
Türkiye'de süt sığırı işletmelerinin büyük bir kısmının küçük ölçekli olduğuna da değinen Sarıbal TÜİK verilerine göre yaklaşık 1,1 milyon süt sığırı işletmesinin yüzde 67'sinin 10 başın altında hayvana sahip olduğunu söyledi.
2023 yılı verilerine göre, Türkiye'de inek başına yıllık süt verimi 3 bin 170 kilogramken, AB'de 7 bin 300 kilogram olduğunu belirten Sarıbal, “Türkiye'de süt hayvancılığı yapan üreticilerin en büyük maliyet kalemi yemdir ve yem hammaddelerinde dışa bağımlılık önemli bir sorun. Mısır ve soya, gibi temel yem hammaddelerinin büyük bir kısmı ithal edilirken döviz kurlarındaki dalgalanmalar doğrudan yem fiyatlarına yansıyor. Bu durum, süt üretim maliyetlerini artırarak hem üreticiyi hem de tüketiciyi olumsuz etkiliyor. Üretici yüksek maliyetler nedeniyle zarar ederken, tüketiciye de daha yüksek süt ve süt ürünü fiyatları olarak yansıyor. Çözüm, yerli yem üretiminin artırılması, alternatif yem kaynaklarına yönelinmesi ve yem bitkileri üretiminin desteklenmesi gibi politikaların uygulanmasında. Mera alanlarının korunması ve ıslahı, hayvancılık sektörünün sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıyor. Ancak yıllardır süren tespit çalışmalarının tamamlanamaması ve ıslah çalışmalarının yetersiz kalması, üreticilerin uygun fiyatlı kaba yeme erişimini zorlaştırıyor. Mera alanlarının amaç dışı kullanımı ve tahribatı, hayvan varlığını olumsuz etkilerken, yem maliyetlerini artırıyor” ifadelerini kullandı.
Süt hayvancılığının sürdürülebilirliğini sağlamak için çiğ süt fiyatlarının baskılanmasından vazgeçilmesi gerektiğinin altını çizen Sarıbal, çiğ süt fiyatlarının sanayiciler tarafından değil, üretici örgütlerinin ağırlıkta olduğu bir kurul tarafından belirlenmesi gerektiğini söyledi. Sarıbal, aynı zamanda yem fiyatlarının sübvanse edilmesi, üretim maliyetlerini azaltacak desteklerin artırılması, ayrıca Et ve Süt Kurumu’nun, piyasada dengeleyici bir rol üstlenerek üreticinin gelirini güvence altına alacak müdahale politikaları geliştirmesinin önemini vurguladı.