
Türkiye'nin dış ticaret fazlası veren stratejik sektörlerinden biri olan tekstil ve hazır giyim, son iki yılda ciddi bir daralma sürecine girdi.
Talep daralması, yüksek enflasyon, döviz kurundaki dalgalanmalar ve özellikle artan enerji maliyetleri, sektörü derinden etkiledi.
Bu süreçte birçok büyük tekstil firması, üretim merkezlerini Mısır’a taşımaya başladı.
SEKTÖRDE 295 BİN KİŞİLİK İSTİHDAM KAYBI
2022 yılında güçlü bir büyüme gösteren sektör, 2023 ve 2024 yıllarında bu ivmeyi sürdüremedi. Türkiye genelinde son iki yılda yaklaşık 295 bin kişilik iş gücü kaybı yaşandı. Bu kaybın %60'ı kayıtlı istihdam, %40'ı ise kayıt dışı atölyeler kaynaklı oldu. En fazla istihdam kaybı ise İstanbul, Bursa, Gaziantep, Kahramanmaraş, Denizli ve İzmir gibi üretim üslerinde görüldü.
TÜRK FİRMALARININ YENİ ADRESİ: MISIR
Yalnızca son iki yılda 200’den fazla Türk tekstil firması üretim faaliyetlerini Mısır’a taşıdı. Yapılan yatırımların toplam hacmi 3 milyar doları aşarken, Mısır’ın tekstil ihracatının üçte biri Türk firmalarının üretimiyle karşılanıyor.
Bu göçün en önemli nedenleri şöyle sıralanıyor:
10 yıl boyunca vergi muafiyeti
Ucuz iş gücü (Mısır’da işçilik maliyeti aylık ortalama 170 dolar; Türkiye’de 1.750 dolar)
Enerji sübvansiyonları
Yatırım ve üretim teşvikleri
“TREND DURMAZSA İHRACAT GÜCÜMÜZ KIRILIR”
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, üretimin ve siparişlerin sadece Mısır’a değil, aynı zamanda Fas ve Pakistan gibi ülkelere de kaydığını söyledi. Gültepe, “Bu trend durmazsa, Türkiye'nin ihracat gücü orta vadede ciddi şekilde törpülenebilir” uyarısında bulundu.
MALİYETLER KATLANDI, ÜRETİCİ ZORDA
2023 sonu itibarıyla tekstil üretiminde en büyük gider kalemini %37 ile işçilik, %29 ile hammadde, %24 ile enerji, %10 ile diğer giderler oluşturuyor. 2022-2024 arasında elektrik tarifelerine %172, doğalgaz fiyatlarına %198 zam geldi. Ayrıca, bir ton pamuğun fiyatı 2022’de 2.200 dolar iken 2024 itibarıyla 3.050 dolara çıktı.
UZMANLARDAN UYARI: KATMA DEĞERLİ ÜRETİME GEÇİLMELİ
Sektör temsilcileri, Türkiye'nin acil olarak katma değerli üretim stratejisi geliştirmesi gerektiğini belirtiyor. Aksi halde, Türkiye’nin uzun yıllardır sahip olduğu “ihracatçı ülke” unvanını kaybetme riski ile karşı karşıya kalabileceği ifade ediliyor.