
Türkçede yer alan Eylül isminin kökeni Arapçadır.
Arapça Süryanice Arami/Süryani takviminin altıncı ayına atıfta bulunan kelimeden alıntıdır. Bu isim ise köken açısından Akadca hasat festivali ve bu festivalin yapıldığı ayı tanımlayan elūlu/elūnu kelimesinden türemiştir. Eylülün gelişinin hissettirdiği duyguları dile getirmek isteyenler, eylül ayı ile ilgili sözler ve resimli eylül mesajlarını sosyal medya profillerinden paylaşıyor.
Eylül Ayı huzurun bereketinle gel yeşilliğinle gel insanların üzülmeyeceği günlerinle gel. Dünyamızın yeşile maviye huzura ihtiyacı var. Eylül ayı geliyor; senden çok beklentim var Eylül ayı kışıma bahar, kalbime umut getir. "Her uyanışımda Eylül sabahının serinliğini, yaprakların serinliğini yüreğime dolduruyorum" "Hadi gel tut ellerimi! Benimle meydan oku her çaresizliğe benimle uyu benimle uyan. Birlikte varalım onuncu aylara ben bir eylül sen bir haziran." "Eylül toparlandı gitti işte ekim falan da gider bu gidişle..." "Eylül... Kelimelerin en güzeli. Hisli, pişmanlık uyandıran, kırlangıçlar ve portakal çiçekleri..."
"Eylülde aşk, eylülde acı, eylülde yalnızlık zordur, Eylülde her şey zordur, ben eylülü onun için severim..." "Sonbaharın en kalın düdükleri, uğuldar eylül serinliğinde, sokaklar törenle demir alır, camların buğulanıp üşüdükleri, o rüya belirsizliğinde." "Gittin, Bir eylül sabahı. Suretini aynada bırakarak." "Dedim ya... Eylüldü. Savruluşu bundandı kimsesizliğimin..."
Ayrılıkların, aşktan büyük yaşandığı, koca bir ömürdür eylül. Yağmurdur, hüzündür, kimse bilmesin isterim, Eylül, Piraye'dir. (Nazım Hikmet Ran) Bugün Eylül'ün hazanı, sararan hayatlar arasından sıyrılıp geldi. Sen bana hüzün ben sana mutluluk nerde kaldı sonbaharda gelecek mutluluk. En güzel hikayeyi kendisine anlatacak bir Eylül kalmış gibi, en ağır hikayeyi dinlemek Eylül'ün sırtına kalmış gibi. (Nazan Bekiroğlu)
Ümit Yaşar Oğuzcan
Bir eylüldü başlayan içimde Ağaçlar dökmüştü yapraklarını Çimenler sararmıştı Rengi solmuştu tüm çiçeklerin Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı Katar gidiyordu kuşlar uzaklara Deli deli esiyordu rüzgar Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar... Bir eylüldü başlayan içimde Ağaçlar dökmüştü yapraklarını Çimenler sararmıştı Rengi solmuştu tüm çiçeklerin Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı Katar gidiyordu kuşlar uzaklara Deli deli esiyordu rüzgar Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar...
Cemal Süreya
Eylüldü Dalından kopan yaprakların Sararan yanlarına yazdım adını Sahte bir gülüşten ibarettin oysa Ve hiç bilmedin ellerimin soğuğunu... Eylüldü Di 'li geçmiş bir zamandı yaşadığımız Adımlarımızın kısalığı bundandı Bundandı gözlerimin durgunluğu Sarı sıcak cümlelerde sözün kadar yalan Ellerin kadar ıssız Sen kadar zamansız molalar veriyordum Ve çocuksu bir bencillikti hüznümüz Eylüldü İzlerini çizdiği zaman ansızın gidişin Şimdi yoktu bir anlamı suskunluğun Çırılçıplak kalakaldım sessizliğin orta yerinde Sonra sesime yankı vermeyen uçurumlar kıyısında yürüdüm bir zaman En çok sesini aradım Gözlerinse asılı bıraktığın yerdeydiler hâlâ Gözlerini sildi zaman Dedim ya... Eylüldü. Savruluşu bundandı kimsesizliğimin...