Belçika'da sağlık çalışanlarından protesto!

Yaklaşık 2 yıldır azınlık hükümeti ile yönetilen Belçika'da, koronavirüs salgının ağır şekilde hissedilmesinden sonra, sağlık politikaları konusundaki hoşnutsuzluk büyüyor.

Charles Michel hükümetinin 21 Aralık 2018'de istifa etmesinden sonra, Mayıs 2019'da yapılan erken seçimde de, yeterli çoğunluk çıkmadı. Meclisteki partilerin o günden bu yana devam eden koalisyon arayışı hala sonuçlanamadı.

Başbakan Sophie Wilmes başkanlığındaki kriz kabinesi, 9 bin 925 kişinin öldüğü, 93 bin 500 kişinin de koronavirüse yakalandığı salgındaki tutumu nedeniyle, özellikle sağlık çalışanlarının hedefinde.

Nüfusu 11,5 milyon civarındaki ülkede, salgının Mart-Temmuz arasındaki ilk aşamasında 9 binden fazla kişi yaşamını yitirdi. Ağustos başında vaka sayıları yeniden artışa geçti.

Sağlık çalışanları, şu anda vaka artışları yeniden Nisan-Mayıs ayları düzeyine ulaşan Belçika'da, ikinci dalganın resmen başladığını ancak bununla mücadele edecek kaynakların sınırlı olduğunu savunuyor.

Sağlıkçılara göre, salgının en ağır seyrettiği aylarda, özellikle yaşlı bakımevleri ve hastanelerdeki bakım hemşirelerin yetersiz koruyucu teçhizat ve ağır iş gücü nedeniyle mesleği bırakması, Belçika'da ciddi bir personel açığı doğmasına neden oldu.

Hükümetin salgın boyunca hem yeterli ekipman desteği sunamadığını hem de sağlık personelinin çalışma koşullarını düzeltemediğini savunan çalışanlar, uzun süreden beri hükümete çağrı yapıyordu.

Çok uzun süredir uygulanan özelleştirme ve ticarileştirme politikalarının, sosyal güvenliğin yok edilmesine ve Belçika'daki sağlık hizmetlerinin bozulmasına yol açtığını savunan hekimler, hemşire ve ebeler, fizyoterapist ve sosyal hizmet uzmanları, Pazar günü kapsamlı bir gösteri düzenledi.

Halkın da destek verdiği protesto gösterisine 4 binden fazla kişi katıldı. Gösteride konuşan sağlık örgütlerinin temsilcileri, sağlıkta özelleştirmeye son verilmesi çağrısında bulundu.

Hizmet kalitesinin artırılabilmesi için tüm sağlık çalışanlarına maaş artışı talebinde bulunan göstericiler, sağlık sektöründe iş güvencesizliğinin sona erdirilmesini, dış kaynak kullanımı adı altında özel sektör katkısına son verilmesi ve çalışma koşullarının iyileştirilmesini istedi.

Göstericiler, sağlık iş mesleğinin daha çekici hale getirilmesi, ücret kaybı olmaksızın çalışma saatlerinin azaltılması ve stajyerlerin ücretsiz işçi olarak kullanılmasının önlenmesine yönelik çağrıları da dile getirdi.

'İNSANLIK DIŞI OTORİTER YÖNETİME SON VERİN'

Belçikalı sağlık çalışanları, emeklilik yaşının düşürülmesi ve yönetim standartlarının yeniden düzenlenmesini istedi.

Birinci basamak sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi ve anneliğin gerçek anlamda korunması gerektiğini vurgulayan sağlık çalışanları, "Sosyal ya da kültürel kökenine bakılmaksızın herkes onurlu ve insancıl bir sağlık hizmetine erişebilmelidir" görüşünü dile getirdi.

Dünyanın en yüksek gayri safi yurt içi hasılalarından birine sahip olan Belçika'da, herkes için sağlık hizmeti ile sosyal güvenliğin güçlendirilmesini istediklerini söyleyen sağlık çalışanları, silah ve vergi dolandırıcılığına giden paralarla, bu sorunların kolayca çözülebileceğini vurguladı.

Gerekli koruyucu teçhizat olmadan salgınla mücadele ettiklerini söyleyen Belçikalı sağlık personeline göre, hükümet, ekonomiyi insan yaşamından önce görüyor.