Hava Durumu

İmamoğlu'na destek mitingi!

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 2 yıl 7 ay hapis cezası alması ve hakkında verilen 'siyasi yasak' kararı sonrası Saraçhane'de destek buluşması gerçekleşti. İmamoğlu'nun çağrısı sonrası 6'lı masayı oluşturan liderler bugün İBB önündeki buluşmaya katılırken, liderlerden tek bir isim mitinge gelmedi. Kürsüde ilk konuşan isim İBB Başkanı İmamoğlu olurken millet iradesine vurgu yaptı ve "Siz ne derseniz o olur" dedi. İşte tüm detaylar...

Haber Giriş Tarihi: 15.12.2022 17:28
Haber Güncellenme Tarihi: 15.12.2022 19:17
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahakimiyet.com.tr

İstanbul'da bugün tüm gözler Saraçhane'deki "Ekrem İmamoğlu'na destek" mitingine çevrildi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu hakkında 'ahmak davası'nda verilen 2 yıl 7 ay hapis cezası ve 'siyasi yasak' kararı sonrası, 6'lı masayı oluşturan liderler bugün İstanbul'a geldi. İBB binası önünde dev bir sahne kurulurken, gözler liderlerin yapacağı açıklamalara çevrilmişti. Tek tek kürsüye çıkan liderlerden ortak 'umutsuzluk yok' mesajı geldi.. Kalabalık bir katılımın olduğu görülen buluşmaya 6'lı masadaki bir ismin katılmaması dikkat çekti. İşte detaylar...

ALANA İLK GELEN LİDER KILIÇDAROĞLU OLDU

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki kararın açıklandığı gün Almanya'da olan Kemal Kılıçdaroğlu bazı kesimler tarafından eleştirilmişti. Saraçhane'deki miting alanına ilk gelen isim Kılıçdaroğlu oldu. Onun ardından gelen liderler İYİ Parti lideri Meral Akşener, DEVA Partisi lideri Ali Babacan, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu ve Demokrat Parti lideri Gültekin Uysal oldu.

EKREM İMAMOĞLU: SİZ NE DERSENİZ O OLUR

"Millet İradesi" mitinginde ilk olarak kürseye çıkan Ekrem İmamoğlu'nun açıklamaları şöyle:

"Siz ne derseniz o olur. Bu ülkeyi yönetenlerin milletimizle sizinle ne alıp veremediği var. Oyunuzu saymadılar. 4 oy pusulasından 3'ü geçerli, Büyükşehir Belediyesi için kullandığınız oy geçersizdir dediler. Tertemiz, helal oyunuzu iptal ettiler. Seçimi yenilediler.

Sizin seçtiğiniz büyükşehir belediyesine eskiden bizden bir gün önce kamu bankalarından bol bol kredi verirlerdi. Sizin seçtiğiniz yönetime tam 3 buçuk yıldır bankalardan bir kuruş vemiyorlar.

Hepimizin çok yakından bildiği, eskiden bu şehirde taksilerle ilgili kararları İBB alırdı. Artık taksi kararları İstanbul'dan değil Ankara'dan alınacak diyorlar. Daha ilginç şeyler var. Mesela bu çok komik. Eskiden Gezi Parkı'nın mülkiyeti sizin seçtiğiniz büyükşehir belediyesine aitti. Yok dediler, Gezi Parkı artık vakfa ait olacak, biz yöneteceğiz dediler. Daha onlarca örneği sayabilirim. Siz ne yaptınız, bir kere değil iki kere üst üste belediye başkanı seçtiniz. Onlar sizin seçtiğiniz belediye başkanını görevden alıp hapsetmek için mahkemeden karar çıkardılar. Üstelik baktılar mahkemenin hakimi istedikleri gibi karar vermeyecek, onu sürüp başka hakim getirtip karar çıkarttılar. Bu ülkeyi yönetenlerin sizinle ne dertleri var?

Bunlar milletin iradelerine karşı alerjisi olan insanlar. Milli irade kendilerinden yana bir karar verirse hiç sorun yok ama başka türlü bir karar çıkarsa bütün arızalar başlıyor. Milli iradeyi geçersiz kılmak için ellerinden geleni yapıyorlar ama yapsınlar, nafile, nafile, nafile.

Kişilere, gruplara, vakıflara, cemaatlere, partilere, kişisel yakınlığınızın olduğu bu tarz kurumlara yakın olmayacağız dedik. İstanbullular beni bunun için seçtiler. İsraf düzenine hep birlikte son verdik. Bütçemizi 16 milyon İstanbullunun emrine sunduk. Bir avuç insan avucunu yaladı. Bugün bize yapılanların tümü işte bu yüzden. Bu sadece israf düzenine son vermekle kalmadık. İstanbul'da insaf düzeni kurduk.

Buradaki irade, Türkiye’nin demokratik ve güçlü bir devlete, huzurlu ve zengin bir topluma, eşit ve özgür yurttaşların ortak geleceğine kavuşmanın umudu, iradesi ve teminatıdır. Bu ittifak basiretin ve ferasetin ittifakıdır. Bu irade ve bu ittifak, zorla baskıyla, yargı darbesiyle bu ülkeyi yönetebileceklerini, milli iradeye şekil verebileceklerini zanneden acizlerin devrine son verecek.

"TÜRKİYE İÇİN YENİ BİR DÖNEM AÇILIYOR"

Bugünden itibaren Türkiye için yeni bir dönem açılıyor. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında demokrasisi tahrip olmuş, vatandaşları yoksulluğa mahkum edilmiş, meclisi çalıştırılmayan, adaleti çökmüş bir ülke olmaktan kurtulacağız. Bu ülkede kurdukları bozuk düzeni ortadan kaldıracağız.

Rahmetli Bülent Ecevit’in sözleriyle söylersek…

“Bozuk düzen onarılır, ama bu düzen bozuk da değil, çürümüş düzendir ve çürümüş her şey gibi çürüğe çıkarılmalıdır.""

CHP LİDERİ KILIÇDAROĞLU'NDAN 11 MADDE: ADALET ER YA DA GEÇ GELECEK!

İmamoğlu'nun ardından kürsüye ilk olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geldi. CHP lideri 11 maddeyle konuşmasını özetledi.

"1 - Adalet kutup yıldız gibidir. Yerinde sabit durur ve kainat onun etrafında döner. Bugün bizi buraya getiren yaşadığımz adaletsizlik. Hepinizin huzurunda söz veriyorum. Adalet ya gelecek ya gelecek.

2- Adaleti dağıtacak kişi hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine göre karar vermek zorundadır. Bu yapılmazsa adaletsizlik olur.

3- Adaleti dağıtacak kişi, Saray'ın sofrasına asla oturmayacak. Çünkü sofraya oturan alimin fetva yanlıştır.

4- Milli irade 1921 ve 1924 anayasalarının birinci maddesi şudur. Hakimiyet egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Milletin iradesine bugün darbe vuruşmuştur. 16 milyon İstanbullunun iradesine bir yargıç aracılığıyla darbe vurulmuştur.

5- Adalet bugün temel bir Türkiye sorununa dönüşmüştür. Çünkü sokakta herhangi bir vatandaşa sorun. Bu ülkede adalet var mı diye. Emin olun büyük bir kısmı bu ülkede adalet yoktur diyecek. Biz altılı masa olarak adaleti bu ülkeye mutlaka ama mutlaka getireceğiz. Bugün Türkiye'de hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukuku var. Bu manzarayı bitireceğiz.

6 - Yargıç koltuğunda yargıyı itibarsızlaştıranlar var. uyuşturucu baronlarına ses çıkarmazsan, parti teşkilatından gelenler hakim koltuğuna oturdular. Adalet ağacının içindeki kurtları tek tek temizleyeceğiz.

7 - Zulmün artsın ki tez zeval bulasın. Öteden beri bu ülkede zulüm var. Vekillerimiz, gazeteciler tutuklandı. İstanbul il başkanımız da siyasi yasak kapsamına alındı.
8- Şunu herkes çok iyi bilsin. Ekrem Başkan hakkında verilen karar bize bir milim geri adım attırmayacaktır. Adalet ağacının içindeki kurtları tek tek temizleyeceğiz. Açık ve net ifade edeyim hiç kimse hiçbir güç Ekrem İmamoğlu'nu İstanbul'a hizmet etmekten alıkoyamaz.
9 - Göndereceğiz, göndereceğiz. Adaletsizliği kural haline getirenleri göndereceğiz. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenleri göndereceğiz. Milli iradeye darbe yapanları göndereceğiz. Hiç endişe etmeyin, altılı masa kararlı. Bu ülkeye huzuru, bereketi, adaleti getireceğiz.

10 - Hiç kimse unutmasın ve umutsuzluğa kapılmasın. Bu bir maratondur. Maratonun sonuna geldik. 6 ay sonra maraton bitecek. Asla başınızı öne eğmeyin, önümüzde altı ay kaldı.

11 - Siz de haykırın. İktidar, iktidar, iktidar. İktidar olmak için geliyoruz."

BABACAN: BU HUKUKSUZLUĞU REDDEDİYORUM

Kılıçdaroğlu'dan sonra kürsüye gelen DEVA lideri Ali Babacan konuşmasında şu ifadelere yer verdi;

"Biliyorum çok öfkelisiniz, hepimiz çok öfkeliyiz. Olanları kabul etmiyorum. Bu haksızlığı, hukuksuzluğu reddediyorum. Ekrem İmamoğlu kardeşime yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. Birkaç evvel Canan hanıma yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. Demirtaş'a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. İktidarın seçimi kaybettiği belediyelere atadığı kayyumlarla rövanş almasını reddediyorum.

İsyanımızı, feryadımızı tüm İstanbul, tüm Türkiye d uysun diye buradayım. Nedir bu çektiğimiz ya! Devlet gücünü eline geçiren başlıyor aşağıdakilerini ezmeye, Kendi rakibini kendi sevmediklerini ezmeye, zulmetmeye. Üste çıkan alttakini eziyor. Başlıyor zorbalığa. Daha dünün ezileni sayın Erdoğan, üste çıkınca başkalarını ezmeye başlıyor, zulmetmeyle başlıylor.

Sandık günü hep beraber cevabını vereceğiz inşallah. Sayılı gün çabuk geçer. İşte biz bu ülkede yaşanan nöbetleşe zorbalığa karşıyız. Adalet olsun istiyloruz. Bu millet 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat, 15 Temmuz'da silah, topla, tüfekle demokrasiye kast edenleri tarihin tozlu sayfalarına gömmüş millettir. Nazım Hikmetlere, Ahmet Kayalara, Necip Fazıllara, Halide Ediplere zulmedenleri tarihin tozlu sayfalarına gömen millettir.

Bu millet yargı oyunlarıyla kendi irad esini görmezden gelenlere en iyi cevabı ilk sandıkta verecektir. Çok yakında verecektir. Biz herkes için adalet demek içni buradayız. Herkes için özgürlük demek için buradayız. Kürt, Türk, Sünni, Alevi hiç fark etmez. Yaşam farkı, inansın, inanmasın farketmez, hep beraber Türkiye'yiz.

Yıl 2002. Şu andaki iktidar 3 Y ile mücadele edeceğim diye başa gelmedi mi? 3 Y neydi? Yolsuzluk, yasaklar ve yoksullukla mücadele. İş döndü dolaştı 3 Y bu milletin başına çöktü. Yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar var mı? Ekrem İmamoğlu kardeşimizi yasaklamaya çalışan zihniyet. Kendi mücadelesini unutan aynı sıkıntıyı başkalarına yaşatan zihniyetle karşı karşıyayız.

Devlet gücünü kullanan, süreyle ve hukukla sınırlı olmalıdır. Üç dönem kuralı vardı. 2015'de doldu bu üç dönem. Uçaktan gelirken yok bırakmam demiyor. Yetmiyor, şu andaki iktidar partisinin kuruluş akitinde vardı. Süre doldu. Ne zaman ki devlet gücünü kullanan hukuku tanımaz işte o andan itibaren güç yozlaştırması olur. 2018'den sonra bütün yetkiyi elinde toplayan, tek imzayla ülkeyi yöneten ülkeyi bataklığın içine düşürmüş durumda.

Farklı fikirlerden, kimliklerden, dünyadan korkmayan Türkiye istiyoruz. Özgürce konuşan cesur ve zengin Türkiye istiyoruz. Endişeye mahal yok, biz buradayız. halkın ylanındayız, hakkın yanındayız.

Bu meydan var ya bu meydan. Yarına nasıl bir ülke bırakacağımıza karar verecek meydan. Korku mu, umut mu? Depresyon mu, mutluluk mu? Açlık mı, zenginlik mi? Çatışma mı, barış mı? Baskı mı, özgürlük mü? Otokrasi mi, demokrasi mi? Birileri cevabı alsın. Nasıl bir Türkiye'de yaşayacağımızı bu meydan ilk seçimde karar verecek.

Sözlerime son verirken, 95 milyon 1'den büyüktür, Türkiye 1'den büyüktür diyorum, hepinize saygı ve selamlar."

DP LİDERİ UYSAL: BU BÜYÜK ÜLKE, BU KADAR KÖTÜLÜĞÜ HAK ETMİYOR

DP lideri Gültekin Uysal'ın açıklamaları şöyle;

"Kalk yiğidim dağ başını duman almış. Aslan payını aslan olmayanlar almış. Aziz İstanbul, Fatih'in emaneti kutsal şehir. Aziz İstanbullular, kıymetli genel başkanlarım. Demokrasi mücadelesini yılmaz savunucuları öncelikle hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.

Bir tarihi günde buradayız. Aya ilk ayak basan astronotun dediği gibi 'Benim için küçük ama insanlık tarihi için büyük adımdır' dediği gibi. Türk milletinin tarihi yürüyüşünde önemli kilometre taşının bulunduğu noktadayız.

Bir büyük üzüntü içerisindeyim. Bir büyük hüzün içerisindeyim. Milletim için, üzüntü içerisindeyim. Bu büyük devlet için üzüntü içerisindeyim. Gençlerim adına büyük üzüntü içerisindeyim. Evlatların geleceğini göremeyen annelerin, babaların adına üzüntü içerisindeyim.

Bu büyük ülke, bu büyük millet bu kadar kötülüğü hak etmiyor. Zalim zulmünü celladına yaptırırmış. Zalime, onun cellatlarına, uşaklarına karşı bir büyük mücadeleyi burada başlatıyoruz. Yekvücut oluyoruz, hep beraber 'yeter söz milletinh' diye haykırıyoruz.

2019 yılında aslında Türk demokrasisinin çok partili hayata geçmemizden itibaren darbelere, kesintilere rağmen, sandıkla ilgili bir büyük tartışma olmamış. 6 Mayıs 2019, Türk demokrasisi için bir büylük kırılmanın yaşandığı tarihtir. Demokrasisinin ana kolunun çökertildiği tarihtir. İstanbul'da milletin iradesiyle belediye başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu'nun yetkisinin alındığı tarihtir.

Ama milletimiz milli iradenin önüne set çekilmez, duvarlar örülmez, milletin gücü, azmi, kararlılığı her daim önüne örülmüş o duvarları yıkıph atmıştır. Türk demokrasisi işte bunun tarihidir.

İşte bugün de bu bitmez kin ve garezin, İstanbul'da millete yaslanarak iktidar olanların zaman içerisinde devletin tahakküm eden gücü ile beraber milletin iradesinin üzerine hakimiyetsiz kayıtsız şartsız milletindir iradesi üzerine kayıt ve şart koymak için dün Ekrem İmamoğlu'na, İstanbul şehremenine bu cezayı verdiler.

Ama bilsinler ki, bu kararın nokta kadar milletin vicdanında bir karşılığı yoktur.

Bu kararı alanları biliyoruz. Aldıranları biliyoruz. Bilmiyor muyuz, her kesin bildiği bir sır biliyoruz. Demokrasiyle, hukuk ile bu iktidar sahiplerinin ufuklarını gördük. Bakmayın isimlerine Adalet ve Kalkınma Partisi dediklerine. Adaletleri batanları çok olduk. Onların adaleti Deniz Feneri davalarında zaten batmıştı.

Buradan haykırıyorum, adaleti sistematik bir şekilde bu memlekete uygulayanlara haykırıyorum, adınız ak olacağına alnınız ak olsaydı. Yarınlarda göreceğiz, bu ülkenin kaldırım taşlarında İstanbul başta olmak üzere, bu kararları alanları alnı dik, başı dik şekilde dolaşamayacaklar.

Nasıl Yassıada'da 'sizi burayı tıkan irade böyle istiyor' diyorlarsa burada ortadaki çarpıkları ifşa edercesine hakim karar veriyor. Zaman zaman bu iktidarın hukuk reformundan bahsettiğini biliyoruz. Yakınlarda bütçe görüşmelerinde TBMM'de ifade ettim, siz reform yapmayın, siz organize kötülük yapmaktan vazgeçin, FETÖ'cülerinh size bıraktığı hukuksuzluk icat etmekten vazgeçin.

İşaret fişeğini buradan yaktığımız hukuk mücadelemizin, demokrasi mücadelemizin, eninde sonunda milletin iradesiyle, tarihin tecelli edeceği gün milletimiz iradesini ortaya koyacaktır. Onların tek bir iddiası, ideali ve davaları var. Onlar bir kişinin, ailesinin ve şurekasının iktidarı ve mutluluğu için kavga veriyorlar. Oysa bizler bugün ne kadar haklı, doğru olduğumuz ortaya çıkıyor. 6'lı Masa etrafında biraraya gelmiş olanlar. Bugün burada bulunanların demokrasi diye kavgası var. Korkusuzca yaşama hürriyeti adına meselesi var. Bu ülkede fırsat eşitliği diye kavgası var. Herkesin hukukundan emin olduğu bir Türkiye'yi kurmak gibi ideali, mücadelesi kavgası var.

Bugün buradan attığnız adımla beraber büyük Atatürk'ün 1919'da Bandırma vapuruyla İstanbul'dan Samsun'a giderken tarihe düştüğü gibi kaydı not düşüyorsunuz. Kızkulesi açıklarında Bandırma vapuru aranmak istenir. Büyük Atatürk aranmasına müsaade eder. En nihayetinde bir şey bulamazlar. Bandırma vapuru usul usul Karadeniz'e açıldığında, işte bizim için de mihenk, kılavuz olan tarihi sözü nakşetmiştir: Onlar zannediyor ki, biz Anadolu'ya mühimmat ve silah götürüyoruz. Oysa bilmiyorlar ki, biz Anadolu'ya mühimmat ve silahtan daha önemli bir şey götürüyoruz. Anadolu'ya cesaret ve irade götürüyoruz demiştir.

Bugün buradan sadece İstanbulumuz değil, çatlamış toprakların hasretini dindirmek için her birimiz Türkiye'nin üzerine örülen kademe kademe her gün rengi koyulaşan bu örtüyü atıp kaldırmak adına bu cesareti ve iradeyi taşımalıyız.

Allah'ın izniyle taşıyacağız. Gün görünmez ordularla buluşma günüdür. Bu büyük Cumhuriyetin tarihi yürüyüşle bize bahşettiği değerlere sahihp çıkacak. Yeter söz milletindir diyecek bu atanmış hakimlerin verdikleri kararları Allah'ın izniyle hep beraber yerle bir edeceğiz.

Bugün burada bu tarihi ana şahitlik etmekten dolayı çok mutluyum. Bu mutluluğumu şu sözlerle tamamlamak istiyorum; bugün bu büyük ülkenin herşeyini çalanlar, çaldıkları yetmedi sandığı çalmaya karar verdiler. Ama bilsinler ki, günümüzü çalanlara yarınlarımızı asla çaldırtmayacağız."

DAVUTOĞLU: BU KARARIN MİLLETİN VİCDANINDA BİR KARŞILIĞI YOKTUR

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun açıklamaları şöyle;

"İstanbul'un iki kez seçilmiş değerli büyükşehir belediye başkanı değerli başkanı değerli dostum sayın İmamoğlu. Değerli genel başkanlar hepinizi muhabbetle selamlıyorum. Meselemiz sayın İmamoğlu'nun hak ettiği makamı korumak değil. İstanbul seçmeninin iradesini korumak, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik yarınlarını korumaktır.

Bizim meselemiz siyaset üstü meseledir. 6 genel başkan olarak buradayız. Farklı siyasi partilerdeyiz. Hepimiz insan onuru, temel hak ve özgürlükler, demokratik hukuk devleti diyoruz.

Bu meydan tarihi sahnelere şahit oldu. Dün akşam sayın İmamoğlu'nu ziyaret etmek için İBB binasına girdiğimde hafızamda iki manzara canlandı. 28 Şubat şartlarında sayın Erdoğan'a benzer mahkumiyet kararı verilmişti, ben de oradaydım. 15 Temmuz'da bu binayı savunmak için nice yiğitler şehit oldu. Yüreğimde, boğazımda bir şeyler düğümlendi. 21 Nisan 1998'de İBB binasında hangi değeri savunduysam, 15 Temmuz 2016 akşamı, hangi değerleri savundaysam yine aynı değerler için buradayım ve burada olacağım.

Sakın ha, sahip olduğunuz mutlak güç sizi aldatmasın. Geçmişte nice mutlak güç sahipleri aldandılar. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat'ı yapanlar zannettiler ki kurdukları vesayet düzeni sürer. Partileri kapattılar, siyasetçileri yasakladılar, düşünce özgürlüğünü, basını yok ettiler. Ama onlar gitti ama milletimizin demokrasi aşkı kaldı ve kalacak.

Güç sahiplerine şunu hatırlatıyorum; o avcunuzda tuttuğunuz güç var ya o güç, onu kaybettiğiniz için sıktığın her an kordan bir ateş gibi sizi yakar. Milletin vicdanına dönünüz. Dün aldığınız kararla bize mesajınız şuysa; İstanbul büyükşehir belediye başkanını mahkumiyet üzerinden makamından alabiliyorsak, 2023 seçimlerine ipotek koyarız diyorsanız, sadece bu meydanı dolduranlar adına değil 85 milyon adına söylüyorum, korkmadık, korkmadık, korkmayacağız. Tehditlerinize boyun eğmiyoruz, eğmeyeceğiz.

Güç sahiplerine sesleniyorum, sakın ha seçim sandığı üzerinden siyaseti dizayn etmeye kalkışmayın. Bu konuda hiçbir söz söylememiş olan 24 saat geçmiş olmasına rağmen sayın Erdoğan'a ve iktidara sesleniyorum, sakın bize tarafsız mahkeme karar verdi demeyin, inanmayız. Kaşıkçı, rahip Bronson davasında şerefli Türk yargısını nasıl siyasete esir ettiğinizi biliyoruz.

Değerli yargı mensupları omuzunuzda ağır ve tarihi yük var. Alacağınız her karar bir belediye başkanını, bir siyasi genel başkanını ilgilendirmeyecek. Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğini şekillendirecek. Hakim teminatının olmadığını, aile kaygısı taşıdığınızı biliyorum.

27 Mayıs sonrası 'sizi buraya tıkan irade böyle istiyor' diye bazı yargı mensupları bir Başbakanı iki Bakanı idam sephasına gönderdi. 12 Mart, 12 Eylül mahkemeleri bir sağdan bir soldan diye genç fidanları idam sephasına gönderdi. FETÖ yargısı yargıyı eline alarak Türkiye'nin en kara gecesi 15 Temmuz'u yaşattı. Bakın hepsi gitti. Şerefli Türk yargısının mensupları, hiçbir siyasi talimata asla uymayın. Yargı mensuplarının aidiyeti adalettir.

Dün Türk yargısı için kara bir gündü. Siyasi baskılar sebebiyle YSK başta olmak üzere seçime giderken hiçbir yargı mensubu baskı altına alınmaz ümit ederim. Baskı altına alınırlarsa onların arkasında 6 parti genel başkanı olarak dimdik duracağız.

Bir tahrik ortamı yaratılarak, kutuplaşma ortamı yaratılarak toplumsal gerilimi ortaya çıkarmaya çalışan iktidara karşı, iktidar partilerine gönül verenlere sesleniyorum, değerli kardeşlerim sizler vesayete karşı milli irade dediniz. Yaşı yetenler 21 Nisan 1998'de sayın Erdoğan'ın yanındaydılar. Sakın ha tahriklere kapılmayın. Milli iradeyi esir alanlara karşı sesinizi yükseltin.

O geniş kitlelerin bu kararla yürekleri dağlandı, başları öne eğildi. Kaldırsınlar kafalarını 'biz yeni vesayetler kurmak için emek vermedik' desinler sayın Erdoğan'a ve Beştepe'de oturanlar.

Değerli AK Parti'yi desteklenleyen seçmenler sizin kazanımlarınız temenatı demokratik devlettir, insan hak ve özgürlükleridir. 85 milyonun her vatandaşı aynı hak ve özgürlüklere sahip olacak. MHP seçmenlerine sesleniyorum, milli birlik, kendisi gibi düşünmeyen herkesi terörist ilan etmekle korunmaz.

Milli hakimiyetin temeli esası, milli iradedir. Kim ki milli iradeye el uzatırsa, gerçek terörist, vatan düşmanı odur. Milli irade olmadan vatan korunamaz, millet birleştirilemez, devlet güçlü kılınamaz.

İstanbul benim en büyük hocamdır. Estetiğimizin, mimarimizin, medeniyetimizin, siyasi kültürümüzün merkezidir. Sizin iradenize ipotek koyacak olan kim olursa sadece Gelecek Parti Genel Başbakanı, bir eski Başbakan olarak değil bir İstanbullu olarak direnecek, sayın İmamoğlu'nun haklarını korumak konusunda en ufak tereddüt göstermeyeceeğiz.

Gelecek kaygısı taşıyan değerli vatandaşlarım. Çok zorlu badireler atlatan milletim. Biliniz ki biz ayaktayız. Yeni bir Türkiye için yola çıktık. Cumhuriyetimizin 100 yıllık, demokrasimizin 75 yıllık tecrübesini bir sofrada topladık 6 parti olarak. İşçi, çiftçi, kadın, genç, esnafımızın başı dik dolaştığı bir ülke inşa etmek hedefimizdir. Hedefimiz düşüncesini açıklarken korkmadığı, inancını yaşarken korkmadığı, düşüncesini dile getirirken terörist diye suçlanmadığı Türkiye'yi hep beraber inşa edeceğiz. 6'lı Masa Türkiye'nin, milletin masasıdır. O sofrada, o 6'lı Masa'da ne var diyorlar. İşte söylüyorum; Türkiye'de iki sofra var. Birisi çıkar için birbirini yediği, herkesin birbirine çelme taktığı, marinalarına çökülen, kendi bakanlığına dezenfektan satan kurtlar sofrası var. Biz o kurtlar sofrasına karşı Hacı Bektaş Veli'nin 'elini, gönlünü sofranı açık' t ut diyerek Halil İbrahim sofrasını kurduk. Bu sofrada haram lokma olmayacak, yetim hakkı olmayacak, kimsenin aşı kimseye haram olmayacak. Bu sofranın aşı inandığımız değerlerdir, özgürlüktür, adalettir, refahtır, eşitliktir, siyasi ahlaktır. Siyasi ahlakı egemen kılmaya geliyoruz.

Müsterih olun bu kara kışlar geçecek. Üstad Neşet Ertaş'ın deyimiyle Cumhuriyetimizin gelecek yazını kimsenin kışa çevirmesine asla izin vermeyeceğiz. Önümüzde seçim var. Bu seçim sadece bir iktidar değişimi değil, Cumhuriyetimizin mayasının demokrasi ile taçlanacağı seçimdir. Yoksulluğa karşı insanca onurlu yaşamak düzeni seçimidir. Yasaklara karşı özgürlüklerin seçimidir. Bu seçim sonucunda kimse kaybetmeyecek, hiçbir toplum kesimi kaybetmeyecek, hep beraber yeni ufka inançla, kararlılıkla, azimle yürüyeceğiz.

Cumartesi günü şebi aruz, vuslat. Hz. Mevlana'nın talebesiyim. Onun sözüyle bitirmek isterim; biz bu toprakları ancak sevgi tohumları ekmeye geldik. Biz Anadolu, Trakya sevgi tohumları ekmeye geliyoruz.

Birileri haftada bir masa dağılacak diyor. Onlar çok bekler çok. İktidara sesleniyorum. Bu masa sizin kurtlar sofrası masanız değil. Bu masa Halil İbrahim masası. Dağılmayacak. Meselemiz kimin hangi mevkiye geleceği meselesi değildir. Biz mevkilerim, makamların peşinde değiliz. Meselemiz Türkiye'nin geleceğini, gençlerin terk etmeyi düşünmeyeceği yeni ülkeyi inşa etmektir.

Önümüzdeki ilk toplantımızda geçiş sürecinin yol haritası ve ortak politika hedeflerimizi açıklayacağız. Müsterih olun, yeni bir Türkiye yeni bir yüzyılla gelecek. Allah'a emanet olun."

AKŞENER: GELDİKLERİ GİBİ GİTTİLER. GELDİKLERİ GİBİ SİZİN İRADENİZLE GİDECEKLER

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in açıklamaları şöyle;

"Öncelikle aziz milletim, aziz İstanbullular, çok değerli genel başkanlar, hanımefendiler, beyefendiler, kalbimiz herşeyimiz gençler. Bu atkının hikayesini sizinle paylaşmak istiyorum. Dün buradan ayrıldık, giderken genç kızımız adı Kıymet Doğan'dı. Arabamın camını çaldı, boynundan çıkardı, 'Ekrem başkanıma vereceksin Meral abla, ona dua edeceğiz' dedi. Bu atkı Kıymet'in atkısı, kalbinden dualar eden, haksızlığı lanetleyen gencecik kızımızın atkısı. Biliyorum ki Ekrem Başkan onu bir emanet gibi saklayacaktır.

Yüzyıl önce olduğu gibi bugün de, egemenli kayıtsız şartsız milletindir diyenler burada. Saraçhane'de. Ama yüzyıl önce verilen kararın, ilkenin, iradenin temsilcileri kadınlar, erkekler, gençler, yaşlılar burada. İstanbul'dan egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diye haykıranların o sesini duymayanların, onların saraylara kapandığı anda milletin sesini duymadığı anda biz Saraçhane'deyiz.

Bir tiyatroya, bir haksızlığa, kara cübbelerini, siyah cübbelerini saranlara buradan seslenen İstanbullular, diyorsunuz ki, saray sizinse Saraçhane bizimdir.

Diyorsunuz ki; zulüm sizinse, haksızlık sizinse sandık bizimdir, sandık bizimdir. 16 milyon İstanbul'un iradesi burada. Millet burada, milletin sesi, demokrasi, irade burada. Milletin iradesi burada. Ekrem kardeşimin yanında. Gençler diyor ki, yaşasın hürriyet, kahrolsun istibdat.

Bu sese kulaklarını kapasalar da size, bize terörist deseler de, haksız yere Ekrem kardeşimi yargılasalar da, cezalandırsalar da bu irade, bu ses, bu yürek, bu cesaret, bu demorkrasi aşkı, bu sandıkta verilecek cezanın ortaya konduğu irade gösteriyor ki, 16 milyon İstanbullunun dışında 85 milyon Türkiye'nin de senin yanında olduğunu burada Saraçhane'den görüyorum.

Hiçbir haksızlık sonsuza kadar sürmez. Hele aziz milletimizde hiç sürmez. Geldikleri gibi giderler. Geldikleri gibi gittiler. Geldikleri gibi sizin iradenizle gidecekler. Allah'a emanet olun, saygılar sunuyorum. Demokrasi bizimdir, sandık bizimdir ve bu irade elbette ki bizimdir."

"16 MİLYONUN İRADESİNE SAHİP ÇIKIYORUZ"

Öte yandan CHP lideri Kılıçdaroğlu'ndan Saraçhane'deki buluşma öncesi bir paylaşım geldi. CHP lideri "Millet İttifakı olarak 16 milyon İstanbullunun iradesine sahip çıkmak için Saraçhane’deyiz! Bizim mücadelemiz adalet mücadelesidir…" ifadelerine yer verdi.

6'LI MASADAN BİR LİDER SARAÇHANE'YE GELMEDİ

İstanbul Saraçhane'deki mitingde 6'lı masa 'sağlık' firesi verdi. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu mitinge sağlık nedenleriyle mitinge katılamadığını açıkladı. Temel Karamollaoğlu daha önceden ayarlanan bir hastane randevusu olduğu için alanda olamaycağını belirtip şu twiti attı:

DÜN NELER YAŞANDI?

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle açılan davada karar açıklandı. İmamoğlu'na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verildi.

'SİYASİ YASAK' KARARI

Mahkeme, İmamoğlu’nun, siyasi yasak içeren Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 53. maddesinde belirtilen belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına da karar verdi.

Kartal Adliyesi'ndeki duruşmaya katılmayan İmamoğlu, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Karar ne olursa olsun, kâh sevincimizi kâh irademizi göstermek adına herkesi saat 16.00’da Saraçhane’ye davet ediyorum" ifadelerini kullandı.

Kararın açıklanmasının ardından hem siyasi liderler ve belediye başkanları, hem de halk Saraçhane'ki İBB önünde toplandı.

Akşam saatlerinde İmamoğlu ve Akşener, birer konuşma yaptı.

İMAMOĞLU: MÜCADELEMİZ DAHA GÜÇLÜ BAŞLIYOR

İmamoğlu yaptığı açıklamada “Halkın verdiği yetkisi bir avuç insan alamaz. Mücadelemiz daha güçlü başlıyor Allah'ın izniyle” ifadelerini kullanırken, İYİ Parti lideri Akşener, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanlığı döneminde okuduğu şiir nedeniyle hapse atılmasını hatırlattı.

AKŞENER: ‘BU ŞARKI BURADA BİTMEZ’

Akşener "Biz gereğini yaparız. O büyükşehir belediye başkanı, buradan sizlere seslenip, İstanbulluya seslenip, ‘Bu şarkı burada bitmez’ dedi. Doğrudur. O şarkı orada bitmedi. Bugün Meral Akşener olarak söz veriyorum ‘Bu şarkı da burada bitmeyecek” şeklinde konuştu.

KILIÇDAROĞLU, ALMANYA ZİYARETİNİ YARIDA KESTİ

Almanya'da bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ziyaretini yarıda kesip Türkiye'ye döndü, İmamoğlu'nu ziyaret etti.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.