MSB doğruladı: Suriyeli terörist Bursa'dan alınıp sınır kapısına bırakılmış!

Milli Savunma Bakanlığı (MSB) kaynakları; Cumhuriyet yazarı, gazeteci Barış Terkoğlu'nun gündeme getirdiği Suriye’de görev yapan bir Tugay Komutanı'nın makam aracıyla insan kaçaklığı yaptığı haberini doğruladı. 

Kaynaklar, "Olay hakkında adli ve idari soruşturma devam etmektedir. Hazırlık soruşturması adli makamlar tarafından gizli olarak yürütülmektedir. Olaya karışan kişiler tutuklanmışlardır. Sözleşmeli personelin sözleşmeleri fesih edilmiş, diğer personel yüksek disiplin kuruluna sevk edilmiştir. Birlik komutanı Tuğgeneral emekliliğe sevk edilmiştir. Söz konusu olayda sınır geçiş kapısından sorumlu birlik komutanının görev yeri değiştirilmiştir" açıklamasını yaptı.

"OLAYA KARIŞAN KİŞİLER TUTUKLANMIŞLARDIR"

MSB kaynakları, Terkoğlu'nun gündeme getirdiği Suriye’de görev yapan bir Tugay Komutanı'nın makam aracıyla insan kaçaklığı yapıldığına ilişkin habere dair bir açıklama yaptı.

Yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

"Suriye’de görevli bir Tugay Komutanının makam aracıyla Emir Astsubayı ve koruma personeli tarafından eylemin gerçekleştirildiği hususu tarafımızdan tespit edilmiş ve savcılığa bildirilmiştir. Olay hakkında adli ve idari soruşturma devam etmektedir. Hazırlık soruşturması adli makamlar tarafından gizli olarak yürütülmektedir. Olaya karışan kişiler tutuklanmışlardır. Sözleşmeli personelin sözleşmeleri fesih edilmiş, diğer personel yüksek disiplin kuruluna sevk edilmiştir. Birlik komutanı Tuğgeneral emekliliğe sevk edilmiştir. Söz konusu olayda sınır geçiş kapısından sorumlu birlik komutanının görev yeri değiştirilmiştir.

Türk Silahlı Kuvvetlerinde, binlerce yıllık köklü geleneklerimiz ile milli ve manevi değerlerimizden süzülen kurallara dayanan ve askerliğin temelini oluşturan disiplini sarsan bu tür davranışların kabul edilmesi mümkün değildir ve derhal gereği yapılmıştır. Böyle olayların yeniden yaşanmamasına yönelik her türlü tedbir alınmaktadır. Bu tarz münferit hadiselerin tüm Türk Silahlı Kuvvetlerini töhmet altında bırakacak şekilde değerlendirilmesi, ülkemize yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içinde ve sınır ötesinde görevlerini kahramanlık ve fedakârlıkla yerine getiren kahraman ordumuza zarar vermekten başka anlam taşımamaktadır."

FATİH PORTAKAL AÇTI AĞZINI YUMDU GÖZÜNÜ: KANSIZ, ŞEREFSİZ!

Sert çıkışlarıyla gündem olan gazeteci Fatih Portakal bu kez canlı yayında çileden çıktı. MSB'nin doğruladığı 'sınırda makam aracıyla kaçakçılık' konusuna değinen Portakal 'bunları deşifre etmek gerekiyor' dedi. Sözlerine devam eden Portakal 'Bazı kansızlar ve şerefsizler var' ifadelerini kullandı.

"EMEKLİ OLMASI YETMEZ"

Sözcü TV Ana Haberi'ni sunan Fatih Portakal da gündem olan konuya değinmeden geçemedi. Sinirlendiği gözlemlenen Portakal canlı yayında açtı ağzını yumdu gözünü. Haberi sunarken 'bazı kansızlar ve şerefsizler var' ifadesini kullanan Portakal o tuğgenerali kastederek, 'emekli olması yetmez, haklarının elinden alınması lazım. Hatta bunun gibi insanları deşifre etmek gerekiyor' dedi.

Portakal'ın konuyla ilgili açıklamaları şu şekilde;

Vedat zorba gibi Yahya yıldız gibi bu ve bunun gibi insanlar, şehitlik mertebesine ulaşan kişiler ve bu kişiler ülkenin toprak bütünlüğünü korumak için bu üniter yapıyı korumak için o görevleri yerine getiriyorlar. Bugün siz evinizde rahat oturabiliyorsanız, bugün ben bu yayını gerçekleştirebiliyorsam bu askerler sayesinde bu polisler sayesinde korucular sayesinde...

"KANSIZ, ŞEREFSİZLER"

Bu Şehitler Allah rahmet eylesin bu şekilde canlarını ortaya koyuyorlar. Ama bazı kansızlar var ki, bazı kansızlar ve şerefsizler var ki onlar da komutanlık rütbesini kullanıp, tabii çok değil ama böyle pislikler çıkıyor bazen, kendisine rant sağlamaya çalışıyor. Şimdi Barış Terkoğlu bunun birkaç gün önce haberini yazdı Cumhuriyet Gazetesi'nde. Suriye'de Tuğgeneral birisi ve onun bir koruması var. Makam aracıyla Suriye'den Türkiye'ye insan kaçırıyorlar. Belli bir para karşılığında... Yanlış duymadınız makam aracılığıyla yapan kişi de Tuğgenerel rütbesinde bir kişi yani. İyileri tabii ki ayırıyorum. Onlar çok fazla ama bunu deşifre etmek gerekiyor. Bu kişi devletin aracılığıyla kaçakçılık yapıyormuş. işte sonra da Milli Savunma Bakanlığı bu haberleri doğruladı.

MSB'nin doğrulama haberinden sonra sözlerine devam eden Portakal şu ifadeleri kullandı;

Her kurumda diyor çürük elma olabilir. Tabii ki olabilir. Yani her kurumun içerisinde var bunlar. Gördünüz mü gazetecilik mesleği aslında ne kadar önemli bir meslek. Barış Terkoğlu'na teşekkür etmek gerekiyor bu yazısından dolayı. Bunu belgesiyle ortaya koyduğundan dolayı Barış ve Barış gibi gazeteciler olmasa bizler bunları öğrenemeyeceğiniz. Bunlar da gemisini yürütmeye devam edecekler. Rütbesiyle bakın öğrenemediğimiz daha birçok da şey var aslında.

Basın Özgür olsa çok daha şeyler öğrenebileceğiz. O yüzden zaten basın dördüncü kuvvettir diyorlar. Medya dördüncü kuvvettir diyorlar. Bu kişinin emekliye sevk edilmesi bence yetmez. Gerekirse rütbelerinin sökülmesi gerekiyor. Acaba Tuğgeneralliğe gelinceye kadar ne ahlaksızlıklar yapmıştır. Bu son zamanlarda mı oldu, hayır kişinin hamurunda var demek bu.

"RÜTBELERİNİN SÖKÜLMESİ GEREKİYOR"

Kişinin hesap vermesi gerekiyor, Türk adaleti önünde bu kişinin rütbelerinin belki de sökülmesi gerekiyor. Bu kişinin isminin deşifre bile edilmesi gerekiyor biliyor musunuz o kadar önemli.

Meclis'te bir kanun tasarısı var kısacık bilgisini vereyim içerisine emekli askerlerin televizyonlarda yorum yapmasının önünde kısmi bir engel koyma gibi madde üzerinde de konuşuluyor. Bu nereden çıktı diyeceksiniz. Bilmiyorum ama hükümetin böyle de bir talebi var veya isteği var. Önümüzdeki günlerde netleşecek şimdi.

Bu şekilde bunu da geride bıraktık. O yüzden diyorum ki gazetecilik mesleği önemli ve bu mesleğe gerçekten sahip çıkmak gerekiyor. Bir kez daha Barış Terkoğlu'na elinize sağlık diyorum.

NE OLMUŞTU?

Barış Terkoğlu, Cumhuriyet'te bugün (23 Mayıs Perşembe) yayımlanan "Güle güle terörist!" başlıklı yazısında; kaçak bir şekilde Türkiye'ye giriş yapmış olan ve Suriye'de bir terör örgütüne üye olan şahsın Hatay'da bir sınır kapısına bırakılması için, Bursa İl Göç İdaresi'nin İçişleri Bakanlığı ve Hatay Valiliği'ne bir yazı gönderdiğini ortaya çıkarmıştı.

Terkoğlu, yazıda şahısla ilgili "Yabancı Terörist Savaşçısı" ibaresinin yer aldığını da aktarmıştı.

Terkoğlu konuyla ilgili ayrıca şunları aktarmıştı:

"Belge, 'adı geçen yabancının teslim alınıp ülkemizden çıkışının yaptırılması' ifadeleriyle tamamlanıyor. Siz de 'Nasıl yani?' dediniz. Resmi evrakta 'Yabancı Terörist Savaşçı' olarak geçen biri, nasıl oluyor da devletin imkânlarıyla sınıra götürülüp kuş gibi bırakılıyor? Elbette ben de şaşırdım. İçişleri Bakanlığı kaynaklarını arayıp sordum. Bakanlık kaynakları söz konusu belgeyi teyit ederken tuhaflığın aslında yaşadığımız gerçeklikten kaynaklandığını anlattı."

'BURSA’DAN ALINIP HATAY’DA CİLVEGÖZÜ KAPISI’NA BIRAKILMIŞ'

"Şöyle ki, Türkiye’ye yasadışı şekilde girmiş bir yabancı yakalandığında önce Türkiye’de suç işleyip işlemediğine bakılıyor. Herhangi bir suça karışmışsa yargılanıyor. Ya karışmamışsa? Güvenlik bürokrasisinden istihbarat isteniyor. Yani söz konusu göçmen, Suriye’deki bir terör örgütünün mensubu mu sorusu soruluyor. Belgede geçen Samer Elbo için belli 'evet' cevabı alınmış. İşte bu noktada tuhaflık başlıyor. Samer Elbo gibi 'yabancı terörist savaşçı'lar Türkiye’de tespit edilmiş bir suç işlemedikleri için yargılanmıyor. Toplanma merkezlerine götürülerek burada bekletiliyor.

Uluslararası hukukta Suriye savaş bölgesi sayıldığı, Türkiye ile Suriye arasında mevcut durumda suçluların iadesi prosedürü uygulanamadığı için Suriye devletine de teslim edilmiyor. Hiçbir üçüncü ülke de bir teröristi ülkesine kabul etmiyor. Haliyle 'yabancı terörist savaşçı'nın kendi isteğiyle dilekçe vererek 'Ülkeme döneyim bari' demesi bekleniyor. Belgeden anlaşılana göre Samer Elbo bu dilekçeyi vermiş. Bursa’dan alınıp Hatay’da Cilvegözü Kapısı’na bırakılmış. Yürüye yürüye sınırın karşı tarafına geçmiş. Muhtemel ki Suriye’deki terörist arkadaşlarına kavuşmuş, terör faaliyetlerine devam etmiş. Bilemiyoruz ama belki de becerebilirse Türkiye’ye yeniden geçmeye çalıştı."