Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, koronavirüsün hastalık yapıcı etkisinde ve öldürücü etkisinde herhangi bir azalma görmediklerini söyledi.
Haber Giriş Tarihi: 05.11.2020 12:53
Haber Güncellenme Tarihi: 05.11.2020 12:53
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahakimiyet.com.tr
Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği Eğitim Görevlisi olan Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, koronavirüsün ölümcül etkisinin azaldığına ilişkin açıklama ve araştırmaları değerlendirdi. Doç. Dr. Kayıpmaz, acil serviste çalıştığına dikkat çekerek, "Biz klinikte virüsün hastalık yapıcı etkisinin veya öldürücülüğünün azaldığına dair herhangi bir belirti görmüyoruz. Hastalar; bizlere klinikleri daha çok sıkıntılı bir vaziyette geliyorlar. Biz mart ayında hastaların kliniğini ne kadar ağır görüyorsak şu anda da aynı ağırlıkta hastalık seyrediyor. Yani virüs elbette ki çeşitli mutasyonlara uğruyor; canlılığını devam ettirmek adına, daha çok insana bulaşmak adına çeşitli mutasyonlar yapıyor. Bunlarla ilgili akademik çalışmalar da var. Bununla birlikte klinikte biz hastalık yapıcı etkisinde ve öldürücü etkisinde herhangi bir azalma görmüyoruz" dedi.
'ELİMİZDE ŞU ANDA ÇOK KUVVETLİ TANI ARAÇLARI VAR'
Doç. Dr. Kayıpmaz, dolaylı olarak ölüm oranlarında bir azalmanın dünya genelinde var olduğunu ifade ederek, "Burada yapılan test sayılarının artmasıyla birlikte semptom göstermeyen pozitif kişilerin saptanması önemli. Erken tanının olması önemli. Elimizde şu anda kan tetkiki anlamında, PCR testi anlamında ve radyolojik görüntülemeler anlamında çok kuvvetli tanı araçları var. Biz tanı araçlarını ne kadar yaygın kullanırsak o kadar fazla hastayı erken dönemde tanıyabiliyoruz. Asemtomatik kişilerin PCR pozitifliği olsa bile evde izole olmalarını sağlıyoruz. Böylece bu kişiler toplum hayatına karışmıyor. Ve mümkün olduğunca hastalığın yayılması o yerde sınırlandırılıyor. Ayrıca semptom veren kişilerde de hastalığın erken dönemde de tanısını koyduğumuzda erken tedaviye başlama şansımız da oluyor. Laboratuvar yöntemleri, PCR testleri ayrıca radyolojik görüntülemeler, tomografiler gibi imkanlarla erken dönemde hastalığın tanısını koyabiliyoruz. Erken tanı erken tedaviyi de beraberinde getiriyor" diye konuştu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Bilim Kurulu üyesinden önemli açıklama
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, koronavirüsün hastalık yapıcı etkisinde ve öldürücü etkisinde herhangi bir azalma görmediklerini söyledi.
Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği Eğitim Görevlisi olan Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, koronavirüsün ölümcül etkisinin azaldığına ilişkin açıklama ve araştırmaları değerlendirdi. Doç. Dr. Kayıpmaz, acil serviste çalıştığına dikkat çekerek, "Biz klinikte virüsün hastalık yapıcı etkisinin veya öldürücülüğünün azaldığına dair herhangi bir belirti görmüyoruz. Hastalar; bizlere klinikleri daha çok sıkıntılı bir vaziyette geliyorlar. Biz mart ayında hastaların kliniğini ne kadar ağır görüyorsak şu anda da aynı ağırlıkta hastalık seyrediyor. Yani virüs elbette ki çeşitli mutasyonlara uğruyor; canlılığını devam ettirmek adına, daha çok insana bulaşmak adına çeşitli mutasyonlar yapıyor. Bunlarla ilgili akademik çalışmalar da var. Bununla birlikte klinikte biz hastalık yapıcı etkisinde ve öldürücü etkisinde herhangi bir azalma görmüyoruz" dedi.
'ELİMİZDE ŞU ANDA ÇOK KUVVETLİ TANI ARAÇLARI VAR'
Doç. Dr. Kayıpmaz, dolaylı olarak ölüm oranlarında bir azalmanın dünya genelinde var olduğunu ifade ederek, "Burada yapılan test sayılarının artmasıyla birlikte semptom göstermeyen pozitif kişilerin saptanması önemli. Erken tanının olması önemli. Elimizde şu anda kan tetkiki anlamında, PCR testi anlamında ve radyolojik görüntülemeler anlamında çok kuvvetli tanı araçları var. Biz tanı araçlarını ne kadar yaygın kullanırsak o kadar fazla hastayı erken dönemde tanıyabiliyoruz. Asemtomatik kişilerin PCR pozitifliği olsa bile evde izole olmalarını sağlıyoruz. Böylece bu kişiler toplum hayatına karışmıyor. Ve mümkün olduğunca hastalığın yayılması o yerde sınırlandırılıyor. Ayrıca semptom veren kişilerde de hastalığın erken dönemde de tanısını koyduğumuzda erken tedaviye başlama şansımız da oluyor. Laboratuvar yöntemleri, PCR testleri ayrıca radyolojik görüntülemeler, tomografiler gibi imkanlarla erken dönemde hastalığın tanısını koyabiliyoruz. Erken tanı erken tedaviyi de beraberinde getiriyor" diye konuştu.
GÜNÜN EN ÇOK OKUNAN HABERLERİ
BAKMADAN GEÇME...
POPÜLER VİDEOLAR