
Bilgin, bankalardan kendi adına çekilen krediler yüzünden yaşadıklarını sosyal meyda hesabından paylaştı.
Takipçilerinin de aynı mağduriyeti yaşamaması için aldığı güvenlik tedbirlerini anlatan Bilgin şu ifadeleri kullandı:
“Bir profesör daha dolandırıldı!” gibi manşetlerle anılmak istemem. Ancak adli süreç giderek saçma bir hâl aldığı, bir bankada da kayda değer bir ilerleme sağlanamadığı için yazmak zorunda kaldım. Yazdıklarımın belki birisine faydası dokunur, belki...
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Türkiye Bankalar Birliği tedbir alır, Meclisimiz yasal düzenlemeler yapar da insanların maddi-manevi mağduriyetleri önlenir. 2 ay önce (eski maaş bankam olan ve hesabımı kapattığım) Yapı Kredi Bankası’ndan arandım. Görevli, görüntülü hesap açma teşebbüsünde bulunduğumu ancak güvenlik kriterlerinden geçemediğimi, bir sahtecilik ihtimaline karşı beni aradıklarını söyledi. Ben böyle bir teşebbüste bulunmadığımı ifade edince hemen savcılığa başvurmamı ve banka hesaplarımı kontrol etmemi tavsiye etti. (Yapı Kredi’ye müteşekkirim). E-devlet üzerinden baktığımda 5 bankada adıma hesap açıldığını öğrendim. Risk Merkezi Raporu çıkardığımda borçlandığımı gördüm. İlgili bankaları aradım, hesapların dondurulmasını istedim. Avukatımla birlikte savcılığa başvurdum, ifademi verdim. Kimliğim kaybolmamış, çalınmamıştı ama savcının tavsiyesiyle hemen kimlik kartımı değiştirdim. Bankaları dolaşmaya başladık. BİR KİŞİ BÜTÜN BİLGİLERİYLE BENİM KİMLİK KARTIMI ÜRETMİŞ, FARKLI OLARAK ÜZERİNE KENDİ FOTOĞRAFINI YAPIŞTIRMIŞ VE GÖRÜNTÜLÜ GÖRÜŞME YOLUYLA BANKA HESAPLARI AÇMIŞ. Bunun için kullandığı telefon numaraları, telefon markaları belli. İki banka gayriresmi olarak bu kişinin kullandığı kimlik kartının fotokopisini de verdi. Elde ettiğimiz bilgileri Siber Suçlar Şube Müdürlüğü’ne götürdük, MÜŞTEKİ olarak ifade verdik. 3 banka ihtiyaç kredisi ve kredi kartı talebine –henüz- olumlu cevap vermemişti. Diğer 2 banka bir iki gün içinde talepleri kabul etmiş. Birinde 170 bin TL’lik kredi kartı açılmış, diğerinde 60 bin TL’lik kredi kartı ve toplam yine 60 bin TL tutan ihtiyaç kredileri verilmiş. Hepsi aynı gün içerisinde harcanmış. Bankalara itirazlarımı yaptık, ihtar çektik. Sevindiğimiz (!) husus banka hesaplarında yüksek rakamlı hareketlerin olmaması. Ancak gariplikler vardı. Mesela hesabım açılır açılmaz birisi bana 5 (beş) TL göndermiş. Nadir görülecek bu ismi internetten araştırdım ve bir tıp profesörü olduğunu gördüm. Muhtemelen onun da kimliği taklit edilerek sahte hesap açılmıştı. Süreç bana akseden bir gelişme olmadan ilerlerken 15 gün önce karakoldan ifade için çağrıldım. Gittiğimde Yapı Kredi Bankası’nın sahte kimlik üreten kişiyle ilgili suç duyurusunda bulunduğunu öğrendim. Doğrudan ben suçlanmıyordum ama ŞÜPHELİ sıfatıyla ifade vermek zorunda kaldım. Sahte kimlik üretmediğimi, görüntülü hesap açmadığımı, bir üniversite hocası olarak böyle bir şey yapmamın mümkün olmadığını söyledim. (Suçlamalara karşı böyle şeyler demek iyi oluyormuş.) İfade tutanağının yanında “Yakalanan” kısmına imza atmak, “Salıverilme Tutanağı”nı imzalamak da insana dokunuyor.
Bir bankadan iki hafta önce arandım. Banka görevlisi hesap açma görüntüleri, hesap hareketleri ve harcamalarla ilgili bütün bilgilerin Siber Suçlar Şube Müdürlüğü’ne gönderildiğini, mahkeme sonucunda ben haklı görülürsem mahsuplaşacaklarını söyledi. “Yani,” dedim, “Bana isnat edilen borcu ödeyeceğim, mahkemede haklı görülürsem siz bana geri ödeme yapacaksınız. Doğru mu anladım?” “Evet,” diye cevap verdi. Ellerinde görüntü var, benim kimliğim, işim, yerim-yurdum belli ama kendileri kontrol edip hatalarını düzeltmek yerine mahkemeyi bekleyeceklermiş. Bunun üzerine bankadan çok daha yetkili birine ulaştım, meramımı anlattım, kısa bir sürenin ardından problemi çözdüklerini ifade ettiler. Diğer bankaya Akbank yaptığımız itirazın üstünden 2 ay geçmesine rağmen hâlâ incelemenin sürdüğünü söylüyorlar. Üstelik borcun üzerine faiz işliyor. Beni iyice yoran husus ise birkaç gün önce tekrar karakola çağrılmam. İstanbul’da Vakıf Katılım Bankası’nın bir ATM'sine taşla zarar verilmiş ve ben de ŞÜPHELİ havuzunun içindeymişim. (Vakıf Katılım’da adıma sahte hesap açılmasa bankanın kayıtlarında hiç olmayacaktım.) İş resmiyete dökülünce “Saçmalamayın,” deme şansınız yok tabii. “O tarihte İstanbul’da değildim, BTK kayıtlarının incelenmesine izin veriyorum, ATM’ye taş atmadım, böyle bir hareket mesleki itibarımla da uyuşmaz,” diye ifade verdim. Şu anda bekliyorum. 1’i MÜŞTEKİ, 2’si ŞÜPHELİ olmak üzere 3 savcılık dosyasının içindeyim. Hâlâ borç görünen bankaya ise bir ödeme yapma niyetinde değilim. Nihayetinde evime haciz memurları mı gelir, maaşıma el mi konulur, bilemiyorum. Bankalara ceza davası açılamıyormuş ama hukuk davası açılabilirmiş. Haczi hukuk davası için kullanacağım, mental olarak çökmezsem. Mevcut borç bir yana, şüpheli olarak ifade vermek, ATM taşlama gibi bir suçlamaya maruz kalmak insanı yıpratıyor. Bana göre burada dolandırılan ben değilim, bankalar. Ben sadece bir mağdurum, mağduriyetimde adıma kimlik üreten kişi kadar zayıf güvenlik sistemlerine sahip bankaların da payı olduğunu düşünüyorum. (Konuyla ilgili bazı detayları ve güvenlik tedbirlerini aşağıda yazdım.
Adınıza üretilmiş sahte kimlik kartıyla bankalarda görüntülü görüşme yoluyla hesap açılabilir, kredi kartı çıkarılabilir, kredi çekilebilir: e-devlet üzerinden adınıza banka hesabı açılıp açılmadığını, telefon numarası alınıp alınmadığını kontrol edin.
https://www.turkiye.gov.tr/bddk-mevduatkatilim-fonu-hesabi-bulunan-banka-sorgulama
https://www.turkiye.gov.tr/mobil-hat-sorgulama
e-devlet üzerinden “Risk Merkezi Raporu” başvurusu yaparak bankalardaki kredi kartı ve diğer kredi borçlarınızı kontrol edin.
https://www.turkiye.gov.tr/turkiye-bankalar-birligi-risk-merkezi-raporu-basvurusu
e-devlet için “iki aşamalı giriş”i kullanın. Normal şifrenizi girdikten sonra cep telefonunuza mesaj gelsin.
https://giris.turkiye.gov.tr/Giris/gir
Banka hesaplarınızdan e-devlete şifresiz girebilirsiniz. Birisi sizin adınıza hesap açtığında e-devlet şifrenizi bilmese de girebilir. (İki aşamalı giriş varsa yapamaz). Banka hesabınızdan e-devlete girilmemesi için “Erişim Kısıtlamaları”nı tıklayarak internet bankacılığı üzerinden erişimi kapatın.
https://www.turkiye.gov.tr/guvenlik-ayarlari
[Ben iki aşamalı girişi kullandığım için “e-devlet”ime girilememiş. Örneğin bordrolara ulaşılamamış. Eğer girilseydi muhtemelen bütün bankalar kredi kartı ve ihtiyaç kredisi başvurularını kabul ederdi. Bordrosuz belgesiz kabul eden bankaların olduğunu da bu vesileyle gördüm.] Bankaların kişinin adına resmen kayıtlı olmayan telefonla ve farklı adres bilgisiyle hesap açmaması lazım. (Gerçi sahte kimlik üretenler kolaylıkla telefon hattı da alabilir ama bu yeni bir sahtecilik demek.) Mevcut durumda maalesef kişi bankaya uyduruk bir adres bildiriyor, kendisinin kullandığı ama muhtemelen bir yabancının üzerine kayıtlı (patates hat) bir telefon numarası veriyor, bankalar da e-devletten doğrulamadan bunları kabul ediyor. Bütün işlemler o telefon üzerinden yapıldığı, hesap ekstreleri de sahte maile gönderildiği için mağdur, kapısına haciz gelene kadar olayı duymuyor. Bu durum büyük bir ihmal değil midir Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Türkiye Bankalar Birliği?