Kılıçdaroğlu: Kongreleri yapanların vebali yok mu?
Kılıçdaroğlu: Kongreleri yapanların vebali yok mu?
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, "Dün 341 vatandaşımız hayatını Kovid-19 dolayısıyla kaybetti. Sorumlusu kim? Bu soruyu geçen seçimlerde AK Parti'ye Milliyetçi Hareket Partisi'ne oy verenlere soruyorum. O kongreleri yapanların vebali, günahı yok mu?" ifadelerini kullandı.
Haber Giriş Tarihi: 20.04.2021 14:20
Haber Güncellenme Tarihi: 20.04.2021 14:20
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.bursahakimiyet.com.tr
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamasından öne çıkan başlıklar şunlar:
'KİBİRLE BİR DEVLET YÖNETİLMEZ'
Kılıçdaroğlu, ''Bilim Kurulu vardı, Bilim Kurulu bize güven veriyordu. Bilim Kurulu'nun yaptığı açıklamalara biz de uyarız dedik. Biz sözlerimize öneriyle başladık. Salgınla mücadelenin ekonomik boyutu da var dedik. Dedik ki, israftan vazgeçin tasarruf yapın, herkes fedakarlık yapsın dedik. Herkes üzerine düşeni yaptı, ama üzülerek ifade edeyim Saray'da oturanlar üzerlerine düşenleri yapmadılar. Kibirle bir devlet yönetilmez. Devleti yönetenlerin toplumun sorunlarına kilitlenmesi gerekir. Bunlar bunu yapmadılar. Dövizi olanlar daha fazla kazandı. Esnafa, çifçiye, emekliye, taksiciye ne verildi? Biner lira, üç ay. Bunlar nasıl geçinecek, bunları söyledik. Saray'ın beslemeleri o fedakarlığın tamamen dışında kaldılar'' dedi.
'YOĞUN BAKIMLARDA YER YOK'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslenen Kılıçdaroğlu, ''Genelge çıkarıyorsun, illerde barolar kongre yapmayacak. Sen kongre yapıyorsun. Üstelik övünüyorsun, 'salon lebaleb doldu' diye. İnsanlar maskesiz orada bir de bununla övünüyorsun. Dün 341 vatandaşımız hayatını kaybetti. Sorumlusu kim? Bu soruyu yine geçen seçimlerde AKP'ye oy veren kardeşlerime soruyorum. Bir günde, 341 bir kişi koronavirüsten hayatını kaybetti. O kongreleri yapanların vebali günahı yok mu? Yoğun bakımlarda yer yok. Torpiliniz varsa bulabiliyorsunuz. Bilim Kurulu'nun ne dediğini bilen var mı, ne söylediğini bilen var mı, neyi önerdiğini bilen var mı? Hiç kimse bilmiyor. Sağlık Bakanı açıklama yapıyor, '84 milyon sorumludur bundan' diyor. Bunlar devleti falan yönetmiyor. İnsanlar ölüyor bunlar sadece izliyor'' ifadelerini kullandı.
128 MİLYAR DOLAR
Kılıçdaroğlu, ''Anaokuluna yeni başlayan çocuğun anlayacağı dille beş soru sordum. 128 milyar doları hangi yöntemle sattın* Bunu benim bilmeye hakkım var. Bu satışı hangi tarihlerde yaptın? 128 milyar doları hangi kurdan sattın. Bunu da ben öğrenmek istiyorum. Bu ticaretin alıcıları kim, bunu da bilmiyoruz. Bu satış işleminin altında kimlerin imzası var, bunu da bilmiyoruz. Soruları sorduk, cevap yok. Bir daha sorduk cevap yok. Bizi tatmin eden cevap yok. İl ve ilçe başkanlarımız afişleri assınlar dedik. Bilbordları kiraladık oralara yapıştıralım dedik, vatandaş da sorsun dedik. 128 milyar doların nereye gittiğini şu ana kadar bilmiyoruz. Kanun ikinci madesi 2018 yılında iptal edildi. İptal edildi ama satışlar devam ediyor. Öyle devam ediyor. Yani protokol şu anda kanunsuz bir protokol. Yasal tabanı, dayanağı yok. Bakıyoruz Merkez Bankası kanununa hala yürürlükte'' dedi.
'SEFERBER OLDULAR AFİŞLERİ İNDİRDİLER'
Kılıçdaroğlu, ''Seferber oldular bizim afişleri indirdiler. Bir de diyorlar ülkede demokrasi var. Hakaret etsek alabilirsin, yanlış bir şey söylesek alabilirsin. Soru soruyoruz, 128 milyar dolar nerede, diye. Gayet basit bir soru. Neden indiriyorlar, korkuyorlar. Neden indiriyorlar, millet öğrenmesin diye. Neden indiriyolar, çünkü hesabını veremiyorlar. Ben bu milletin, fakir fukaranın hakkını savunmayacaksam neden siyaset yapıyorum'' dedi.
'ERDOĞAN GRUP TOPLANTISI YAPAMADI'
Kılıçdaroğlu, ''Lütfi Elvan diyor ki, 'Ne kadarlık döviz alım satımı gerçekleştirilmiş hepsini görebilme imkanımız' var diyor. Yani öncelikle 128 milyar doların satıldığını Hazine ve Maliye Bakanı kabul ediyor. Tamamen açık ve şeffaf diyor. Siz Merkez Bankası'na bir şey bırakmadınız ki. Parayı Merkez Bankası satmadı ki. Bu da, kendisini kurtarmaya çalışıyor, Merkez Bankası açıklasın diyor. Yaptıkları açıklamaların tamamı tutarsız. Geçen hafta çarşamba günü, bu soruya cevap bekler benden diyen Erdoğan, grup toplantısı yapamadı''
İsmail Uygur genç bir arkadaşımız Torbalıya çok şey verme iddiasında olan bir arkadaşımız ama hayatını kaybetti. Kendisine Allah'tan rahmet diledik. Hepimize başsağlığı diliyorum. Yeri mekanı cennet olsun.
Belediye başkanlarımız bu süreçte ellerinden gelen çabaları gösteriyorlar. Söyledim bizim belediyelerin olduğu yerde, ilde, ilçede, büyükşehirde hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Telefonlarınız 24 saat açık olacak kim yardım talebinde bulunuyorsa gece gündüz saati fark etmez o eve gidilecek. Biz bu topraklarda yaşayan herkese eşit hizmet götüreceğiz. Yardımı nasıl yapacaklar? Bir elin verdiğini diğeri görmeyecek. Düzenli olarak her hafta bütün belediye başkanlarımızdan verileri alıyoruz.
'Salgın başladığından bu yana olayı politik malzeme yapmamaya özen gösterdik'
Bir salgın dönemindeyiz her bir vatandaşımızın canı çok değerlidir. Her vatandaşımızın salgından sağ salim kurtulması için herkesin üzerine düşen görevler var ve bunların yapılması gerekiyor: Salgın başladığından bu yana olayı politik malzeme yapmamaya özen gösterdik. Nelerin yapılması gerektiğini ifade ettik. Bu sorun hepimizin ortak sorunuydu. Bilim Kurulu vardı. Bilim kurulu bize ayrıca güven veriyordu. Biz sözlerimize hep öneriyle başladık.
'Sarayda oturanlar üzerlerine düşeni yapmadı'
Bu ülkede herkesin bu hasarı bu salgını en az hasarla atlatması bizim ortak hedefimizdi. Yine dedik, tasarruf yapın, toplumun her kesimi bu fedakarlığı yerine getirsin. Herkes fedakarlık yaptı, manavı, taksicisi, servisçisi herkes üzerine düşeni yaptı, sarayda oturanlar üzerlerine düşeni yapmadı. Kibirle bir devlet yönetilmez!
Biz fedakarlığı toplumun her kesimi yapsın dedik. Sarayın beslemeleri o fedakarlığın dışında kaldılar. Havaalanlarını yapanlar köprüleri yapanlar, dolarla, yolları yapanlar, aylıklarını dolarla garanti altına alanlar. bunlar hangi fedakarlığı yaptı_? Bu soruyu iktidara sormuyorum, bu soruyu esnafa, emekliye sormuyorum bu soruyu geçen seçimlerde AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi'ne oy verenlere soruyorum. Bu beyler milyarları aldılar, hangi fedakarlığı yaptılar? Sen fedakarlık yapıyorsun, oy verdiğin insanlar fedakarlık yapmıyorlar, kibir abidesi olarak saraylarında oturuyorlar. Buna izin vermememiz gerekiyor arkadaşlar. O uçakla yetmiyor 3 tane daha Mercedes alıyorsun. Neyinize yetmiyor!"
Bu kamu özel iş birliği milleti iliklerine kadar sömürüyor. İktidar olduğumuzda yapacağımız ilk iş bunların tamamın kamulaştırmaktır. Bugün doğan çocuğun evladına bile yük getiriyorlar. Yazık günah değil mi bu memlekete? Bu memleket bu kadar sahipsiz mi? Vatandaşlarımız o köprülerden, o havaalanlarından onların istediği parayı ödemeden geçecek. Devletin soyulmasına izin vermeyeceğiz!
Dedim ki devleti yönetenlerin örnek olması lazım. Peki nasıl örnek olacak? Genelge çıkarıyorsun, illerde barolar kongre yapmasınlar, tamam yapmadılar, ama sen yapıyorsun! Bir de salon lebalep doldu diye övünüyorsun. Efendim barolar kendi genel kurullarını yapmayacak! E sen kendi genel kurulunu yapıyorsun! Ütelik insanlar sırt sırta. Dün 341 vatandaşımız hayatını Kovid-19 dolayısıyla kaybetti. Sorumlusu kim? Bu soruyu geçen seçimlerde AK Parti'ye Milliyetçi Hareket Partisi'ne oy verenlere soruyorum. O kongreleri yapanların vebali, günahı yok mu? O insanlar sokağa çıktılar, binlerce insan Covid oldu. Yoğun bakımalrda yer yok. Torpiliniz varsa yer bulabiliyorsunuz. Peki ülkeyi bu hale getirenlerin sorumluluğu yok mu? Hâlâ onun partisine oy vermeye devam mı edeceğiz! İsraf merkezi oldu, devam ediyorlar, Türkiye'nin itibarını sıfırladılar. Böyle bir tablo olduğu zaman Türkiye'ye turis gelir mi arkadaşlar!
Esnafı bitirdiler turizmciyi de bitiyorlar. Bu tablo Türkiye'ye turistin gelmesini engelliyor. Oysa turizm bizim için çok ama çok önemli. Bacasız sanayi diyoruz. Cariye açığı kapatan turizm, pek çok alana baktığınız zaman turizm 54 farklı alana katkı veriyor. KÇÖ'nün tekrar gelmesi lazım.
Toplumun gözünden kaçan bir şey yaptılar. Bankalardaki mevduat faizine uygulanan spotajı düşürdüler. Kısa çalışma ödeneğinden kaç kişi yararlanıyordu? 1 milyon 139 bin kişi. İşsizlik tehlikesiyle karşı karşıya getirdiler. Bakın 6 aya kadar olan hesaplar için yüzde 15'ten yüzde 5'e düşürdüler. Bir yıla kadar olan vadeli hesapları 2'den 3'e düşürdüler. Peki aldıkları spotaj nereye gidiyor? Vergi olarak bütçeye gidiyordu. Peki işçi için ödenen KÇÖ nereden karşılanıyordu? İşçinin kumbarasından. Bu neyi gösteriyor? Hükûmet rantiye sınıfına çalışıyor. Ve u gerçeğin herkesin bilmesini isterim. Soygun düzenini teşvik eden bu iktidar emekli için, işçi için çalışmıyor rantiye için çalışıyor. Yine de ben Erdoğan'a öneride bulunmak isterim. Kardeşim turizmcileri çağır çözüm önerilerini dinle ve gereğini yap.
Turizm sektörü Türkiye için çok önemli. Gelen her turizm tarım, sanayi sektörüne destek veriyor, işçiye destek veriyor ve Türkiye buradan büyük emek harcamadan dolarlar kazanıyor. Ama turizme düşman olanlar böyle bir tabloyu önümüze koyuyorlar.
Burada Can Özçelik imzasıyla bir haber yayımlandı. Ticaret Bakanı ve kocası ikisi şirket kurmuş dezenfektan üretiyorlar. Kime satıyorlar? Kendi bakanlığına. Allah aşkına ne hale geldiğimizi görüyor musunuz!. Bakan ol şirketin var sürekli şirketinden mal al. Sonra bunu ahlak diye millete sak. Sonra bunu milletin önünde söylenecek tek kelime etmeyeceksin! AK Parti'ye oy veren değerli kardeşlerim, bakın Türkiye nasıl yönetiliyor, kimlere hangi imkanlar sağlanıyor. Sen bu haber çıktıktan sonra çıkıp tek kelime bile etmeyeceksin! Bir yolsuzluklar ülkesi oldu Türkiye. E bu bakan niye sesini çıkarmıyor? E ben yukarıdakini örnek alıyorum diyor, e gençler de pudra şekeriyle idare ediyorlar, hepimiz malı götürüyoruz diyor. Vatandaş da seyrediyor diyor. Sözüm söz sizin burnunuzdan fitil fitil getireceğiz. İlk yapacağımız iş parlamentoya siyasi ahlak yasası getireceğiz.
128 milyar doların nereye gittiğini şu ana kadar bilmiyoruz. Kanunun ikinci maddesi 4059 madde, 2018 yılında iptal edildi. İptal edildi ama satışlar devam ediyor. Öyle devam ediyor. Yani protokol şu anda kanunsuz bir protokol. Yasal tabanı, dayanağı yok. Bakıyrouz Merkez Bankası kanununa hala yürürlükte.
Malı götürmüşle milleti kazandıracaklar. Yer miyiz biz bunu? Yemeyiz yemeyiz.
"Cemil Ertem bu da cumhurbaşkanının baş danışmanı, '128 milyar dolar hesabını nasıl yaptıklarını bilmiyorum ve bu hesaba ulaşamıyorum' Sen zaten ulaşamazsın senin dünyadan haberin yok. Adam malı götürmüş hesabı bilemiyorum diyor. Sen hesap bilmiyorsan ne arıyorsun cumhurbaşkanlığında? Erdoğan kendisine yağdanlık arıyor. Her söylediğini onaylayacak kişiler arıyorlar. Açıklama yaptıkça batıyorlar."
(Lütfi Elvan'ın açıklamalarına) 128 milyar doların satıldığını Hazine ve Maliye Bakanı kabul ediyor. Tamamen açık ve şeffaf deniyor. Valla bilmiyoruz. Hadi bana söylemiyorsun ekonomi yazarlarına söyle. Hadi bana söylemiyorsun MHP genel başkanına söyle. Senin yandaşın ona söyle parayı şuraya harcadık diye. Devam ediyor 'bilgi kirliliğinin ortadan kaldırılması açısından bu verilerin yayımlanmasında fayda görüyorum diyor. Tabii takdir merkez banaksının' Beyefendi takdir MB'nın da siz MB'ye bir şey bırakmadınız ki. Parayı MB satmadı ki! 'Satılan dövizler Hazine'nin MB'ndaki dövizleridir bir muhabir banka tarafından hazine adına piyasada satılmıştır' E sen de Hazine ve Maliye Bakanı'sın kardeşim sen açıkla. Bu ne yapıyor? Kendini kurtarmaya çalışıyor. MB neden bundan kaçtı çünkü suça ortak olmak istemedi. 'Alın kardeşim bir protokol yapalım parayı size verelim ne yaparsanız yapın bizi bulaştırmayın' dedi. İşin Türkçesi budur. O nedenle yaptıkları açıklamaların tamamı tutarsız. O nedenle geçen hafta çarşamba günü bu soruya cevap bekler diye Erdoğan grup toplantısı yapamadı."
"Ülke çok sancılı bir dönemden geçiyor. Hepimiz bunu biliyoruz. Ekonomi ne yazık ki çöktü. Patates için insanlar kavga ediyor. Birbirlerini eziyorlar bir çuval patates alabilmek için. 21. yüzyılın Türkiyesi! Patates almak için insanlar birbirlerini eziyor! Yardım gelecek haberi geliyor insanlar gidiyor koşa koşa, saatlerce bekliyorlar. Beyefendi öyle bir yerde oturuyor ki vatandaşlı görmüyor. Sen aya gideceğine vatandaşın karnını doyur kardeşim! Bu ülkede görülmemiş bir şekilde 128 milyar dolar arka kapıdan birilerine peşkeş çekildi, Merkez Bankası devre dışı bırakılarak. Kime sattıkları kaça sattıkları belli değil. Hangi kur üzerinden sattıkları belli değil. Arka kapıdan kodamanlara sattılar. kim aldı bunları?"
"Efendim halka verdik hanelerdedir diyor ya Canikli .Kardeşim halka sortuyorum çiftçiye, sanayiciye, KOBİ'ciye sordum sormadığım adam kalmadı vallahi billahi almadık diyorlar. Arka kapıdan veriyorsan zaten bunlara vermezsin. Eğer vatandaşlardan biri ben aldım diyorsa, çıkıp 'Allah razı olsun, 128 milyar dolardan ben de aldım' desin görelim. İktidar olacağız, o kodamanların burnundan o 128 milyar doları getireceğim.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Kılıçdaroğlu: Kongreleri yapanların vebali yok mu?
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, "Dün 341 vatandaşımız hayatını Kovid-19 dolayısıyla kaybetti. Sorumlusu kim? Bu soruyu geçen seçimlerde AK Parti'ye Milliyetçi Hareket Partisi'ne oy verenlere soruyorum. O kongreleri yapanların vebali, günahı yok mu?" ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamasından öne çıkan başlıklar şunlar:
'KİBİRLE BİR DEVLET YÖNETİLMEZ'
Kılıçdaroğlu, ''Bilim Kurulu vardı, Bilim Kurulu bize güven veriyordu. Bilim Kurulu'nun yaptığı açıklamalara biz de uyarız dedik. Biz sözlerimize öneriyle başladık. Salgınla mücadelenin ekonomik boyutu da var dedik. Dedik ki, israftan vazgeçin tasarruf yapın, herkes fedakarlık yapsın dedik. Herkes üzerine düşeni yaptı, ama üzülerek ifade edeyim Saray'da oturanlar üzerlerine düşenleri yapmadılar. Kibirle bir devlet yönetilmez. Devleti yönetenlerin toplumun sorunlarına kilitlenmesi gerekir. Bunlar bunu yapmadılar. Dövizi olanlar daha fazla kazandı. Esnafa, çifçiye, emekliye, taksiciye ne verildi? Biner lira, üç ay. Bunlar nasıl geçinecek, bunları söyledik. Saray'ın beslemeleri o fedakarlığın tamamen dışında kaldılar'' dedi.
'YOĞUN BAKIMLARDA YER YOK'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslenen Kılıçdaroğlu, ''Genelge çıkarıyorsun, illerde barolar kongre yapmayacak. Sen kongre yapıyorsun. Üstelik övünüyorsun, 'salon lebaleb doldu' diye. İnsanlar maskesiz orada bir de bununla övünüyorsun. Dün 341 vatandaşımız hayatını kaybetti. Sorumlusu kim? Bu soruyu yine geçen seçimlerde AKP'ye oy veren kardeşlerime soruyorum. Bir günde, 341 bir kişi koronavirüsten hayatını kaybetti. O kongreleri yapanların vebali günahı yok mu? Yoğun bakımlarda yer yok. Torpiliniz varsa bulabiliyorsunuz. Bilim Kurulu'nun ne dediğini bilen var mı, ne söylediğini bilen var mı, neyi önerdiğini bilen var mı? Hiç kimse bilmiyor. Sağlık Bakanı açıklama yapıyor, '84 milyon sorumludur bundan' diyor. Bunlar devleti falan yönetmiyor. İnsanlar ölüyor bunlar sadece izliyor'' ifadelerini kullandı.
128 MİLYAR DOLAR
Kılıçdaroğlu, ''Anaokuluna yeni başlayan çocuğun anlayacağı dille beş soru sordum. 128 milyar doları hangi yöntemle sattın* Bunu benim bilmeye hakkım var. Bu satışı hangi tarihlerde yaptın? 128 milyar doları hangi kurdan sattın. Bunu da ben öğrenmek istiyorum. Bu ticaretin alıcıları kim, bunu da bilmiyoruz. Bu satış işleminin altında kimlerin imzası var, bunu da bilmiyoruz. Soruları sorduk, cevap yok. Bir daha sorduk cevap yok. Bizi tatmin eden cevap yok. İl ve ilçe başkanlarımız afişleri assınlar dedik. Bilbordları kiraladık oralara yapıştıralım dedik, vatandaş da sorsun dedik. 128 milyar doların nereye gittiğini şu ana kadar bilmiyoruz. Kanun ikinci madesi 2018 yılında iptal edildi. İptal edildi ama satışlar devam ediyor. Öyle devam ediyor. Yani protokol şu anda kanunsuz bir protokol. Yasal tabanı, dayanağı yok. Bakıyoruz Merkez Bankası kanununa hala yürürlükte'' dedi.
'SEFERBER OLDULAR AFİŞLERİ İNDİRDİLER'
Kılıçdaroğlu, ''Seferber oldular bizim afişleri indirdiler. Bir de diyorlar ülkede demokrasi var. Hakaret etsek alabilirsin, yanlış bir şey söylesek alabilirsin. Soru soruyoruz, 128 milyar dolar nerede, diye. Gayet basit bir soru. Neden indiriyorlar, korkuyorlar. Neden indiriyorlar, millet öğrenmesin diye. Neden indiriyolar, çünkü hesabını veremiyorlar. Ben bu milletin, fakir fukaranın hakkını savunmayacaksam neden siyaset yapıyorum'' dedi.
'ERDOĞAN GRUP TOPLANTISI YAPAMADI'
Kılıçdaroğlu, ''Lütfi Elvan diyor ki, 'Ne kadarlık döviz alım satımı gerçekleştirilmiş hepsini görebilme imkanımız' var diyor. Yani öncelikle 128 milyar doların satıldığını Hazine ve Maliye Bakanı kabul ediyor. Tamamen açık ve şeffaf diyor. Siz Merkez Bankası'na bir şey bırakmadınız ki. Parayı Merkez Bankası satmadı ki. Bu da, kendisini kurtarmaya çalışıyor, Merkez Bankası açıklasın diyor. Yaptıkları açıklamaların tamamı tutarsız. Geçen hafta çarşamba günü, bu soruya cevap bekler benden diyen Erdoğan, grup toplantısı yapamadı''
İşte Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satırbaşları:
İsmail Uygur genç bir arkadaşımız Torbalıya çok şey verme iddiasında olan bir arkadaşımız ama hayatını kaybetti. Kendisine Allah'tan rahmet diledik. Hepimize başsağlığı diliyorum. Yeri mekanı cennet olsun.
Belediye başkanlarımız bu süreçte ellerinden gelen çabaları gösteriyorlar. Söyledim bizim belediyelerin olduğu yerde, ilde, ilçede, büyükşehirde hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Telefonlarınız 24 saat açık olacak kim yardım talebinde bulunuyorsa gece gündüz saati fark etmez o eve gidilecek. Biz bu topraklarda yaşayan herkese eşit hizmet götüreceğiz. Yardımı nasıl yapacaklar? Bir elin verdiğini diğeri görmeyecek. Düzenli olarak her hafta bütün belediye başkanlarımızdan verileri alıyoruz.
'Salgın başladığından bu yana olayı politik malzeme yapmamaya özen gösterdik'
Bir salgın dönemindeyiz her bir vatandaşımızın canı çok değerlidir. Her vatandaşımızın salgından sağ salim kurtulması için herkesin üzerine düşen görevler var ve bunların yapılması gerekiyor: Salgın başladığından bu yana olayı politik malzeme yapmamaya özen gösterdik. Nelerin yapılması gerektiğini ifade ettik. Bu sorun hepimizin ortak sorunuydu. Bilim Kurulu vardı. Bilim kurulu bize ayrıca güven veriyordu. Biz sözlerimize hep öneriyle başladık.
'Sarayda oturanlar üzerlerine düşeni yapmadı'
Bu ülkede herkesin bu hasarı bu salgını en az hasarla atlatması bizim ortak hedefimizdi. Yine dedik, tasarruf yapın, toplumun her kesimi bu fedakarlığı yerine getirsin. Herkes fedakarlık yaptı, manavı, taksicisi, servisçisi herkes üzerine düşeni yaptı, sarayda oturanlar üzerlerine düşeni yapmadı. Kibirle bir devlet yönetilmez!
Biz fedakarlığı toplumun her kesimi yapsın dedik. Sarayın beslemeleri o fedakarlığın dışında kaldılar. Havaalanlarını yapanlar köprüleri yapanlar, dolarla, yolları yapanlar, aylıklarını dolarla garanti altına alanlar. bunlar hangi fedakarlığı yaptı_? Bu soruyu iktidara sormuyorum, bu soruyu esnafa, emekliye sormuyorum bu soruyu geçen seçimlerde AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi'ne oy verenlere soruyorum. Bu beyler milyarları aldılar, hangi fedakarlığı yaptılar? Sen fedakarlık yapıyorsun, oy verdiğin insanlar fedakarlık yapmıyorlar, kibir abidesi olarak saraylarında oturuyorlar. Buna izin vermememiz gerekiyor arkadaşlar. O uçakla yetmiyor 3 tane daha Mercedes alıyorsun. Neyinize yetmiyor!"
Bu kamu özel iş birliği milleti iliklerine kadar sömürüyor. İktidar olduğumuzda yapacağımız ilk iş bunların tamamın kamulaştırmaktır. Bugün doğan çocuğun evladına bile yük getiriyorlar. Yazık günah değil mi bu memlekete? Bu memleket bu kadar sahipsiz mi? Vatandaşlarımız o köprülerden, o havaalanlarından onların istediği parayı ödemeden geçecek. Devletin soyulmasına izin vermeyeceğiz!
Dedim ki devleti yönetenlerin örnek olması lazım. Peki nasıl örnek olacak? Genelge çıkarıyorsun, illerde barolar kongre yapmasınlar, tamam yapmadılar, ama sen yapıyorsun! Bir de salon lebalep doldu diye övünüyorsun. Efendim barolar kendi genel kurullarını yapmayacak! E sen kendi genel kurulunu yapıyorsun! Ütelik insanlar sırt sırta. Dün 341 vatandaşımız hayatını Kovid-19 dolayısıyla kaybetti. Sorumlusu kim? Bu soruyu geçen seçimlerde AK Parti'ye Milliyetçi Hareket Partisi'ne oy verenlere soruyorum. O kongreleri yapanların vebali, günahı yok mu? O insanlar sokağa çıktılar, binlerce insan Covid oldu. Yoğun bakımalrda yer yok. Torpiliniz varsa yer bulabiliyorsunuz. Peki ülkeyi bu hale getirenlerin sorumluluğu yok mu? Hâlâ onun partisine oy vermeye devam mı edeceğiz! İsraf merkezi oldu, devam ediyorlar, Türkiye'nin itibarını sıfırladılar. Böyle bir tablo olduğu zaman Türkiye'ye turis gelir mi arkadaşlar!
Esnafı bitirdiler turizmciyi de bitiyorlar. Bu tablo Türkiye'ye turistin gelmesini engelliyor. Oysa turizm bizim için çok ama çok önemli. Bacasız sanayi diyoruz. Cariye açığı kapatan turizm, pek çok alana baktığınız zaman turizm 54 farklı alana katkı veriyor. KÇÖ'nün tekrar gelmesi lazım.
Toplumun gözünden kaçan bir şey yaptılar. Bankalardaki mevduat faizine uygulanan spotajı düşürdüler. Kısa çalışma ödeneğinden kaç kişi yararlanıyordu? 1 milyon 139 bin kişi. İşsizlik tehlikesiyle karşı karşıya getirdiler. Bakın 6 aya kadar olan hesaplar için yüzde 15'ten yüzde 5'e düşürdüler. Bir yıla kadar olan vadeli hesapları 2'den 3'e düşürdüler. Peki aldıkları spotaj nereye gidiyor? Vergi olarak bütçeye gidiyordu. Peki işçi için ödenen KÇÖ nereden karşılanıyordu? İşçinin kumbarasından. Bu neyi gösteriyor? Hükûmet rantiye sınıfına çalışıyor. Ve u gerçeğin herkesin bilmesini isterim. Soygun düzenini teşvik eden bu iktidar emekli için, işçi için çalışmıyor rantiye için çalışıyor. Yine de ben Erdoğan'a öneride bulunmak isterim. Kardeşim turizmcileri çağır çözüm önerilerini dinle ve gereğini yap.
Turizm sektörü Türkiye için çok önemli. Gelen her turizm tarım, sanayi sektörüne destek veriyor, işçiye destek veriyor ve Türkiye buradan büyük emek harcamadan dolarlar kazanıyor. Ama turizme düşman olanlar böyle bir tabloyu önümüze koyuyorlar.
Burada Can Özçelik imzasıyla bir haber yayımlandı. Ticaret Bakanı ve kocası ikisi şirket kurmuş dezenfektan üretiyorlar. Kime satıyorlar? Kendi bakanlığına. Allah aşkına ne hale geldiğimizi görüyor musunuz!. Bakan ol şirketin var sürekli şirketinden mal al. Sonra bunu ahlak diye millete sak. Sonra bunu milletin önünde söylenecek tek kelime etmeyeceksin! AK Parti'ye oy veren değerli kardeşlerim, bakın Türkiye nasıl yönetiliyor, kimlere hangi imkanlar sağlanıyor. Sen bu haber çıktıktan sonra çıkıp tek kelime bile etmeyeceksin! Bir yolsuzluklar ülkesi oldu Türkiye. E bu bakan niye sesini çıkarmıyor? E ben yukarıdakini örnek alıyorum diyor, e gençler de pudra şekeriyle idare ediyorlar, hepimiz malı götürüyoruz diyor. Vatandaş da seyrediyor diyor. Sözüm söz sizin burnunuzdan fitil fitil getireceğiz. İlk yapacağımız iş parlamentoya siyasi ahlak yasası getireceğiz.
128 milyar doların nereye gittiğini şu ana kadar bilmiyoruz. Kanunun ikinci maddesi 4059 madde, 2018 yılında iptal edildi. İptal edildi ama satışlar devam ediyor. Öyle devam ediyor. Yani protokol şu anda kanunsuz bir protokol. Yasal tabanı, dayanağı yok. Bakıyrouz Merkez Bankası kanununa hala yürürlükte.
Malı götürmüşle milleti kazandıracaklar. Yer miyiz biz bunu? Yemeyiz yemeyiz.
"Cemil Ertem bu da cumhurbaşkanının baş danışmanı, '128 milyar dolar hesabını nasıl yaptıklarını bilmiyorum ve bu hesaba ulaşamıyorum' Sen zaten ulaşamazsın senin dünyadan haberin yok. Adam malı götürmüş hesabı bilemiyorum diyor. Sen hesap bilmiyorsan ne arıyorsun cumhurbaşkanlığında? Erdoğan kendisine yağdanlık arıyor. Her söylediğini onaylayacak kişiler arıyorlar. Açıklama yaptıkça batıyorlar."
(Lütfi Elvan'ın açıklamalarına) 128 milyar doların satıldığını Hazine ve Maliye Bakanı kabul ediyor. Tamamen açık ve şeffaf deniyor. Valla bilmiyoruz. Hadi bana söylemiyorsun ekonomi yazarlarına söyle. Hadi bana söylemiyorsun MHP genel başkanına söyle. Senin yandaşın ona söyle parayı şuraya harcadık diye. Devam ediyor 'bilgi kirliliğinin ortadan kaldırılması açısından bu verilerin yayımlanmasında fayda görüyorum diyor. Tabii takdir merkez banaksının' Beyefendi takdir MB'nın da siz MB'ye bir şey bırakmadınız ki. Parayı MB satmadı ki! 'Satılan dövizler Hazine'nin MB'ndaki dövizleridir bir muhabir banka tarafından hazine adına piyasada satılmıştır' E sen de Hazine ve Maliye Bakanı'sın kardeşim sen açıkla. Bu ne yapıyor? Kendini kurtarmaya çalışıyor. MB neden bundan kaçtı çünkü suça ortak olmak istemedi. 'Alın kardeşim bir protokol yapalım parayı size verelim ne yaparsanız yapın bizi bulaştırmayın' dedi. İşin Türkçesi budur. O nedenle yaptıkları açıklamaların tamamı tutarsız. O nedenle geçen hafta çarşamba günü bu soruya cevap bekler diye Erdoğan grup toplantısı yapamadı."
"Ülke çok sancılı bir dönemden geçiyor. Hepimiz bunu biliyoruz. Ekonomi ne yazık ki çöktü. Patates için insanlar kavga ediyor. Birbirlerini eziyorlar bir çuval patates alabilmek için. 21. yüzyılın Türkiyesi! Patates almak için insanlar birbirlerini eziyor! Yardım gelecek haberi geliyor insanlar gidiyor koşa koşa, saatlerce bekliyorlar. Beyefendi öyle bir yerde oturuyor ki vatandaşlı görmüyor. Sen aya gideceğine vatandaşın karnını doyur kardeşim! Bu ülkede görülmemiş bir şekilde 128 milyar dolar arka kapıdan birilerine peşkeş çekildi, Merkez Bankası devre dışı bırakılarak. Kime sattıkları kaça sattıkları belli değil. Hangi kur üzerinden sattıkları belli değil. Arka kapıdan kodamanlara sattılar. kim aldı bunları?"
"Efendim halka verdik hanelerdedir diyor ya Canikli .Kardeşim halka sortuyorum çiftçiye, sanayiciye, KOBİ'ciye sordum sormadığım adam kalmadı vallahi billahi almadık diyorlar. Arka kapıdan veriyorsan zaten bunlara vermezsin. Eğer vatandaşlardan biri ben aldım diyorsa, çıkıp 'Allah razı olsun, 128 milyar dolardan ben de aldım' desin görelim. İktidar olacağız, o kodamanların burnundan o 128 milyar doları getireceğim.
GÜNÜN EN ÇOK OKUNAN HABERLERİ
BAKMADAN GEÇME...
POPÜLER VİDEOLAR