
Konut sektöründe son aylarda yaşanan hareketlilik, inşaat malzemeleri fiyatlarını da etkiledi. Demir, çimento ve beton gibi temel yapı malzemelerinde dövizde ya da ham madde fiyatlarında ciddi bir artış olmamasına rağmen peş peşe zam yapıldığı belirtildi.
“BİR ANDA FİYATLARIN ARTMASI NORMAL DEĞİL”
Türkiye Gazetesi’nde yer alan habere göre, devletin 500 bin konutluk sosyal konut projesi hazırlıklarıyla birlikte sektörde canlanma başladı. Ancak bu hareketliliğin ardından fiyatlarda beklenmedik bir artış görüldü.
Sektör temsilcileri, döviz kurları ve üretim maliyetleri sabitken gerçekleşen bu zamların ekonomik gerekçelerle açıklanamayacağını ifade etti. Müteahhitler, “Döviz yerinde sayarken bir anda fiyatların artması normal değil. Bu sektöre zarar veriyor. Yeni proje yapmak zorlaşıyor” değerlendirmesinde bulundu.
DEMİR FİYATLARI TARİHİ SEVİYELERDE
Demir fiyatlarındaki yükseliş sektörde büyük şaşkınlık yarattı. İstanbul’da bir ton ince demirin fiyatı 30 bin 700 TL’ye, Karabük’te ise 30 bin TL sınırına dayandı. Uzmanlar, bu artışın ekonomik temellerle açıklanamayacağını belirterek “yapay fiyat artışlarına” dikkat çekti.
DİĞER MALZEMELERDE DE ZAMLAR BAŞLADI
Demir fiyatlarının ardından çimento ve beton fiyatlarında da artış trendi başladı. Müteahhitler, bu zamların kamu projelerini ve kentsel dönüşüm alanlarını da doğrudan etkileyeceğini, yeni konut maliyetlerinin katlanarak artacağını vurguladı.
Artan girdi maliyetleri, özel sektör ve sosyal konut üretiminde yavaşlama riski oluşturuyor.
MÜTEAHHİTLERDEN ORTAK TEPKİ
Sektördeki fiyat artışları, müteahhitleri tekrar harekete geçirdi. Özellikle deprem bölgesinde süren yoğun inşa sürecine rağmen çimento fiyatlarında zam planlarının yapılması, tepki topladı.
Sektör temsilcileri, “Bu süreç kabul edilemez. Adil fiyatlandırma ve rekabetçi piyasa dengesi korunmalı” çağrısı yaptı.
Daha önce benzer bir durumda, İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) öncülüğünde sektörel boykot kararı alınmış, üreticilere karşı toplu duruş sergilenmişti. Bugün de benzer tepkilerin yükseldiği ve sektörün yeniden ortak bir tavır alma eğiliminde olduğu belirtiliyor.