Faruk Çelik Bursa'da tehlikeye dikkat çekti: 700 milyon insan yerinden yurdundan kopacak

Tarımda Türk Dünyası’nın öncü ve küresel bir güç haline hâline getirilmesi için Bursa Uludağ Üniversitesi ve TÜMBİFED iş birliğiyle Türk Dünyası Tarım Zirvesi düzenlendi.

Zirveye 64. Hükümet Tarım Bakanı ve AK Parti Artvin Milletvekili Faruk Çelik, Bursa Vali Yardımcısı Mustafa Kılıç, Bursa Uludağ Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cafer Çiftçi, TÜMBİFED Genel Başkanı Mehmet Hüsrev ve Bursa Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Recep Altepe katıldı.

Zirve üç oturumdan oluştu. İlk oturumda; Prof. Dr. Zeki Durak, Ekrem Teymur ve Prof. Dr. Cemal Zehir; pazar, ihracat, “Ticaret Savaşlarında Yerelin Güçlenmesi” konu başlığını ele aldı.

İkinci oturumda; Ziraat Yüksek Mühendisi Yakup Sağlam, Prof. Dr. Hakan Üstüner ve Makina Mühendisi Serkan Kılıç; tarımda üretim, “Tarımsal Üretimde Yeni Yaklaşımlar” konu başlığına değindi.

Üçüncü, son oturumda ise; Prof. Dr. Rahmi Türk, Prof. Dr. Ahmet Arık ve Öğr. Gör. Umut Elbir; kalite imalat, katma değerli üretim, “Tarımda Üretim ve Global Çözümler” hakkında uzman bilgilerini katılımcılara aktardı.

ÇELİK: TOPRAK OLMADAN YAŞAMIN SÜRMESİ MÜMKÜN DEĞİL

64. Hükümet Tarım Bakanı ve AK Parti Artvin Milletvekili Faruk Çelik, tarımın son derece önemli olduğunu vurguladı.

Çelik, “Bir dönem Türk dünyasından sorumlu devlet bakanlığı yaparken Yurt Dışı Türkler Ve Akraba Toplulukları Başkanlığının kuruluşuna öncülük etmiş bir ağabetiniz, bir arkadaşınız olarak bugün aranızda olmaktan gerçekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bir zirve var Balkanlar’da denirse ben ayrı bir heyecan duyuyorum, bir zirve var bu zirve Türk Cumhuriyeti ile ilgili derseniz yine ayrı bir heyecan duyuyorum, Ortadoğu coğrafyasında bir zirve var derseniz yıllarca ilgi alanımızdan dolayı gerçekten büyük bir ilgi duyduğumuzu heyecan duyduğumuz ifade etmek istiyorum. Bundan dolayı bu zirvenin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Tarım ilk insandan son insana kadar devam edecek önemli bir alan. İnsanlığın vazgeçemeyeceği tek önemli ekonomik faaliyettir desek bence çok abartmış olmayız diye düşünüyorum. Neden mide var mı? Var. Sofra var mı? Var. Toprak mutlaka olmak zorunda toprak olmadan bu bahsettiğiniz yaşamın sürmesi mümkün değil. Turizm olmasın, maden de aramayalım o da olmayabilir yaşam sürebilir mi? sürebilir ama tarım yoksa yaşamdan bahsedemeyiz. Dünyanın nüfusu 8 milyar evet 2050 yılında da 10 milyar olacak yaklaşık 24 milyon hektarlık arazi varken kullanılabilir toprağı üretimi elverişli arazi şimdi 19 milyon hektara inmiş bir araziden bahsediyoruz. Bu bize neyi gösteriyor? Diyor ki toprak, tarım gıda ve su savaşlarına hazır ol. Önümüzdeki savaşlar hangi nedeni bağlanırsa bağlansın arkasında mutlaka gıdayı bulacaksınız, mutlaka suya erişimi bulacaksınız. Şimdi bu mevcut tablo 2050 yılında 10 milyar insan olacak bugün 8 milyar insanın 2 milyarı yoksul ve açlıkla karşı karşıya 10 milyara çıktığı zaman ne olacağını düşünün. Yapılan incelemede deniyor ki bugünkü tarımsal hasıla yüzde 60 artarsa 2050 yılında insanların gıdaya erişimde bir zorluk çekmemeleri söz konusu olabilir. Yüzde 60 tarımsal arıza da artış olması gerekiyor bu mümkün mü? Çok zor bir olay onun için yapılması gereken az önce ifade edilen ne yollar varsa bu yolların tamamının denenmesi gerekiyor. Uzaya gidecekse uzaya gidilecek veya var olan arazilerimizin en sağlıklı değerlendirilmesi konusunu çalışma yapılacak” dedi.

“BİZİ BEKLEYEN TEHLİKE VAR”

İklim kriziyle ileride su kıtlığının yaşanacağını ve bu nedenle insanların göç etmek zorunda kalacağını açıklayan Çelik, “Bursa ovasının çocukluğunda yaşamış bir insan olarak sesleniyorum Bursa ovası böyle mi olmalıydı? Ecdat, Uludağ’ın eteklerinde Bursa’ya yerleşmiş. Biz de bir zahmet gelseydik Samanlı Dağının eteklerine yeni Bursa’ya yerleşmiş olsaydık ve ovayı bırakmış olsaydık iki dağın eteklerinde Bursalılar birbirlerini izlemiş olsalardı ve ova kurtulmuş olsaydı. Niye bunu söylüyorum? Bizi bekleyen çok kötü tehlike var. 700 milyon insan gıdaya ulaşmak, suya ulaşmak için yerinden yurdundan kopacak, gıdaya nerede kolay ulaşıyor, suya nerede kolay ulaşıyorsa oralara sığınmaya çalışacak. 700 milyon insanın hareket ettiği bir dünyada düşünün bakın neler olur. Türk dünyasına gelince Türk dünyası bizim için yalnızca bir jeopolitik alan değil bizim için güç ve derinlik kaynağıdır. Türk dünyası başka medeniyetimizin kardeşliğimizin de adıdır. Türk dünyası uluslararası ilişkilerde dostluklar kurulur, dostluklar bozulur, ülkeler arasında ilişki çıkışlı süreçte yaşanır hatta kardeş ülkeler arasında da inişli çıkışlı süreçler yaşanır ama kardeşlik bakidir kalıcıdır. Onun için farklı bir yaklaşım içerisinde ele almak zorundayız bu başlıkta bunun için önem arz ediyor diye ifade ediyorum çünkü Türk dünyası dediğimiz Avrupa’nın ortasından ta Çin’e kadar ihmal edilmemesi gereken en önemli başlık” şeklinde konuştu.

“TARIM MİLLİDİR”

Çelik, “Dünyanın gıptayla izlediği milli savunma alanında büyük bir başarı elde ettik. Çünkü milli savunma, milli eğitim bunlar tartışmasız milli olmak durumunda ama aynı oranda tarımın da milli olma zarureti var diye düşünüyorum. İthalat lobilerine tarımı kaptırma gibi bir lüksümüz olamaz ya da başka ülkelerin çiftçisini zengin etme gibi bir durumumuz olamaz. Zamansa zaman, mekansa mekan, imkansa imkanları harcayıp kendi potansiyelimizi en üst düzeyde bu takdirde değerlendirmemiz gerekiyor. Gıda arzını ve gıdaya duyduğumuz talebi kendi coğrafyamızda üretecek gayreti göstermek hayati bir meseledir.” dedi.

“İLERLEME KAYDETTİK”

Bursa Tarım İl Müdürü İbrahim Acar ise yaptığı konuşmada, "“Bakanlığımızın katkılarıyla son 20 yılda çok ciddi mesafeler katettik biz Türkiye’de şu anda tarımsal anlamda dünyada sekizinci sırada Avrupa ülkeleri içerisinde ise birinci sıradayız ve 2024 rakamlarıyla bizim tarımsal ürün ihracatımız sadece 34 milyar dolar bundan 20 yıl önceki toplam Türkiye’nin ihracatı kadar bir rakam Bakanlığımız tarım sektöründe ciddi ilerleme kaydettik ve kaydetmeye devam edecek” ifadelerini kullandı.

“ÇABA SARF ETMELİYİZ”

Tarımsal teknolojinin öneminden bahseden Bursa Uludağ Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cafer Çiftçi, “Gıda arzının güvenliği gelecekte iklim değişikliği, suyun giderek azalması ve nüfusun hızla artışı sebebiyle büyük bir problem olarak gözüküyor. 2050 yılındaki veriler tahmin edildiğinde dünya nüfusu 10 milyar olacak. On milyarlık bir nüfusu beslemeyi sağlamak çok önemli bir görev gerektiriyor. İklim değişikliğinin, suyun olmadığı bir süreçte bunu başarmak için bugün dünyada gelişmiş ülkeler, Türkiye’de dahil olmak üzere çeşitli atılımlarda bulunuyorlar. Bunlar topraksız tarım, dikey tarım, akıllı tarım ya da robotik tarım şeklinde tanımlanan tarım vasıtalarıdır. Albert Einstein teknolojik ilerleme patolojik bir suçlunun eline geçtiğinde balta gibidir diyor dolayısıyla biz bugün bu tarımsal teknolojileri konuşurken gelecekte bu teknolojilerin iyi insanların elinde olması ve Türkiye’nin elinde olması için çaba sarf etmeliyiz yoksa bu balta başka şekilde başka bir yöne doğru bizi kaydırabilir” dedi.

“AKILLI PLANLAMA YAPMAK ZORUNDAYIZ”

Stratejik tarım politikalarının önemini vurgulayan TÜMBİFED Genel Başkanı Mehmet Hüsrev, “Ortak geleceğimizi şekillendirme kararıyla üretimin emeğin ve toprağın kıymetini yeniden hatırlamak ve hatırlatmak için bir aradayız. Çünkü tarım artık yalnızca bir ekonomik faaliyet değil bir milletin bağımsızlık sigortası, gıda güvenliğinin teminatı, toprağıyla olan bağın nişanesi de milli savunmanın ayrılmaz bir parçasıdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün milli ekonominin temeli tarımdır sözü sadece bir dönemi değil çağlar ötesini ilgilendiren bir hakikattır. Onu işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmak ülküsü de yalnız teknoloji ve sanayi ile değil aynı zamanda verimli sürdürülebilir stratejik tarım politikaları ile mümkün olduğu inancındayım. Tarım bugün dijital göç ve küresel rekabetin tam kesişim noktasında yer almaktadır artık sadece ürün değil sistem üretmek, sadece üretim değil akıllı planlama yapmak zorundayız. Bu milleti hayvancılıktan koparmak zorunda kalmış olabiliriz, ama asla tarladan koparmamalıyız. Kırsalda üretimi bir ek faaliyet’ değil, bir yaşam biçimi olarak yeniden inşa etmek zorundayız. Köyden kente göç yalnızca demografik bir değişim değil, tarımın can damarının kesilmesidir. Kırsalda hayatı cazip kılmadan sürdürülebilir tarımdan söz edemeyiz. Türkiye Yüzyılı vizyonu; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün işaret ettiği hedefle, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde şekillenen, yerli ve milli kalkınma modelinde üretim, kalite ve ortak akıl ekseninde hayata geçebilir” diye konuştu.

“TÜMBİFED FARKLI”

TÜMBİFED Zirve İcra Kurulu Başkanı Yakup Sağlam zirvenin bundan sonraki süreçte birer manifesto olacağının altını çizdi.

Sağlam, “Ele alacağımız konular her işin bitişi değil bir başlangıcı. Esasında misyon olarak hedeflenen bir çok toplumda öncü olmayı, topluma önder olmayı ve farkındalık yaratmayı hedefler birçok sivil toplum kuruluşu. Bunu başarmak için aslında kendisine çok önemli bir hedef koyar ama gerçekte maalesef birçok sivil toplum kuruluşumuz bunu başaramaz fakat TÜMBİFED farklı, sayın genel başkanımızın liderliğinde bunları sonuna kadar başarmış bir federasyon” dedi.