
Çanakkale Zaferi şiirleri öğrenciler ve öğretmenler tarafından araştırılıyor. Türk tarihinin dönüm noktası olan Çanakkale Savaşı'nın anma günü her yıl 18 Mart'ta gerçekleştiriliyor. Savaşın gerçekleştiği bölgede ve Türkiye'nin dört bir yanında çeşitli anma etkinlikleri düzenleniyor. 18 Mart tarihinde okullarda yapılacak olan etkinlikler nedeniyle öğrenciler hangi şiirleri veya sözleri okuyacaklarını merak ediyor. Bu özel günün önemi ve hissettirdiği duygular okunan şiirler ve sözlerle paylaşılıyor. Çanakkale Zaferi'nin 102'nci yıl dönümünde okuyabileceğiniz 18 Mart sözlerini ve şiirlerini haberimizde derledik. İşte, 18 Mart'ın anma töreni olarak tarihe geçmesine neden olan Çanakkale Savaşı'nın detayları ve 18 Mart Çanakkale şiirleri!
Çanakkale Savaşı veya Çanakkale Muharebeleri, I. Dünya Savaşı sırasında 1915-1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası'nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir İtilaf Devletleri; Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'u alarak İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek, Rusya'yla güvenli bir erzak tedarik ve askeri ikmal yolu açmak, başkent İstanbul′u zapt etmek suretiyle Almanya′nın müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletlerini zayıflatmak amaçları ile ilk hedef olarak Çanakkale Boğazı'nı seçmişlerdir. Ancak saldırıları başarısız olmuş ve geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Çok ağır kayıpların verildiği savaş tarihe Çanakkale Zaferi olaral geçmiştir.
ÇANAKKALE ZAFERİ VE ÇANAKKALE SAVAŞI SÖZLERİ
● Benimle beraber burada muharebe eden bütün askerler kesin olarak bilmelidir ki bize verilen namus görevini eksiksiz yapmak için bir adım geri gitmek yoktur. Uyku, dinlenme aramanın, bu dinlenmeden yalnız bizim değil, bütün milletimizin sonsuza kadar mahrum kalmasına sebep olacağını hepinize hatırlatırım. (Mustafa Kemal Atatürk)
● Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur. (Mustafa Kemal Atatürk)
● Harpte iki meş'um (uğursuz) şey vardır. Bunlardan biri taş duvara körükörüne yüklenmek, diğeri kuvvetleri birtakım ayrı ve bağlantısız harekata dağıtıp körletmektir. Biz bu iki ahmaklığı yapmanın tehlikesiyle karşı karşıyayız. (İngiliz Başbakanı Asquith)
● Ordunun yardımı olmaksızın Filo'nun başarı sağlayabileceği ümidine kapılmıştım; fakat şimdi bu işte müşterek bir harekatın zorunlu olduğunu anlıyorum. (Churchill)
● Türkler, Çanakkale'yi zorlayan çağının en ileri tekniğine sahip güçler karşısına adeta bir kale gibi dikilmişlerdir. (Churchill)
● Bu Türk kıtaatının cesaret, metanet ve se'bat cihetiyle takdir ve senaya liyakati, her şüphenin fevkinde bulunmuştur. Donanmasının ateşiyle de, en müessir surette muavenet gören pek cesur bir düşman taarruzlarına karşı sayısız muharebelerde bu kıtaat mevkilerini muhafaza etmişlerdir. (Alman Generali Uman von Sanders)
● Avrupa'da hiçbir asker yoktur ki, bu ifadenin altını çiziyorum, * Türklerle mukayese edilebilsin. Almanların müdafaada gayet iyi oldukları kabul olunabilir. Fakat siperlerde onlar dahi Türklerle kıyas edilemez. Misal olarak Gelibolu'yu zikretmek isterim. Orada bizim gemi ateşlerimizle büyük zayiata uğrayan kıtalar, Türk olmasalardı. Yerlerinde kalamaz ve derhal değiştirilirlerdi. Halbuki, Türkler, bütün muharebe müddetince yerlerinde kaldılar. (General Tawshend)
● Çanakkale Boğazı'ndaki Türkler ve Almanlar da 18 Mart'ı aralıksız takip eden sessiz günler, şaşkınlık ve sonra da, büyük bir sevinç uyandırdı. Moral, son derece yüksekti. Kaleler ve tabyalardaki hasar da kolaylıkla giderilmiş olmakla beraber, ağır bataryaların cephane durumu-ciddiyetini koruyordu. (Robert Rhodes James)
● Çanakkale müdafaası, üç mucizeler muharebesidir. Hali kurtardı; maziye hamaset ve azametini iade etti; vatanımızı bir vatanı ebedi yaptı. (Sami Paşazade Sezai)
EN GÜZEL 18 MART ŞİİRLERİ
Çanakkale Şehitlerine
Şu boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. Ne hayasızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde gösterdiği vahşetle "bu: bir Avrupa'lı" Dedirir, yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi, Varsa gelmiş, açılıp mahpesi, yahut kafesi! Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak Boşanır sırtlara vadilere sağnak sağnak. Saçıyor zırha bürünmüş de namerd eller, Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller. Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere, Sürü halinde gezerken sayısız teyyare. Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler, Kahraman orduyu seyret ki, bu tehdide güler! Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından; Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman? Hangi kuvvet onu, haşa edecek kahrına ram? Çünkü te'sis-i ilahi o metin istihkam Şüheda gövdesi, bir baksana, dağlar taşlar... O, rüku olmasa, dünyada eğilmez başlar, Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor; Bir hilal uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor! Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker, Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi, Bedr'in aslanları ancak bu kadar şanlı idi. Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? "Gömelim gel seni tarihe" desem sığmazsın. Hercümerc ettiğin edvara da yetmez o kitap Seni ancak ebediyetler eder istiab. "Bu taşındır" diyerek Kabe'yi diksem başına, Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına, Sonra gök kubbeyi alsam da rida namiyle Kanayan lahdine çeksem bütün ecramiyle Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan Yedi kandilli Süreyya'yı uzatsam oradan. Sen bu avizenin altında bürünmüş kanına Uzanırken gece mehtabı getirsem yanına. Türbedarın diye ta fecre kadar bekletsem, Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem. Tüllenen magribi akşamları sarsam yarana, Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana... Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber, Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.
Mehmet Akif Ersoy
18 Mart Çanakkale
Bulutlar sarmıştı her yanı, Kapkara bir geceydi, Yağmur,bardaktan boşalırcasına, Sağnak gibi yağıyordu, Yedi düvelin gemilerinden yükselen, Top,tüfek sesleri, Her yanı inletiyordu, Mustafa Kemalin askerleri, Aslanlar gibi dövüşüyordu, Ve Çanakkale kahramanca, Düşmana selam veriyordu,
Kükrüyordu tepeden, Mustafa Kemal, Vatanıma ayak basacaksa düşman, Yaşamanın ne gereği var, En son nefer ölünceye kadar, Dövüşeceksiniz aslanlar, Görecek bütün dünya, Ne aslanlar doğururmuş, Emineler,Hatçeler,Ayşeler,Fatmalar.
Ali Osman Yılmaz
Çanakkale
Gün geçmiş,yıl geçmiş ne yazar. Her karış torağında bin,şehit bir mezar. Yeryüzünde yaşadıkça,tek dişi canavar. Türk milleti aynı destanı yine yazar.
Sen rahat uyu ey şanlı şehit. Gölgesinde gölgelen al bayrağın. Hangi kem göz sana edebilir nazar. Türk milleti aynı destanı yine yazar.
Yedi cihana yeter yazdığın destan. Gök kubbe ay,yıldız sana verir selam. Çanakkaleyi düşmana yaptınya mezar. Türk milleti aynı destanı yine yazar.
Dünya döndükçe Çanakkale yine geçilmez. Kanınla suladın toprağı hangi canlı seni bilmez. Sen yazdın cihana şanlı tarihi artık kim bozar. Türk milleti aynı destanı yine yazar.
Şefik Aydemir
YİĞİDİM / ŞEHİDİM
Bakmakla bilinmez kıymetim/kadrim Her karşı toprağım kutsaldır benim Uğruma binlerce şehitler verdin Al kanla yazıldı tarih defterim
Vurulup koynumda yatan yiğidim Kıyamette elbet sana şahidim Bu vatan uğruna gitti gençliğin Göklerden verildi rütben şehidim
Vatan bir cehennem gibi yanıyor Dünya bizi mağlup olmuş sanıyor Suskun duran millet bir uyanıyor İttifaklar Mehmetçiği tanıyor
Kahramanlar burda çoktur seçilmez Şehitlik şerbeti kolay içilmez Bir nefes anında umman geçilir Bilinir ki Çanakkale geçilmez
Burası Türklerin ebedi yurdu Her Mehmet bir tabur düşman vurdu Böylece tüm dünya şanın duydu Yedi Düvel mecbur selama durdu
Dinle beni dinle anla ey gencim Yiğitler koynumda artar direncim Atanın yazdı takvime göre Seninle akranım ben de çok gencim
Huzurla şad olsun ruhu atanın Pişman oldu soyu bana çatanın Sonsuza dek sana kutsal vatanım (Bu)Övünç binlerce kefensiz yatanın
Ey gencim ecdadın bedel ödedi Uğratma namerdi yurduma dedi Üzme sen Ata'nı incitme emi
Görevi ilahi bilincindendi Şöhreti saygıyla söylenip geldi
Zeki İ. KIZILIŞIK
Çanakkale Destanı (2)
Yıl 1915 18'indeyiz Martın. Kendine gel biraz! Pek tekin değildi Çanakkale'nin suyu, Geçilmez bu boğaz... Geçilmez bu boğaz... Bizi Ne topun yıldırır, Ne kurşunun. Çünkü artık Başladı cengimiz. Er meydanında bulunmaz dengimiz... Sen misin Mustafa Kemal'im ileri diyen? İşte fırladık siperden. Sırtına yüklenmiş kahraman Seyit 276 kiloluk mermiyi, Koşuyor bataryasına ateşler içinden. Bu mermi denizlere gömecek Elizabet'i Buvet'i... Yanıyor bugün Anafartalar yanıyor, Denizler yanıyor, Dağlar yanıyor. Zafer bizimdir artık Düşman zırhlıları batıyor... Türk'üm, Muzaffer olarak doğmuşuz bir kere. Bir karış toprak uğruna Kimimiz şehit oluruz. Kimimiz gazi. Hiç değişmez bu yazı. Dünyada her yer geçilir belki Lâkin geçilmez Çanakkale Boğazı...
Fahri ERSAVAŞ
Çanakkale Geçilmez
Çanakkale dediğin manasızdır sanma sen Ordaki şehitlerdir tarihlere şan veren Vatan toprağı için can ile serden geçen Korkuyor bu kafirler tüyleri diken diken
Su üstü mayın dolu nusret toplar mayını Bir yandan Elizabeth düşünüyor canını Komayacağız yerde şehitlerin kanını Korku bilmez bu millet artıracak şanını
Mehmedoğlu Seyyid'in mermiyi kaldırışı Dünya durdu, dönmüyor seyreyliyor yarışı Anlayacak kafirler bucağı ve karışı Türküm başkaldırdı ki zaferdir haykırışı
Gaza, cihad nasib et Türk milletine ya Rab! Anzak, Hindu, İngiliz... Hepsi harab ve bitab Her renk, her dil, her kıta bilsin ki bu kutlu ab Çanakkale suyu bu ne Rum dinler ne Arab
Anafarta, Dardanos, Boğalı, Seddülbahir Türktedir bu topraklar dünyada evvel ahir Kayboldu İngilizler bilinmiyor nerdedir 'Çanakkale Geçilmez' bu da açık gerçektir
Samet Mehmet Bora
Çanakkale Kahramanları
Malım, mülküm Eşim, dostum Yarim demediniz Hiç tereddütsüz Gidip can verdiniz Elimde bardağım Çayımı rahat içebiliyorsam Çünkü siz orda öldünüz Daha onbeşinde, onaltısında Kurşunlara yürüdünüz Helal edin hakkınızı Yapabildiğim tek şey bugün Bir Elhamla, iki damla gözyaşı Ruhunuz şadolsun Çanakkale Kahramanları
Ayşe Adlım
Çanakkale Zaferi
Her şeyi hesaplayıp yurdumuzu böldüler Bizi yok etmek için sürülerle geldiler Türk'ü tanımadılar gafletlere daldılar Mehmetçiği görünce kanı dondu kurudu Mehmetçik şehit oldu vatanını korudu
Düşmanlar tekniğiyle işini kolay sandı Her taraf cehennemdi ateş barut ve kandı Çanakkale geçilmez; o ne müthiş destandı Can verdi Mehmetçikler vatanını korudu Ya ölüm Ya istiklâl; buydu şartı şurutu
Cephede her yer müthiş, kan barut kokuyordu Mehmetçik mermisizdi süngüyü takıyordu Ölüme emir almış dualar okuyordu Taarruz için değil ölmek için yürüdü Düşmana dehşet saldı vatanını korudu
İşte böyle ölümü ölümsüzlük bilmişler Ne engin iman gücü, ölürkende gülmüşler Anladı ki düşmanlar yanlış yere gelmişler Onları aynı anda büyük korku bürüdü Bizim şehitler ölmez onlar öldü çürüdü
Der Mikdatî askerin her biri bil ki zahit Cengaverce savaştı vatan uğrunda şehit Kazanmayı bildiler imanlarıydı ahit Şadolsun ecdadımız vatanını korudu Ölen düşmanları da Mehmetçikler kürüdü
Mikdat Bal
Zafer Marşı
Tarihi çevir, nal sesi kısrak sesi bunlar Delmiş Roma'nın kalbini mızrak gibi Hun'lar
Göktürkler, Uygurlar, Oğuzlar, Peçenekler Türk'ün tarihine binbir zafer ekler
Dünya atımın nalları altında ezildi Kaç haçlı sefer göğsüme çarpınca kesildi
Bir gün gemiler dağlara tırmandı denizden Kudret ve zafer bizlere miras dedemizden.