Hava Durumu

Bakan Yusuf Tekin 20 bin öğretmen ataması için şartı açıkladı!

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin 20 bin öğretmen atamasının ne zaman yapılacağı ile ilgili canlı yayında açıklama yaptı. Danıştay'ın kararı beklediklerini söyleyen Tekin, "Danıştay kararı verilince 20 bin öğretmeni hemen atayacağız" dedi. Tekin aynı zamanda okul kayıt ücreti ve mülakatla ilgili de açıklama yaptı.

Haber Giriş Tarihi: 16.09.2024 23:00
Haber Güncellenme Tarihi: 16.09.2024 23:01
Kaynak: İHA
Bakan Yusuf Tekin 20 bin öğretmen ataması için şartı açıkladı!

Milli Eğitim Bakanı​ Yusuf Tekin'den eğitim gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu. Beklenen 20 bin öğretmen ataması için Danıştay kararını beklediklerini ifade eden Tekin, büyük tepki çeken okul kayıt ücretleri ile ilgili de "Kayıt yaptıracakları okul mekanizması yok. Hal böyle iken kayıt ücreti isteniyor denmesi biraz abes açıkçası. Bunu kabul etmiyorum." diyerek iddiaları yalanladı. 

Mülakatlarla ilgili de Habertürk'e konuşan Tekin, "'Kul hakkı yemeyecek adil biçimde deneme dersi anlatmak istiyoruz'. KPSS'ye girmiş adaylardan üç katı adayı mülakata davet edeceğimizi deklare ettik." dedi. 

Bakan Tekin'in açıklamaları şu şekilde: 

Bu yıl bakanlığımız bünyesinde özel eğitimle alakalı genel müdürlüğümüz var. Hem materyal hem eğitim anlamında çalışmalar yapıyor. Bu genel müdürlüğümüzü 9 Eylül Pazartesi günü Narin yavrumuzun okuluna gönderdik. Beraberinde 4 tane travma ve yaz üzerine çalışmış uzman arkadaşımız vardı. Bakanlıktan 11-12 kişilik heyet Narin'in okulunda başlangıç startına verdi. Hafta içinde hem öğretmen arkadaşlarımız hem de Narin'in arkadaşlarıyla, köydeki ebeveynlerle rehabilitasyon sürecini yürüttüler. Ben tekrar başsağlığı diliyorum. Bunun bir an önce okuldaki çocuklarımız açısından unutulup eğitim öğretim hayatının başlaması gerekiyor.

"OKULLARLA İLGİLİ İKİ ANA KONUMUZ VAR"

Yıl içerisinde 922 ilçemizin tamamına genel müdür düzeyinde bir arkadaşımızı gönderdik. Cumhuriyet tarihinde bunun bir örneği yoktur. Problemleri yerinde izleme şansı buldular. Onun üzerinden çalışmalar yürüttük.Her arkadaşımız bir ile gidiyordu. Kimi kendi memleketlerine gitti, kimisi Narin örneğinde olduğu gibi travmatik olaylarla karşılaştığımız ile gitti. İllerde şu anda okullarımızla ilgili olarak iki ana konumuz var. Bir tanesi taşıma ile ilgili yaşanan sıkıntı. Bazı revizyonlar yaptık. Bakanlığımıza bağlı pansiyon ve yurtların doluluk oranlarının artırılması için tedbirler aldık.

KAYIT ÜCRETİ İDDİALARINA CEVAP

Bizde 3 kademe okulumuz var; ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim kurumu. Yani lise. Merkezi sistem yaptığımız sınav var, liselere giriş sınavı. Öğrenci arkadaşlarımız puanlara göre okula yerleşiyor. Sınavla almayan liselerimiz var. Adresine en yakın okulu tercih ediyor çocuk. İlkokul ve ortaokula öğrenci alırken yine adres üzerinden, velinin bir şey yapmasına gerek yok, biz kendisini evine en yakın okulla ilişkilendirip, kaydını yapıyoruz. Hal böyle iken 'kayıt ücreti istiyorlar' nasıl deniyor orada problem var. Kayıt ücreti alınıyor ifadesi öğretmen, idareci arkadaşlarımızı zan altında bırakabilecek ciddi itham. Çünkü kayıt yaptıracakları okul mekanizması yok. Hal böyle iken kayıt ücreti isteniyor denmesi biraz abes açıkçası. Bunu kabul etmiyorum. Bunu okuldaki idarecilerimize karşı itibar sarsıcı bir söylem olarak değerlendiriyorum.

"ŞİKAYET VARSA BAŞVURU YAPSINLAR"

Adrese yakın değil de başka parametrelere göre seçtiğim okula kaydetmek istiyorum dediğinde hukuki olarak haklı bir talepte bulunmayan kişi. Orada özellikle ilkokul ve ortaokullarda çocuklarımızın okula başladıklarında ilkokul öğretmeni seçimi, ortaokulda şube seçimi konusunda baskılar oluyordu. 'Ben şu öğretmene kaydettirmek istiyorum' gibi. Şimdi 'Ben çocuğu o öğretmene yazdırmak için okul müdürü benden para istedi' deniliyor. Bu yıl okullar açılmadan önce bir genelge gönderdik. 43 maddelik genelge.

Israrlı bir şekilde okullarımıza 'Kayıt ve benzeri ücretlerle velilerden ücret alınmaması, alan kişilerle ilgili işlem yapılması' ifadelerini kullandık. Burada en çok istismar edilen alan öğretmen ve şube seçimiydi. Çocuklar okula başladıklarında şube ve öğretmen seçimini okul idaresine bırakmıyoruz dedik. Biz sınıflardaki çocukların birçok parametre açısından dengeli dağılımını gözeterek belli ilkeler benimsedik. Elektronik ortamda 64 aylık ile 84 aylık çocuğu aynı sınıfa koymayalım. Bu bir parametre. Cinsiyet bir parametre. Şu anda kayıtla ilgili olarak yürüyen süreç, kayıt ücreti ya da zorla ücret alınıyor ifadesi gerçekleri yansıtmıyor. Hala bu konuda şikayeti olan varsa bakanlığımıza ulaşsınlar gereğini yapalım.

Diyelim ki okul idaresi bir veliden kayıt için şu hesaba para yatır dedi. Okul müdürlerimizin böyle bir hesap açma inisiyatifi yok, böyle bir yetkileri yok, bu zaten bizatihi bir suç. Okul aile birliklerini kim domine ediyor? Bir başkanı var, kendi okulunda farklı hizmetleri görmek için velilerden bağış toplayıp okul aile birliği hesaplarına yatırabilirler. Okul aile birliğinin banka hesapları vardır. Okul müdürlüğü üzerinden bu hesaplar bizim açımızdan mümkün değil. Ama para vermeyen öğrenciyi kayıt etmiyorum diye bir şey yok.

"20 BİN ÖĞRETMEN ATAMASI İÇİN DANIŞTAY'I BEKLİYORUZ" 

Ben lisans düzeyinde 1990'lı yıllarda idare hukukunda öğrendiğim ana konu şu; idari yargıda dava açma hakkı ve yetkisi kime aittir? Hakkı ve menfaati ihlal edilen kişi dava açabilir, bir de eğitimle ilgili sendikaların dava haklarını Danıştay kabul etmiştir. Herhangi bir milletvekilinin idari yargıda dava açma inisiyatifi yok zaten. Ben Milli Eğitim Bakanı olarak 1 yıl önce 'okullarda çocuğu emanet ettiğim bir öğretmeni seçme inisiyatifim olmalı' dedim. Mülakatları buna revize edeceğiz dedik ve değişiklik yaptık. Mülakatların süresi ve içeriğiyle ilgili. Değişikliği yapmadan önce aday KPSS skoruna göre 3 katı aday davet ediliyor, mülakata giriyor, mülakat skoru atama notu oluyordu. Biz de süreci değiştirdik ve dedik ki yüzde 100'de değil de KPSS'nin ve mülakatın yüzde 50'sini alıyoruz dedik.

Mülakatlarla ilgili her ortamda şunu söyledim 'Kul hakkı yemeyecek adil biçimde deneme dersi anlatmak istiyoruz'. KPSS'ye girmiş adaylardan üç katı adayı mülakata davet edeceğimizi deklare ettik. Mesela ortaöğretim matematik öğretmenine dedik ki '10. sınıf matematik müfredatından şu tarihte mülakata gireceksin, bize ders anlatacaksın' dedik. Bütün lisans boyunca aldığı matematik dersinden değil. 10. sınıf müfredatında diyelim 15 konu var. 'Bu 15 konudan seni mülakata alacağız' dedik. Verilen cevapları 4 başlıkta değerlendireceğiz dedik. Adaya diyoruz ki, '10. sınıf matematikten herhangi konuyu anlatmanı isteyeceğiz, anlatırken şunlara dikkat edin'. Aday arkadaşımız salona gittiği zaman gerçek kimliği belli değil, kapalı. Ben şube müdürü olarak juri üyesiyim diyelim. Karşıma gelen kişinin adı, memleketi yok. Bir kod numarası tanımladık. Aday da kendisini sınav yapacağı 3 kişinin kim olduğundan haberi yok. Aday geliyor, orada bilgisayar ekranında kendisine bir soru için tuşa basıyor.

Bu soruyu cevaplandırdıktan sonra başka diyalog yok juri üyeleriyle. Juri üyeleri 4 parametre üzerinden değerlendirip notunu veriyor. Aday arkadaşımız her ihtimale karşı, 'bana bu soru soruldu ben de şunları söyledim' diye yazılı kayıt düşüyor. İlave olarak ses ve görüntü kaydı var.

Kaynak: İHA

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.