiş, 7 katlı binanın yükü taşıması mümkün değil. Bir ayağınızı iptal edip yaşamaya çalışmak gibi bir şey. Bina çökmüş. Bugün şehrimizin geleceğinin şekillendirilmesi için karar alma günü. Farklı siyasi partilerden olabiliriz. Bursa hepimizin. Bu kararı tüm bileşenlerle birlikte alacağız" ifadelerini kullandı.
1 YILDA RİSKLİ BİNALAR TESPİT EDİLECEK
Toplantıda teknik detayları açıklayan Genel Sekreter Ulaş Akhan da, çalışmanın 17 ilçeyi kapsayacağını belirterek, "Önümüzdeki haftadan itibaren belediyemizin internet sitesinden ilçe belediyelerimizin online başvuralarını almış olacağız. Hızlı tarama ile bunun detaylarıyla alakalı üniversiteler ve ilçe belediyeleri ve akademik odalarla beraber yasa çerçevesinde formları hazırlayıp mart ayının ilk haftasında sahaya ineceğiz. Elimizde yapı stoğu envanteri var.
İlçe belediyelerin kaçak bina tespitleri var. Alt katında ticarethane olan ve statiğe uygunsuz müdahalelerle ilgili ilçe belediyelerinin envanteri var. 4-5 farklı yöntemle kaynakla yapı stoğumuzun kalitesini test etmiş olacağız. Hızlı tarama ile kendi yaşadığı binadaki tereddütlerle ilgili çalışma yapacağız. Belediye olarak Jika ile yapacağımız çalışmayla detaylı verilere, altyapı elektrik ve doğalgaz santralleri, altyapıyı kapsayacak detaylı çalışma olacak. Bursa'da 650 bin yapı stoğu var. Bu protokol ile 1 yıllık sürede yüzde 25’ini talebe göre gözden geçirmiş olacağız. Mikro yöntemle zemin etüdü ihalesini yaptık 3 merkez ilçede başlatıyoruz. Bursa'daki yapı stoğunun yüzde 30'u 2004 yılı öncesine ait. Deprem yönetmeliği 1998'de çıktı. 2001 yılında yapı denetim zorunluluğu getirildi. 2004'te ise hazır beton zorunluluğundan dolayı biz 2004 sonrasını hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.
"TOPLUM DEĞİŞMELİ"
Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof Saim Kılavuz da "Mülk sahipleri olarak bizlerin buradan itibaren bizim bireysel olarak bir tercih ortaya koymamız gerekiyor. Bilgilerin davranışa dönüşmesi için kararlı bir tavır ortaya koymamız gerekiyor. Şuur oluştu. Bunu eyleme dökeceğiniz zaman insani nefsi etmenlerle zaaflarımız ortaya çıkıyor. Her noktada bu böyle. İşe ilk başlayacağımızda zemin etüdünden jeologlardan, geoteknik uzmanlarından başlamak üzere herkes üzerine düşeni; bilimin ön gördüğü şekilde zaaf göstermeden kararlılıkla yerine getirmeli. Hiçbir taviz verilmemeli. Demiri ören ustadan, taşerona, işçiden müteahhite kadar. Müteahhitler ön plana çıkarıldı. Altında iş yapan 200 birim var. Onlara kadar. Yönetimler ve bunların kontrol mekanizması. Hepimizin sorumluluğu var. Deprem bu anlamda vazgeçilemez ise deprem gerçekliği sözkonusu ise bunu örgülemek bireysel tercihlerimizden. Toplumsal ve idari tercihlerimizle olacak. Depremin yıkıcı ve öldürücü olmasının önüne geçmek bilime değer vermekten geçiyor. Kuranı Kerim'de hem karada hem denizlerde bizzat insanların elleriyle yaptıklarından dolayı bozulma meydana geldi. Fesat kavramını kullanıyor. Bu dünyayı yaşanır hale getireceksek, depremleri öldürücü olma özelliğinden çıkarıp sürdürülebilir vaka haline getireceksek; düştüğümüz yerden kalkmamız gerekecek. Hem denizleri hem karayı kirletmemek gerekecek. Herkes sorumluluğu başkasına atıyor. Bir diğer ayette, Allah, bir toplumu o toplum kendisini değiştirmediği müddetçe değiştirmez. Toplumsal değişim yaşacaksak bireyler olarak bilgiye dayalı, etik, davranış sergilemeliyiz. Bu toplantıyı çözümün ilk adımı olarak görüyorum" diye konuştu.
“DEPREM GERÇEĞİNİ UNUTMAMALIYIZ”
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, toplumsal hafızada derin izler bırakan birçok olay bulunduğunu, pandemi sürecinin hala unutulamadığını söyledi. Tarih boyunca karşı kalınan gerçeklerden birisinin de deprem olduğunu anlatan Başkan Alinur Aktaş, Gaziantep ve Hatay bölgelerinde yaşadığı bazı hadiselerin kendisinde de derin yaralar bıraktığını ifade etti. Depremin dünyanın doğal olaylarından biri olduğunun altını çizen Başkan Alinur Aktaş, “Milyonlarca yıldır süregelen bir hadise. Türkiye’nin tamamı deprem bölgesidir. Bu konuda önemli sınavlar verdik, veriyoruz. Bursa olarak yakın zamanda bildiğimiz en büyük deprem, 99 depremidir. Deprem gerçeğiyle yaşamayı, bunun uzun soluklu bir süreç olduğunu unutmamalıyız. Devletimiz tüm kurumlarıyla birlikte deprem sonrasında o bölgelerde gerekli önlemleri alıyor. İhtiyaç duyulan her türlü personel, araç-gereç ve teçhizat, kısa sürede deprem bölgesine ulaştırılıyor. AFAD, Kızılay, Silahlı Kuvvetlerimiz başta olmak üzere, ülkemizin her yanından kurum ve kuruluşlarımızın yanında fedakar vatandaşlarımız da ‘arama kurtarma çalışmaları başta olmak üzere’ yiyecek, giyecek ve kalacak yer noktasında seferber oluyor” dedi.
"BURSA FAY ÜZERİNDE YER ALIYOR”
Deprem öncesi ve sonrasında yapılacaklarla ilgili ülke olarak ciddi bir bilgi birikiminin oluştuğunu söyleyen Başkan Aktaş, hedefin hasarı en az boyutla atlatmak olduğunu belirtti. Bursa için ‘hormonlu büyüme’ terimini kullandığını belirten Başkan Aktaş, “1980’lerden sonra oluşan hormonlu büyümeyi yıkarak, şehri güzelleştireceğimizi söylüyoruz. Ama bu gerçeğin birçok şehrimiz için geçerli olduğunu, Kahramanmaraş merkezli depremlerde gördük. İlk andan itibaren; Bursa olarak deprem bölgesinin yanında olduk, olmaya da devam ediyoruz. Emeği geçen tüm belediyelere teşekkür ediyorum. Şehirlerimiz cazibe merkezi olmaya başladı ancak çarpık yapılaşmış, köhneleşmiş, afetlere ve kentsel risklere duyarlı, altyapısı yetersiz ve niteliksiz, afet riski taşıyan yapılardan oluşan, depreme karşı dayanıklı olmayan yapı stoku ortaya çıktı. Düzensiz yapılaşmanın sonuçları ortada. Deprem uzmanları, ‘yaşadığımız son tecrübelerin ışığında’ Kuzey Anadolu Fayı’na (KAF) dikkat çekiyor. Bursa da bu fay üzerinde yer alıyor” diye konuştu.
“KAR ETME HASTALIĞIMIZDAN ACİLEN VAZGEÇMELİYİZ"
Marmara’da muhtemel deprem tehdidi altındaki tek şehrin İstanbul olmadığının altını çizen Başkan Aktaş, Türkiye’nin ağır sanayisinin kurulu olduğu Bursa’nın da olası bir deprem riski altında bulunduğunu dile getirdi. Tarihi kayıtlara göre Bursa’da 1855 yılında ‘küçük kıyamet olarak anılan’ bir depremden bahsedildiğini hatırlatan Başkan Aktaş, “7,5 büyüklüğündeki bu deprem, insanların hayatlarını kaybetmesine, binlerce ev ve işyerinin harabeye dönmesine, tarihi anıtlar ve camilerin yıkılmasına sebep olmuştur. Bursa’da 1939 yılı yerleşim alanı 838 hektar iken, 2016 yılında bu rakam 16.397 hektara çıkmıştır. 50 yılda yaptığımız hataları 50 günde temizleyemeyiz. Farklı tarihlerde odalarımız, sivil toplum kuruluşlarımız fikirlerini beyan ettiler. Hepimizin üzerine düşen önemli sorumluluklar var. Artık kentsel dönüşümde kar etme hastalığımızdan acilen vazgeçmeliyiz. Kentsel dönüşüm rant elde etme aracı değildir. Kentsel dönüşüm, eskiyen binalarımızı yenilemek için yöntemdir. Devletin ve belediyelerin üzerine düşen sorumluluklar olduğu gibi mülk sahibinin de üzerine düşen sorumluluklar var. 50 yıllık binaya karşılık sıfır binayı aynı metrekarede, hatta üstüne biraz para alma mantığıyla yaparak, 50 sene daha geçse bir arpa boyu yol alamayız. Bu gerçeği herkes görmek zorunda” şeklinde konuştu.
"KİMSENİN ŞEHRİN GELECEĞİNE DİNAMİT KOYMA HAKKI YOKTUR"
Belediye başkanlığının üzerinde bir emanet olduğunu, bu emaneti taşıdığı sürece bu tür olaylara vesile olmak istemediğini belirten Başkan Aktaş, “Bir binanın yüksekliği, o binanın depremde ilk yıkılacak bina olduğunu göstermez. Bunu son depremde de gördük. Önemli olan zeminimizi tanımak. Önemli olan bu zemin üzerine yaptığımız binalar. Zeminimizi Bursa olarak tanıyor ve biliyoruz. Bu konuda Türkiye’deki ilk üç belediyeden birisiyiz. Devam eden çalışmalarımız da var. Mevcut bina stokumuzu da tanımamız gerekiyor. Aslında herkes binasının ne olduğunu üç aşağı beş yukarı biliyor. Bu fotoğrafı herkese göstereceğiz. Bugün şehrimizin geleceğinin şekillendirilmesi için karar alma günüdür. Bursa hepimizin. Bu kararı tüm bileşenlerle alacağız. İlçe belediyelerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız, akademik odalarımız ve üniversitelerimizle birlikte daha güvenli yaşam sağlamanın yol haritasını ortaya koyacağız. Bugüne kadar oluşan tüm emek ve bilgi birikimimizi bu amaç doğrultusunda kullanmaya devam edeceğiz. Bunun için atacağımız adımlardan biri, mevcut yapı stoku içerisindeki sağlıksız yapılaşmalara yeni ilaveler olmasını engellemek olmalıdır. Kaçak yapı yaparak, şehrin geleceğine kötülük yapıyorsunuz. Kimsenin şehrin geleceğine dinamit koyma hakkı yoktur. Kaçak yapılar noktasında yeni ilaveler olmasını kesinlikle engellemeliyiz” ifadelerini kullandı. "DAHA RADİKAL KARARLAR ALACAĞIZ"
Bir taraftan ‘sağlıksız yapıları kentsel dönüşüm yoluyla yenilemek için’ tüm enerjilerini, maddi imkânlarını, personeli kullanmakta iken diğer taraftan kaçak yapılaşma olduğu sürece yapılan iyileştirmelerin anlamının kalmayacağını anlatan Başkan Aktaş, şunları söyledi; “Geçtiğimiz 5 yıllık süreçte hem Valiliğimiz hem de ilçe belediyelerimiz ile birlikte kaçak yapı ile mücadele konusunda çok karar aldık ve bunları uyguladık. Bundan sonraki süreçte kaçak yapı denetimlerini daha yaygın hale getireceğiz ve kaçak yapılaşmaya hiçbir şekilde taviz vermeyeceğiz. Bir toplumu öldürmeye kimsenin hakkı yoktur. Bu konuda öncelikli odağımız Bursa Ovası’dır. Verimli tarım toprağı olan ve zemin açısından da tehlikeli bölge olan Bursa Ovası’nın korunması konusunda, bundan sonra çok daha radikal kararlar alacağız. Ovada yeni yapılaşmaların türemesine tahammülümüz yok. Kentimizin deprem risklerinin tespiti için yürüttüğümüz çalışmalara ‘hız kesmeden’ devam edeceğiz. Bugüne kadar bu konuda elde ettiğimiz yapı envanteri olsun, tehlike haritaları olsun birçok bilimsel veriyi de kullanarak, JICA ile ortaklaşa olarak daha önce başlattığımız risk haritalarının oluşturulması projemizi önümüzdeki süreçte hayata geçireceğiz. JICA ile yürüttüğümüz proje, bize deprem anlamında en riskli bölgelerin görüntüsünü ortaya koyacak. Bu analizlerin sonuçları gözetilerek, bugüne kadar belirlediğimiz kentsel dönüşüm alanlarına ilave olarak öncelikle ele alınması gerekli sahalarda dönüşüm uygulamalarının sayısını artıracağız. Yapacağımız kentsel dönüşüm uygulamalarında bütüncül olma ilkesini gözeteceğiz. İmar planlarımızı bu anlayışla revize edeceğiz”.
"VATANDAŞTAN HERHANGİ BİR ÜCRET ALINMAYACAKTIR"
İmar planlarının revizyonuna yönelik Bursa’nın zemin durumunun çok daha net biçimde ortaya konması için mikro bölgeleme yöntemi ile jeolojik etütlerin yenilenmesi sürecini başlattıklarını açıklayan Başkan Aktaş, şu ifadeleri kullandı; “Bu kapsamda Osmangazi, Nilüfer ve Yıldırım ilçelerimizin plana esas jeolojik etütlerini elde etmiş olacağız. Ayrıca ‘bir deprem esnasında acil müdahale için’ ulaşım altyapısının sağlıklı biçimde çalışmasının ne kadar önemli olduğunu hepimiz bir kere daha gördük. Bu kapsamda sorumluluk sahamız içerisinde yer alan köprülü kavşak ve üst geçit gibi sanat yapılarının risk tespitlerini ‘teknolojik imkânlardan da faydalanarak’ insandan bağımsız bir denetleme sistemi ile sürekli kontrol edeceğiz. Çok önemli bir çalışmayı duyurmak üzere bir araya geldik. Herkeste kentsel dönüşüm beklentisi var. Buna ne para, ne güç, ne de teknik yetmez. ‘Belediye kentsel dönüşüm yapsın’ mantığını da doğru bulmuyorum. O bölgede veya sitede oturanlar bunun kararını verecekler. Bizler de kendi içimizde ekstra nasıl imkanlar verebiliriz, bunu sorguluyoruz. Kısa süre içerisinde bu konuda bazı paylaşımlarımız da olacak. Beşyol’da, Yiğitler’de, 75. Yıl’da devam edenler var. Karapınar, Değirmenönü’ne giriyoruz. Ulus, Arabayatağı’na giriyoruz. Yıkımlara başladık. Kentsel dönüşüm yapacağız. Her vatandaşın bu konuda bilinçli olması gerekiyor. Siyaset yapmadan, insanlara bu süreci doğru şekilde anlatmalıyız. Halkımıza ‘mevcut yapılarının risk durumu hakkında’ bilgi sahibi olabilmelerinin önünü açıyoruz. Osmangazi, Nilüfer ve Yıldırım belediyeleri, Uludağ Üniversitesi, Bursa Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası ve Jeoloji Mühendisleri Odası ile birlikte ‘vatandaşlarımızın talebi doğrultusunda’ ilimizdeki binaların risk değerlendirmesini yapmak üzere işbirliği protokolü yapıyoruz. Protokol kapsamında teknik ekiplerimiz yerinde binaların durumunu raporlayacak ve talep sahiplerine bildirecek. Bunun için de vatandaştan herhangi bir ücret alınmayacaktır. Başta Bursa Büyükşehir Belediyesi olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşlarla bunun maliyetini karşılayacağız. İmzaladığımız protokolün Bursa’mız adına hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” Toplantıda teknik detayları açıklayan Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Ulaş Akhan da çalışmanın 17 ilçeyi kapsayacağını açıkladı. Önümüzdeki haftadan itibaren Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin internet sitesinden online başvuruları almış olacaklarını söyleyen Akhan, “Hızlı tarama ile ‘bunun detaylarıyla alakalı’ üniversiteler ve ilçe belediyeleri, akademik odalarla beraber yasa çerçevesinde formları hazırlayıp mart ayının ilk haftasında sahaya ineceğiz. Elimizde yapı stoku envanteri var. İlçe belediyelerinin kaçak bina tespitleri var. Alt katında ticarethane olan ve statiğe uygunsuz müdahalelerle ilgili ilçe belediyelerinin envanteri var. 4-5 farklı yöntemle yapı stokumuzun kalitesini test etmiş olacağız. Hızlı tarama ile vatandaşımızın kendi yaşadığı binadaki tereddütlerle ilgili çalışma yapacağız. Belediye olarak JICA ile yapacağımız çalışmayla ise altyapı, elektrik ve doğalgaz santralleriyle ilgili detaylara ulaşacağız. Bursa'da 650 bin yapı stoku var. Protokolle 1 yıllık süreçte yüzde 25’lik görev alanını gözden geçirmiş olacağız. Mikro yöntemle zemin etüdü ihalesini yaptık 3 merkez ilçede start veriyoruz. Bursa'daki yapı stokunun yüzde 30'u 2004 yılı öncesine ait. Deprem yönetmeliği 1998'de çıktı. 2001 yılında yapı denetim zorunluluğu getirildi. 2004'te ise hazır beton zorunluluğundan dolayı biz, 2004 sonrasını hedefliyoruz" açıklamasında bulundu.
Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Saim Kılavuz da mülk sahiplerinin bireysel olarak bir tercih ortaya koyması gerektiğini ifade etti. Bilgilerin davranışa dönüşmesi için kararlı tavır ortaya konulması gerektiğini dile getiren Kılavuz, bilimin ön gördüğü şekilde, zaaf göstermeden, kararlılıkla çalışmaların yerine getirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Naci Çağlar ise deprem bölgesinde yıkılan ve ağır hasar gören binaların benzerlerinin Türkiye’nin her bölgesinde bulunduğunu hatırlatarak, benzer hataların tespit edilerek kısa sürede giderilmesi gerektiğini kaydetti.