CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'uyuşturucu ticareti' ile ilgili açıklamalarına partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda devam etti. Son bir ayda Türkiye'de öldürülen mafya liderlerinden örnekler veren Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya yönelik, "Bana dönüp diyorsun ki 'İspatla'. İşte ispatladım, ne yapacaksın. Onurun varsa, şerefin varsa istifa edersin!" dedi.
Haber Giriş Tarihi: 01.11.2022 13:59
Haber Güncellenme Tarihi: 01.11.2022 15:00
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.bursahakimiyet.com.tr
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik 'Karşıma çık' çağrısını yineleyen Kılıçdaroğlu, "Biraz paraya tamah etme, malı götüreceğin süreyi kıs, gel karşıma çık. Seninle oturup 85 milyonun önünde tartışalım cesaretin varsa" dedi.
Kılıçdaroğlu dün yayınladığı videoda "Breaking Bad Süleyman çocukların zehirlenmesine göz yummuştur. Uyuşturucu paralarını Türkiye’nin cari açığının finansmanında kullandılar" açıklamasına da değindi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya yanıt veren Kılıçdaroğlu, "Fotoroman 'İspatla' demiş. Hay hay, son birkaç ayda olan olayları hatırlayalım" dedi ve bazı örnekler verdi.
"Bana dönüp diyorsun ki 'İspatla'. İşte ispatladım, ne yapacaksın" diyen Kılıçdaroğlu, Soylu'ya yönelik "Onurun varsa, şerefin varsa istifa edersin!" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Türkiye bir yol ayrımına geldi ve bu ayrımından Türkiye'yi alıp çağdaş uygarlığa taşımak ve çağdaş uygarlığı aşma hedefine yöneldik biz. Bu hedefi mutlaka ama mutlaka, ne pahasına olursa olsun gerçekleştireceğiz. Adalet içinde yapacağız bunu.
VEFA SALMAN TEPKİSİ
Vefa Salman, Yalova Belediye Başkanımız. Bir ihbar gelir 'Yolsuzluk var' diye. Göreve başlar başlamaz ilk yaptığı iş gidip savcıya dilekçe vermek. Savcı soruşturma açar. Zaten şu anda bütün CHP'li belediyeler izleniyor. İzlensin, şikayetimiz yok ama adaletsizlik yapmasınlar. Kendisi ihbar ediyor, savcı alıyor dahil ediyor 'O da suçludur' diye. Talimatın nereden geldiğini biliyorum. O savcıya da söylüyorum. Dava açılıyor. Karar alınıyor, bilirkişiye gönderelim diye. Gitti, karar verdi bilirkişi. 'Vefa Salman'ın bir suçu yoktur' diye. Savcı itiraz ediyor. Aradan bir süre geçiyor, dava erteleniyor, yeni bir bilirkişi atanıyor. Ankara'dan bir bilirkişi buluyorlar. Çekinmiyoruz, korkmuyoruz ki. Üç emekli Sayıştay denetçisi, yani TBMM adına denetim yapan bir kurumdan emekli olan üç kişiye bu görev veriliyor. Rapor veriyorlar, hiçbir suçu yok. Göreve iade bekliyoruz, edilmiyor. Savcı itiraz ediyor. 'Bu bilirkişiler doğru kişi değildir' diye. Yetmedi, bilirkişiler hakkında suç duyurusunda bulundu. Üçüncü bilirkişi yine geldi. Yine 'Suçu yoktur' diye rapor verdiler. Mahkeme yine göreve iade etmedi.
Şimdi buradan AK Parti'ye geçmişte oy vermiş vicdan sahibi herkese sesleniyorum. Bu karar adalete yakışıyor mu? 'Doğru karar vereceğiz ama bizi sürmekle tehdit ediyorlar' diye bilgiler geliyor. Bunun adı adalet oluyor, yani adaletsizlik. Mahkeme salonunda arkadaşlarımız itiraz ediyorlar. Bu sefer 'CHP'liler mahkemeyi bastı' diyorlar. Mahkemeyi basmak değil, mahkemeyi ele geçirmişsiniz zaten! Saray iktidarı var orada. İstediğin talimatı verdiriyorsun. Boynumuzu giyotine mi uzatalım?
"THK'NİN OTELİNİ ELE GEÇİRMEK İSTİYORLAR"
Türk Hava Kurumu kayyumlar tarafından yönetiliyor. İstanbul'da güzel bir oteli var, kirada. Bu oteli ele geçirmek istiyorlar. Bununla ilgili süren bir dava var. Bu davayı arkadaşlarımız yakından izlesinler. THK bu ülkenin havacılık konusunda kurduğu ilk kurumdur. Var olan bütün kaynaklarını hortumladılar bir oteli kaldı, şimdi oteli de ele geçirmeye çalışıyorlar. O oteli kim alırsa onun burnundan fitil fitil getireceğim. Tam bir yağma düzeni. Sen o adaleti benim külahıma anlat.
Geçen toplantıda da söyledim, şimdi de söylüyorum. Allahın izniyle iktidar olduğumuzda bu ülkeye adalet ya gelecek ya gelecek diyorum. Adaleti getireceğiz bu ülkeye. Toplumun vicdanını rahatlatacağız. Haksız yere tutuklananları biliyorum. Bunların tamamını biliyoruz ama biraz sabır. Sandık gelecek, adalet isteyen herkes bize katılacak ve biz adaleti getireceğiz.
AK PARTİ'NİN 'VİZYON' BELGESİ
Bir vizyon belgesi açıklandı. Bir cümle önemliydi. 'Gelin hep beraber bu vizyon belgesinin içini dolduralım' diye çağrı yapıldı. Bu ne demektir? 'Aslında bizim bir vizyon belgemiz yok, bize katkı verirseniz yeni bir vizyon belgesi yapalım' demektir. Bir siyasetçinin vizyon belgesi ortaya koyabilmesi için önce dünya tarihi bilmesi gerekir. Ortadoğu tarihi, kendi ülkesinin tarihini bilmesi lazım. Yok olan bir Osmanlı'dan genç bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin nasıl ortaya çıktığını bilmesi lazım. Bilimdeki ve teknolojideki gelişmeleri bilmesi lazım. Siz bir vizyon ortaya koyacaksanız bir gelecek perspektifi ortaya koyacaksınız, bunları bilmek zorundasınız. Aynı zamanda bu ülkenin düşünce, bilim insanlarıyla bir araya gelmeniz lazım. Dünyanın gidişatını görmeniz lazım. Ne yapmamız gerektiğini bilmeniz gerekiyor. Tarımda, demokraside, sanayide, ileri teknolojide, sosyal yaşamda.. Hepsini bilmeniz gerekiyor.
ERDOĞAN'A 'KARŞIMA ÇIK' ÇAĞRISINI YİNELEDİ
Vizyon sahibi olabilmek için bu saydıklarım asgari koşullar. Ben arada bir Erdoğan'a çağrı yapıyorum, yine yapayım. Eğer vizyonerliğin ne olması gerektiğini bana anlatmak istiyorsan senin televizyon kanallarında ben hazırım. Gel, gel, gel. Kaçma gel. Vizyon neymiş sana öğreteyim.
Öyle çıkıyor, işi fazlaymış da bilmem ne. İşinin ne olduğunu da biz biliyoruz. Malı götürmek konusunda işi çok fazla. Amerika'da servetler, dünyanın diğer yerlerinde, vergi cennetlerinde mal varlıkları... İşi çok! Biraz paraya tamah etme, malı götüreceğin süreyi kıs, gel karşıma çık. Seninle oturup 85 milyonun önünde tartışalım cesaretin varsa. Vizyonermiş, ne vizyoneri! Kendisine bir tavsiyem olsun. İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi'ni okusun. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli siyasal belgelerinden birisidir bu.
"TÜRKİYE'NİN EKONOMİK BAĞIMSIZLIĞI TEHLİKEDE"
Şu anda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ekonomik bağımsızlığı tehlikede. Borç dileniyorlar. Düne kadar hakaret ettikleri insanların kapısına gidip yalvarıyorlar. Böyle bir tabloyu hiç yaşamamıştık. Dış politika egemen güçlerin kontrolünde olamaz. Hiç kimse unutmasın. İradesi teslim alan kişiye en büyük destek olan kişi de Bahçeli'dir.
Eğitim bir kişiye, bir aileye, ülkeye sınıf atlatan en önemli faktördür. Üniversitelere perişan, eğitim sistemini felç ettiler. Bunlar çıkmışlar 'Vizyon belgesi açıklayacağız' diyorlar. Sen vizyonun ne olduğunu biliyor musun? Yüksek yetenek inşasının ne olduğunu biliyor mu acaba? Bilgi ekonomisine geçtik, ne olduğunu biliyor mu acaba? Hayatında duymamıştır.
Yeni bir anayasa ile güçlendirilmiş parlamenter sistemi kuracağız dedik. Vizyon budur işte. Herkesin düşüncesine saygı. Farklı düşünce kadar değerli bir şey olmadığını tüm kainata anlatmamız lazım. Bir kişi farklı düşündü diye hapse atılır mı? Kuvvetler ayrılığı olmazsa olmaz.
Seçim yasasını değiştireceğiz dedik. Darbe hukukunu değiştireceğiz dedik. Darbecilerin getirdiği hukuku baş tacı ediyorlar. Milletin vekilini millet seçecek dedik.
SOYLU'YA 'İSTİFA ET' ÇAĞRISI
Dün akşam uyuşturucu salgını ile ilgili bir video paylaştım. Başka ülkelerden gelen mafya pisliklerini anlattım.
Uyuşturucu paraları Türkiye'ye gelsin diye bir değil, birden fazla kanun çıkardılar. Uyuşturucu parasını davet edersen uyuşturucu baronunu da davet ediyorsun demektir. Ve nitekim öyle oldu. Davetiye çıkardılar.
Fotoroman 'İspatla' demiş. Hay hay, son birkaç ayda olan olayları hatırlayalım.
>> Sırbistan'da kırmızı bülten ile aranan ülkenin en kanlı suç örgütü lideri Vukotiç İstanbul'da öldürüldü. Bunun İstanbul'da ne işi vardı? Çünkü İstanbul'u kendisinin yaşayabileceği bir mekan olarak görüyor. Kendisinin korunduğu bir mekan olarak görüyor, sırtımı siyasilere dayadım kimse bana bir şey yapmaz diyor.
>> Azerbaycanlı mafya lideri Elnur Gasimov, Ataşehir'de öldürüldü.
>> İstanbul'un ortasında, AVM'lerde Gürcü ve İranlılar silahla çatıştılar. Bütün Türkiye izledi.
>> Antalya'da bir başka mafya lideri 'Lotu quli' öldürülmüştü. Afgan baronları zaten İstanbul'da.
>> Ortadoğu'nun en büyük uyuşturucu baronunu ise hapishaneden çıkarıp bıraktılar. Birileri devreye girdi, bir kararla dışarı bıraktılar.
Bana diyorlar ki 'İspat et'. Ya siz bunları görmüyor musunuz? Sırtını mafyaya dayarsan zaten bunları göremezsin. Bana dönüp diyorsun ki 'İspatla'. İşte ispatladım, ne yapacaksın. Onurun varsa, şerefin varsa istifa edersin!
Kaynağı belli olmayan kirli para. Zaten devletin kayıtlarında var kardeşim. Siz parayı getirin kaynağını sormayacağım diye kanun çıkarttınız. Türkiye şu anda Avrupa'nın en büyük kara para aklayan ülkelerinin başında geliyor. Pisliğe battık, devlet çürümeye başladı. Kirli paralar kirli insanları şehirlerimize getiriyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Kılıçdaroğlu 'İşte ispatladım' dedi, Soylu'ya çağrı yaptı: Onurun varsa, şerefin varsa istifa edersin
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'uyuşturucu ticareti' ile ilgili açıklamalarına partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda devam etti. Son bir ayda Türkiye'de öldürülen mafya liderlerinden örnekler veren Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya yönelik, "Bana dönüp diyorsun ki 'İspatla'. İşte ispatladım, ne yapacaksın. Onurun varsa, şerefin varsa istifa edersin!" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik 'Karşıma çık' çağrısını yineleyen Kılıçdaroğlu, "Biraz paraya tamah etme, malı götüreceğin süreyi kıs, gel karşıma çık. Seninle oturup 85 milyonun önünde tartışalım cesaretin varsa" dedi.
Kılıçdaroğlu dün yayınladığı videoda "Breaking Bad Süleyman çocukların zehirlenmesine göz yummuştur. Uyuşturucu paralarını Türkiye’nin cari açığının finansmanında kullandılar" açıklamasına da değindi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya yanıt veren Kılıçdaroğlu, "Fotoroman 'İspatla' demiş. Hay hay, son birkaç ayda olan olayları hatırlayalım" dedi ve bazı örnekler verdi.
"Bana dönüp diyorsun ki 'İspatla'. İşte ispatladım, ne yapacaksın" diyen Kılıçdaroğlu, Soylu'ya yönelik "Onurun varsa, şerefin varsa istifa edersin!" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Türkiye bir yol ayrımına geldi ve bu ayrımından Türkiye'yi alıp çağdaş uygarlığa taşımak ve çağdaş uygarlığı aşma hedefine yöneldik biz. Bu hedefi mutlaka ama mutlaka, ne pahasına olursa olsun gerçekleştireceğiz. Adalet içinde yapacağız bunu.
VEFA SALMAN TEPKİSİ
Vefa Salman, Yalova Belediye Başkanımız. Bir ihbar gelir 'Yolsuzluk var' diye. Göreve başlar başlamaz ilk yaptığı iş gidip savcıya dilekçe vermek. Savcı soruşturma açar. Zaten şu anda bütün CHP'li belediyeler izleniyor. İzlensin, şikayetimiz yok ama adaletsizlik yapmasınlar. Kendisi ihbar ediyor, savcı alıyor dahil ediyor 'O da suçludur' diye. Talimatın nereden geldiğini biliyorum. O savcıya da söylüyorum. Dava açılıyor. Karar alınıyor, bilirkişiye gönderelim diye. Gitti, karar verdi bilirkişi. 'Vefa Salman'ın bir suçu yoktur' diye. Savcı itiraz ediyor. Aradan bir süre geçiyor, dava erteleniyor, yeni bir bilirkişi atanıyor. Ankara'dan bir bilirkişi buluyorlar. Çekinmiyoruz, korkmuyoruz ki. Üç emekli Sayıştay denetçisi, yani TBMM adına denetim yapan bir kurumdan emekli olan üç kişiye bu görev veriliyor. Rapor veriyorlar, hiçbir suçu yok. Göreve iade bekliyoruz, edilmiyor. Savcı itiraz ediyor. 'Bu bilirkişiler doğru kişi değildir' diye. Yetmedi, bilirkişiler hakkında suç duyurusunda bulundu. Üçüncü bilirkişi yine geldi. Yine 'Suçu yoktur' diye rapor verdiler. Mahkeme yine göreve iade etmedi.
Şimdi buradan AK Parti'ye geçmişte oy vermiş vicdan sahibi herkese sesleniyorum. Bu karar adalete yakışıyor mu? 'Doğru karar vereceğiz ama bizi sürmekle tehdit ediyorlar' diye bilgiler geliyor. Bunun adı adalet oluyor, yani adaletsizlik. Mahkeme salonunda arkadaşlarımız itiraz ediyorlar. Bu sefer 'CHP'liler mahkemeyi bastı' diyorlar. Mahkemeyi basmak değil, mahkemeyi ele geçirmişsiniz zaten! Saray iktidarı var orada. İstediğin talimatı verdiriyorsun. Boynumuzu giyotine mi uzatalım?
"THK'NİN OTELİNİ ELE GEÇİRMEK İSTİYORLAR"
Türk Hava Kurumu kayyumlar tarafından yönetiliyor. İstanbul'da güzel bir oteli var, kirada. Bu oteli ele geçirmek istiyorlar. Bununla ilgili süren bir dava var. Bu davayı arkadaşlarımız yakından izlesinler. THK bu ülkenin havacılık konusunda kurduğu ilk kurumdur. Var olan bütün kaynaklarını hortumladılar bir oteli kaldı, şimdi oteli de ele geçirmeye çalışıyorlar. O oteli kim alırsa onun burnundan fitil fitil getireceğim. Tam bir yağma düzeni. Sen o adaleti benim külahıma anlat.
Geçen toplantıda da söyledim, şimdi de söylüyorum. Allahın izniyle iktidar olduğumuzda bu ülkeye adalet ya gelecek ya gelecek diyorum. Adaleti getireceğiz bu ülkeye. Toplumun vicdanını rahatlatacağız. Haksız yere tutuklananları biliyorum. Bunların tamamını biliyoruz ama biraz sabır. Sandık gelecek, adalet isteyen herkes bize katılacak ve biz adaleti getireceğiz.
AK PARTİ'NİN 'VİZYON' BELGESİ
Bir vizyon belgesi açıklandı. Bir cümle önemliydi. 'Gelin hep beraber bu vizyon belgesinin içini dolduralım' diye çağrı yapıldı. Bu ne demektir? 'Aslında bizim bir vizyon belgemiz yok, bize katkı verirseniz yeni bir vizyon belgesi yapalım' demektir. Bir siyasetçinin vizyon belgesi ortaya koyabilmesi için önce dünya tarihi bilmesi gerekir. Ortadoğu tarihi, kendi ülkesinin tarihini bilmesi lazım. Yok olan bir Osmanlı'dan genç bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin nasıl ortaya çıktığını bilmesi lazım. Bilimdeki ve teknolojideki gelişmeleri bilmesi lazım. Siz bir vizyon ortaya koyacaksanız bir gelecek perspektifi ortaya koyacaksınız, bunları bilmek zorundasınız. Aynı zamanda bu ülkenin düşünce, bilim insanlarıyla bir araya gelmeniz lazım. Dünyanın gidişatını görmeniz lazım. Ne yapmamız gerektiğini bilmeniz gerekiyor. Tarımda, demokraside, sanayide, ileri teknolojide, sosyal yaşamda.. Hepsini bilmeniz gerekiyor.
ERDOĞAN'A 'KARŞIMA ÇIK' ÇAĞRISINI YİNELEDİ
Vizyon sahibi olabilmek için bu saydıklarım asgari koşullar. Ben arada bir Erdoğan'a çağrı yapıyorum, yine yapayım. Eğer vizyonerliğin ne olması gerektiğini bana anlatmak istiyorsan senin televizyon kanallarında ben hazırım. Gel, gel, gel. Kaçma gel. Vizyon neymiş sana öğreteyim.
Öyle çıkıyor, işi fazlaymış da bilmem ne. İşinin ne olduğunu da biz biliyoruz. Malı götürmek konusunda işi çok fazla. Amerika'da servetler, dünyanın diğer yerlerinde, vergi cennetlerinde mal varlıkları... İşi çok! Biraz paraya tamah etme, malı götüreceğin süreyi kıs, gel karşıma çık. Seninle oturup 85 milyonun önünde tartışalım cesaretin varsa. Vizyonermiş, ne vizyoneri! Kendisine bir tavsiyem olsun. İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi'ni okusun. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli siyasal belgelerinden birisidir bu.
"TÜRKİYE'NİN EKONOMİK BAĞIMSIZLIĞI TEHLİKEDE"
Şu anda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ekonomik bağımsızlığı tehlikede. Borç dileniyorlar. Düne kadar hakaret ettikleri insanların kapısına gidip yalvarıyorlar. Böyle bir tabloyu hiç yaşamamıştık. Dış politika egemen güçlerin kontrolünde olamaz. Hiç kimse unutmasın. İradesi teslim alan kişiye en büyük destek olan kişi de Bahçeli'dir.
Eğitim bir kişiye, bir aileye, ülkeye sınıf atlatan en önemli faktördür. Üniversitelere perişan, eğitim sistemini felç ettiler. Bunlar çıkmışlar 'Vizyon belgesi açıklayacağız' diyorlar. Sen vizyonun ne olduğunu biliyor musun? Yüksek yetenek inşasının ne olduğunu biliyor mu acaba? Bilgi ekonomisine geçtik, ne olduğunu biliyor mu acaba? Hayatında duymamıştır.
Yeni bir anayasa ile güçlendirilmiş parlamenter sistemi kuracağız dedik. Vizyon budur işte. Herkesin düşüncesine saygı. Farklı düşünce kadar değerli bir şey olmadığını tüm kainata anlatmamız lazım. Bir kişi farklı düşündü diye hapse atılır mı? Kuvvetler ayrılığı olmazsa olmaz.
Seçim yasasını değiştireceğiz dedik. Darbe hukukunu değiştireceğiz dedik. Darbecilerin getirdiği hukuku baş tacı ediyorlar. Milletin vekilini millet seçecek dedik.
SOYLU'YA 'İSTİFA ET' ÇAĞRISI
Dün akşam uyuşturucu salgını ile ilgili bir video paylaştım. Başka ülkelerden gelen mafya pisliklerini anlattım.
Uyuşturucu paraları Türkiye'ye gelsin diye bir değil, birden fazla kanun çıkardılar. Uyuşturucu parasını davet edersen uyuşturucu baronunu da davet ediyorsun demektir. Ve nitekim öyle oldu. Davetiye çıkardılar.
Fotoroman 'İspatla' demiş. Hay hay, son birkaç ayda olan olayları hatırlayalım.
>> Sırbistan'da kırmızı bülten ile aranan ülkenin en kanlı suç örgütü lideri Vukotiç İstanbul'da öldürüldü. Bunun İstanbul'da ne işi vardı? Çünkü İstanbul'u kendisinin yaşayabileceği bir mekan olarak görüyor. Kendisinin korunduğu bir mekan olarak görüyor, sırtımı siyasilere dayadım kimse bana bir şey yapmaz diyor.
>> Azerbaycanlı mafya lideri Elnur Gasimov, Ataşehir'de öldürüldü.
>> İstanbul'un ortasında, AVM'lerde Gürcü ve İranlılar silahla çatıştılar. Bütün Türkiye izledi.
>> Antalya'da bir başka mafya lideri 'Lotu quli' öldürülmüştü. Afgan baronları zaten İstanbul'da.
>> Ortadoğu'nun en büyük uyuşturucu baronunu ise hapishaneden çıkarıp bıraktılar. Birileri devreye girdi, bir kararla dışarı bıraktılar.
Bana diyorlar ki 'İspat et'. Ya siz bunları görmüyor musunuz? Sırtını mafyaya dayarsan zaten bunları göremezsin. Bana dönüp diyorsun ki 'İspatla'. İşte ispatladım, ne yapacaksın. Onurun varsa, şerefin varsa istifa edersin!
Kaynağı belli olmayan kirli para. Zaten devletin kayıtlarında var kardeşim. Siz parayı getirin kaynağını sormayacağım diye kanun çıkarttınız. Türkiye şu anda Avrupa'nın en büyük kara para aklayan ülkelerinin başında geliyor. Pisliğe battık, devlet çürümeye başladı. Kirli paralar kirli insanları şehirlerimize getiriyor.
GÜNÜN EN ÇOK OKUNAN HABERLERİ
BAKMADAN GEÇME...
POPÜLER VİDEOLAR