O eşinin kahramanı

Bursa Hakimiyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Aysın Komitgan’ın Yüz Yüze söyleşilerinde bu haftaki konuğu Yıldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin ve eşi Melahat Keskin oldu.

Haber Giriş Tarihi:
Haber Güncellenme Tarihi:
https://www.bursahakimiyet.com.tr

Bursa’nın örnek sayılabilecek herkesin sevgi ve gıpta ile özendiği bir çift Yıldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin ve Melahat Keskin, hoş geldiniz Sayın Keskin çifti.

Eğitimci ve yazar kimliğiyle tanınan Özgen Keskin’in 21 kitabı bulunuyor. Keskin, zaman buldukça kitap yazmaya devam ediyor. En büyük destekçisi ise eşi Melahat Hanım.

Başta Sevgi Market olmak üzere Yıldırım’da Türkiye’ye örnek birçok projeye imza atan Yıldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin’i eşi Melahat Hanım,’Kahraman’ diye tanımlıyor.  

Hoş bulduk

Melahat Hanım’ı çok tanımıyoruz önce Melahat Hanım’ı tanıyalım. Melahat Keskin kimdir? Öncelikle bizi konuk ettiğiniz için teşekkür ediyoruz başarılarınızın devamını diliyoruz. Artvin doğumluyum, çocukluğum orda geçti, gençliğimizde de Bursa’ya geldik buraya yerleştik, Özgen Bey’le tanıştık.

Kaç yıldır evlisiniz? 30  

3 oğlunuz var üçünü de evlendirdiniz torununuz var mı? 3 torunumuz var, büyük oğlumuzdan ikiz kız torunlarımız var, Ankara’da ortanca oğlumuzdan oğlan torunumuz var.

Özgen Keskin deyince kitaplar ve yayınlar aklımıza geliyor bizim, kendisi tanıdığımız kadarıyla Bursa kamuoyu da artık böyle tanıyor sizi, bu kadar yoğunluğun arasında bunlara da zaman ayırıyorsunuz. Özgen Keskin’ in nasıl bir çocukluğu olmuştur. Benim de hanım gibi çocukluğum Artvin’de geçti, küçük yaştan sonra Bursa’ya gelip yerleştik. O çocukluk yıllarında rahmetli babamın memuriyetinden dolayı Anadolu’yu gezmeye başladık. 4-5 yaşlarında Artvin’den çıktık, Bursa’ya yerleştik. Artvin yemyeşildir doğanın en güzel renklerinin bir araya geldiği gür ormanları vardır bir de Malazgirt’e gittik bomboz bir bozkır hiçbir ağaç yok. Ben birden çocuk olarak yeşile olan tutkumdan dolayı önce bir şaşkınlık yaşadım ve çocukluk yıllarımda bağlarında bahçelerinde gezdiğim Artvin’den sonra böylesi bir bozkırda bir sükutu hayal yaşadım diyebilirim. Bir gün Halef emmi beni yakaladı. Oğlum sen ne yapıyorsun dedi yarım yamalak Türkçesiyle. Ben de ağacı seviyorum dedim. Niye seviyorsun dedi. Benim doğduğum topraklarda bin fidan vardı burada bir fidan var dedim. Artvin’de bin fidan Malazgirt’te bir fidan sonradan bu Yeşil Tutku romanıma konu oldu.

Siz Bursa’ ya aşıksınız? Evet. Bursa’yı çok seviyorum.

Peki Sayın Başkan Bursa’ya bu kadar aşıksınız nasıl Bursa’da buluştunuz yani ikiniz de Artvin’de doğdunuz ama nasıl oldu da Bursa’da tanıştınız görücü usulü mü evlendiniz flört mü ettiniz o yıllarda evlilik şekilleri görücü usulü evlilik oluyordu ama sizinkinin farklılığı neydi Melahat Hanım? Artvin’de iş olmadığından Bursa’ya geldik Artvin küçük bir şehir herkes birbirini tanıyor iyi günde kötü günde bir araya gelir orada görüşünce tanıştık aileler zaten tanışıyordu.

Sonra flört mü oldu nişanlılık sözlülük dönemi mi oldu. Özgen Bey size nasıl bir evlilik teklif etti? Bir yere tavuk yemeye gitmiştik lades kemiği onu tuttu kopardı orada da tarihi romancı olduğu için güzel bir konuşma yaptı beni etkiledi o şekilde başladı. Kısa sürede evlendik.

Bursa da mı evlendiniz? Evet

Düğün yaptınız mı? Evet ufak bir şey

Şimdiki gibi değildi yani Hayır.

Şimdi öyle bir düğün yaptınız ki nikah şahidi sayısı sekizdi oğlunuzda. Yabancı ülkelerden de konuklar vardı gördüğüm kadarıyla. Bizim gerçekten güzel bir çevremiz var. Azerbaycan’dan Abşeron Valisi çok sevdiğimiz arkadaşımız var. Türkiye-Ermeni maçı oynandığı gün Haydar Aliyev Parkı’nı açmıştık ayrıca orayla Nizamiden Gencevi’ye diye bir sempozyum yaptık o sempozyumdan sonra Atatürk’ten Haydar Aliyev’e Haydar Aliyev’den Atatürk’ e karşılıklı sempozyumlar düzenledik. Hem Türkiye’de hem orda. Valiler de orda tüm görevi onlar yapıyorlar orda bir arkadaşlığımız oldu oğlum evleniyor deyince de ben de geliyorum dedi. Şahidimizin biri oydu biri Sayın Faruk Çelik’ti. Bülent Arınç gelecekti Suriye krizinden dolayı gelemeyeceğini başbakanımızla bir toplantı yapacağını başbakanımızın da selamı olduğunu söyledi. Romanya’nın Bükreş belediye başkanı, Ertuğrul Sağlam il başkanımız Sedat Yalçın, Recep Altepe bir de gelin kızımızın dayısı emekli öğretmen, sekiz şahidimiz vardı.

Sizin var mı böyle bir hobiniz Melahat Hanım? Benim yok. Ama kitapları yazarken daha bilgisayara geçmeden hem okur hem ağlardım. Göçmen Gözleri kitabını okuyup hem okur hem ağlardım bu göçmenler ne çileler çekmiş diye.

Biz sizi belediye başkanı olarak tanıyoruz ama bir geçmişiniz var sizde bir de gazetecilik var meslektaşız aynı zamanda, o nasıl başladı nerde başladı? Lise yıllarından beri yazıya karşı bir ilgim vardı öğretmenlerim teşvik ederdi daha sonra üniversitede Türkçe bölümünü kazanınca hem meslek hem yetenek bir arada gelişmeye başladı. Sonra Alkım diye bir dergi çıkarmaya başladık. O bir okul dergisiydi sonra ben Yeşil Bursa diye kendim bir dergi çıkarmaya çalıştım sonra Aydınlar Ocağı başkanlığı dönemimde Erguvan diye bir dergi çıkarmaya çalıştım yayın hayatı dönemimde biraz dergicilik var. Bursa’da bugüne kadar çıkmış birçok gazetede yazarlık yaptım. Mesela o zamanlar Hakimiyet Gazetesi siyah beyaz çıkardı o zamanlar orda hem gençlik sayfası düzenliyordum hem muhabirlik yapıyordum hem köşe yazarlığı yapıyordum.

Doğru Hakimiyet’te mi? Evet... Çoğu gazetede yazdım ama esas köşe yazarlığına Doğru Hakimiyet’te başladım. Davut- dede Mahallesi’nde otururken okula çoğu kez yürüyerek gidiyordum, okula giderken gazete alayım dedim, o zaman da gazeteyi amcalar yürüyerek satardı girdim bir kahveye birkaç amca da orda gazete okumaya çalışıyorlardı beni çağırdılar okumam için baktım ki benim yazımı okumaya çalışıyorlar kendi yazımı onlara okudum daha sonra her gün uğradım onlara hissettirmeden kendi yazımı onlara okudum. Köşe yazarlığından dolayı para kazanıyor muydunuz? Ufak tefek para kazanıyordum. Bursa ile ilgili bir yarışmada gazetedeki yazımdan bir ödül almıştım iyi para ödülü kazanmıştım. Benim aynı zamanda ressamlık yönüm de vardır. Bazı kitapların kapaklarını kendim çiziyordum o yıllarda biraz da tabela yazarak harçlıklarımı çıkarıyordum daha sonra resim biraz gelişti iki kez yağlıboya resim sergisi açtım. Resim yapmak çok dinlendiriyor insanı. Karacabey bağlantınız nedir lise müdürlüğü yaptınız orada değil mi? Evet. Babam Karacabey’e atanmıştı. Ben de ilk görev yerim Bingöl’ e atandım. Bana dediler ki gel seni kız öğretmen okuluna verelim çünkü okulu birincilikle bitirdiğim için böyle bir hakkım vardı ama ben kabul etmedim bayrağımızın dalgalandığı yerde gider çalışırız. Gittim Bingöl’e ama orda çok sıkıntılar çektim kışın altı ay yollar kapalı olurdu o zamanlar ne yapacaksın bol bol okuyup yazardım gaz lambası ışığında ilk kitaplarımı yazmışımdır. Hatta stajyer Türkçe öğretmen olarak atandığım okulda bir piyes yazdım sömestr tatilinde oynattım bir de bağlama çaldım çocuklara folklor ekibi kurdum köyün şalvarlarıyla falan. Geceye valiyi çağırdım. Okulun yaşlı bir müdürü vardı Osman Abi, Özgen ben konuşma yapamam açılış da sana kapanış da sana. Aradan yıllar geçti ben Karacabey Lisesi’ne müdür olarak atandım o müdür orda yine başmuavin. Dört yıl lise müdürlüğü yaptım dört yıl da milli eğitim müdürlüğü yaptım ama hiç sen bana bunları yapmıştın diye söylemedim ama yıllar sonra karşılaştığımda anlatmıştım. Hayat insanı nerden nerelere getiriyor. Peki o yıllarda evli miydiniz siz doğudayken? Yok o yıllarda evli değildim, döndükten sonra evlendik . Peki Karacabey lise müdürlüğünden sonra ilçe milli eğitim müdürlüğü yaptınız? Evet daha sonra Bursa Milli Eğitim’e atandım. Dokuz yıl da Bursa Milli Eğitim’de görev yaptım . Ondan sonra bir dönem belediye başkan yardımcılığı yaptım.

Hangi belediye? Nilüfer Belediyesi. Faruk Baykal’la birlikte çalıştık. Daha sonra belediye başkan yardımcılığımın son yılında bürokrat olarak ama siyasi değildim o zaman bürokrat olarak çalıştım. Son zamanlarda kitaplarımdan dolayı vakıflar bölge müdürlüğü boşalınca teklif geldi ben de kabul ettim altı yıl da vakıflar bölge müdürlüğü yaptım Bursa da.

Peki sonra Adalet ve Kalkınma Partisi’ne geçişiniz nasıl oldu? Ben Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nden emekliliğine hazırlanırken Yıldırım Belediye başkan adaylığına konmuştum Yıldırım Belediye Başkanlığı’nı kazanamadım. Adalet ve Kalkınma Partisi açılınca yeni açılan bu partiye girmek istedim. Birçok bakımdan fikirlerim örtüşüyordu kuruluş tüzüğünde de o zaman Bursa’dan da etkili isimler bulunuyordu, hatta benimde yeni kurulan bu partinin kuruluş tüzüğüne katkılarım oldu yeni bir misyon olsun benim de emeğim olsun diye.

Melahat Hanım, Özgen Bey bu kadar yoğun bürokraside çalıştı yıllarını verdi ve daha sonra bürokrasiye veda edip siyasete geçme kararı aldı, nasıl karşıladınız tepkileriniz oldu mu destek oldunuz mu? Düşüncesini ailece bir toplantı yapıp çocuklarla ve bizle paylaştı bu kararını daha sonra tüm ailesine duyurdu ben böyle bir şey yapmak istiyorum ama bana destek olursanız dedi, bizde destek olduk elimizden geleni yaptık.

Sonuçların açıklandığı geceyi anlatır mısınız Melahat Hanım nasıl geçti? Hepimiz çok heyecanlıydık gece bir telefon geldi Özgen Bey’ e Ankara’ya gel diye, dayısı falan arıyor herkes çok merak ediyordu herkes çok destek verdi bizimle koşuşturdu.

Ankara’ya tek başınıza mı gittiniz? Hayır kayınbiraderimle gitmiştim, karlı bir gündü yolda da bir hayli sıkıntılarla gittik, tam başbakan açıklama yapacaktı, ama ben gece gelen telefondan biliyordum ama kimseye söylememiştim, aileme televizyondan takip etmelerini söyledim onlar televizyondan öğrenmişler çok mutlu olmuşlardı.

Sayın başkan seçim döneminde çok çalışıyorsunuz kazanmak için tabi kazandıktan sonrada ama Melahat Hanım sayın başkandan daha çok çalışırmışsınız doğru mu? Evet

Aslında siz gizli bir kahramansınız, mahallelerde dolaşıp insanların bir sorunu olup olmadığını sorarmışsınız doğru mu? Doğru, başkana destek olmamız için sormamız gerekiyor bizim soframızda her şey var ama onlar peynir ekmek bulabiliyor mu sormak lazım. Geçenlerde Özgen Bey’in telefonuna bir mesaj gelmiş üç engelli çocuğum var eşinizle birlikte bize çay içmeye gelir misiniz yazmış çok üzüldüm bu mesajı görünce. Gittik ufak tefek bir şeyler aldım ama o üç engelli çocuğu görünce gerçekten çok üzüldüm.

Size gelip bir şeyler talep ederler mi, yani ne isteklerle gelir? -Genelde gıda, kömür, eşya. O kadar kötü durumda olan aileler var ki bir koltuğa bile ihtiyacı olan aileler var ki mobilyacı olan arkadaşlar var onlara söylediğimiz zaman sevgi markete gönderiyorlar bende başkana söylüyorum oda o ailelere gönderiyorlar.

Kaç yıl oldu sevgi market, ne zaman açıldı? Sekiz yıl oldu.

Bu gerçekten hem insanları mahcup etmeden kendilerini gidip seçebileceği bir uygulama değil mi? Evet öyle insanların gururu kırılmıyor bu şekilde.

Özel hayatıyla ilgili bir istekte bulunanlar var mı? Mesela adam eşiyle kavga etmiş bizi barıştır diyor böyle talepte bulunanlar var mı? Melahat Hanım: Bana öyle bir talepte bulunan gelmedi ama Özgen Bey’ e gelen çok oluyor.

Peki sizden izin almadan mı yayınlıyorlar? Evet benden izin almadan yayınlıyorlar ve en çok okunan kitap olmuş gittim ödül aldım oradan da. Uluslararası aşıklar ve şairler şöleni yapıyoruz bu yıl sekizincisini yapacağız. 12 ülkeden 100’e yakın şair ve yazar aynı zamanda aşık katılıyor. Daha önceden Konya’da yapılıyordu 40 yıl Konya’da yapıldı. Fevzi Halıcı yaşlanınca bana bir mektup yazdı ben artık bu işi yapamıyorum sen de bu işte emeği geçen bir insansın Türk halk edebiyatında, bundan sonra bu işi yürütür müsün diye resmi bir belge ile başvurdular, sekiz yıl da biz yapıyoruz. Hem Türkiye hem Bursa uluslararası düzeyde tanınmış oluyor kültür bakanlığı ve benzeri destekler alıyoruz.

Kaç kitabınız var Özgen Bey? 21 kitabım var şu anda. Şu an bazı baskılar yayınevleri tarafından yayınlanmakta çok kitap yazamıyorum ama bazı eserlerim yayınlanıyor özellikle bazı kitaplarım yurt dışında da yayınlanıyor. Pek sormuyorlar öylece yayınlıyorlar, Yunus Emre Var Yar’ına kitabım ödüllü bir kitap kültür bakanlığından Azerbaycan'da yayınlanıyor,

Genelde eşinizle birçok yere gidiyorsunuz mesela yabancı ülkelere gezmeyi sever misiniz, birlikte baş başa kalınca ne yapmaktan hoşlanırsınız. Seyahati çok severim ama pek gidemiyoruz. Fransa’ya kardeşime ve torunumuz olunca Amerika’ya gittik bebek ziyaretine.

Birlikte neyi yapmaktan hoşlanırsınız eş olarak? Birlikte seyahat etmeyi, sohbetlerini çok beğeniyorum tarihi romancı olduğu için çok büyük bir keyif alıyorum, kitap okuyor veya yazarken yazdıklarını okuyorum.

Yani 24 saat birlikte olsam sıkılmam diyorsunuz. Hayır sıkılmam daha çok memnun olurum.

Kindar mısınız? Hayır kindar değilim. Çok sabırlıyım. Çok az oluyor o sabır taşması.

Sizde de var mı o sabır? Yok bende yoktur sabırsızım.

Peki kıskanç mısınız, birbirinizi kıskanır mısınız? Yok öyle şeyler yok belki gençlik yıllarında olmuştur ama artık hayat arkadaşıyız öyle şeyler olmuyor.

Melahat Hanım ben onun yazdıklarını okumaktan, onun sohbetini dinlemekten çok keyif alıyorum’ dedi sizin için, peki müzikle aranız nasıl ses tonunuz çok akustik sizin de bir ona yatkınlığınız var mı? Gençlik yıllarında bağlama çalıyordum, türkü ve Türk sanat musikisi söylüyordum ama son zamanlarda pek fırsat bulamıyoruz yine de eş dost sohbetlerinde küçük gecelerde elimize mikrofon tutturdukları oluyor yani.

Oğlunuzun düğününde söylemediniz mi? Ona zaman kalmadı. Hatta bir yakınımız beraber düet yapacak ne oldu dedi, ama çok yoğundu kalabalıktı ona zaman olmadı.

Zaman ayırıp bu yoğun tempoda ve düğün yorgunluğunu bile atamadan konuğumuz olduğunuz için çok teşekkür ederim her ikinize de. Biz de size çok teşekkür ederiz. En kısa zamanda tekrar birlikte olmak dileğiyle.  

 

Röportaj: Aysın Komitgan