1- Sürekli atıştırmak
Gidip gelip buzdolabını açıp bir şeyler atıştırdığınız oldu mu hiç? 2020'de salgın nedeniyle eve kapandık. Evde yapacak bir şey bulamayınca da kendimizi yemeğe verdik. Bu süreçte 3 öğün kuralının yerini "ara ara her şeyden ye" gibi sağlıksız bir yeme şekli aldı. Tabii bu süreçte yediklerimizin çoğu da zararlı gıdalardı.
2- Meyve ve sebzeyi ihmal etmek
Bağışıklığımızı güçlendirmek için meyve ve sebze yemek oldukça önemli. Fakat evde kaldığımız süre boyunca meyve ve sebzeyi ikinci, hatta üçüncü plana attık. Onların yerini neler mi aldı? Hamburgerler, pizzalar, hamur işleri, kızartmalar...
Vitaminleri doğal yollardan almak yerine takviyelerle almayı tercih ettik. Ancak unutmayın; hiçbir takviye gerçek vitaminin yerini tutmaz!
3- Hareketsizlik
Çoğu insan için spor yapmak zaten bir eziyetken, evde kalmamız da sporu ertelememiz için bahane oldu. Gün boyu televizyonun karşısında uyuduk ya da bilgisayarın başında oturduk. Oysa ki evde de yapılabilecek çok fazla egzersiz var. Pandemi süreci boyunca birçok spor eğitmeni YouTube kanallarından evde yapılabilecek egzersiz videolarını paylaştı. Bize düşen sadece kıyafetlerimizi giyip onlara eşlik etmekti.
4- Fazla abur cubur yemek
Genelde aşırı stres altında hissettiğimiz zaman abur cubura yöneliyoruz. 2020'de görüp görebileceğimiz en stresli günleri geçirdik. Bu süreç bizi abur cuburlara yöneltti. Özellikle sokağa çıkma yasakları öncesinde marketlerden en çok satın aldığımız şeyler; cips, çekirdek, patlamış mısır ve çikolata oldu.
5- İçsel ve duygusal çatışmalar
2020'de en çok yaşadığımız psikolojik sorunlar kaygı, anksiyete ve depresyon oldu. Uzmanlar bunun en büyük nedeninin "belirsizlik" olduğunu söyledi. Daha duygusallaştık bu dönemde. Bu durum sürekli kaygı içinde geleceği düşünmeye itti bizi. En kötüsü de bu karamsar düşünceleri alışkanlık haline getirdik. Bazılarımız daha sinirli, bazılarımız daha stresli oldu. Psikolojik destek alanların sayısı da arttı.