Marmara Denizi’nde yeniden görülen müsilaj, ekolojik felaketin her yıl tekrar etme ihtimalini artırıyor. Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, alınacak önlemler geciktikçe Marmara Denizi’nin kalıcı şekilde zarar görebileceğini vurguladı.
2021’de kamuoyunun gündemine giren müsilaj, 2024 Ekim ayında yeniden görülmüştü. 2025 Haziran ayında yüzeyden kaybolan ancak su kolonunda varlığını sürdüren müsilaj, sadece 3 ay sonra 14 Eylül 2025’te tekrar ortaya çıktı. Uzmanlara göre bu erken dönüş, Marmara Denizi’nin yeni bir kısır döngüye girdiğini gösteriyor.
BİLİM İNSANLARINDAN ACİL EYLEM ÇAĞRISI
Gemlik Körfezi, Tekirdağ kıyıları, Marmara Adası, Bandırma ve Erdek Körfezleri ile Çanakkale Boğazı girişinde 10-30 metre derinliklerde yoğun müsilaj tespit edildi. Bilim insanları, bu hızla yayılmaya devam ederse 4 hafta içinde tüm Marmara Denizi’ni kaplama ihtimali olduğunu söylüyor.
“MÜSİLAJ KENDİLİĞİNDEN GEÇMEYECEK”
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, müsilajın iklim değişikliği ve deniz suyundaki yüksek kirlilikten kaynaklandığını belirtti. “İlk iki faktörü kontrol edemiyoruz, tek çaremiz Marmara Denizi’ndeki kirlilik yükünü azaltmak” dedi.
Sarı, yıllardır yapılan toplantıların sonuçsuz kaldığını hatırlatarak, “Yetkililer genellikle müsilajın kendiliğinden geçmesini bekliyor. Oysa bu bir ekolojik felaket ve tedbir alınmadıkça her yıl tekrar edecek” ifadelerini kullandı.
ACİL EYLEM PLANI ŞART
Prof. Dr. Sarı, 2021’de hazırlanan Marmara Denizi Eylem Planı’nın işe yaramadığını ve yeni bir acil eylem planına ihtiyaç olduğunu vurguladı. Alınması gereken önlemleri şu şekilde sıraladı:
Arıtma tesislerinin ileri biyolojik arıtmaya dönüştürülmesi Çalışmayan tesislerin devreye alınması, inşaatı sürenlerin hızla tamamlanması Endüstriyel atıkların sıkı denetimle engellenmesi Ulusal ölçekte farkındalık kampanyaları başlatılması Balıkçılık ve turizm sektörlerine sürdürülebilir destek verilmesiBALIKÇILIK VE TURİZM TEHLİKEDE
Müsilaj, Marmara Denizi’nin biyolojik çeşitliliğinde uzun yıllar sürecek hasarlar bırakıyor. Pinalar ve deniz çayırları gibi hassas türler büyük zarar görmüş durumda. İlk darbeyi balıkçılık sektörü aldı; küçük ölçekli balıkçılar av yapamaz hale gelirken, endüstriyel balıkçılar Marmara’yı terk etti. Turizm ve denizcilik sektörü de ciddi risk altında.
“Artık işin şakası kalmadı. Marmara Denizi ağır yaralı. Eğer harekete geçmezsek müsilaj her yıl tekrar eden bir felakete dönüşecek” diyen Prof. Dr. Mustafa Sarı, acil önlem çağrısında bulundu.