Futbol Panorama: Hedef 65

Samet ZİNCİROĞULLARI

TAHMİN EDİLEMEZLİK

Geçtiğimiz sezon 69 puanla şampiyon olan Galatasaray, bize 1987-88 sezonundan itibaren
3 puanlı sistemde oynanan Süper Ligimiz'de 70 puanın altında toplayıp da kupayı müzesine götüren ilk takımı göstermişti.
Aslında bu puan baremi düşüşünü bir süreç olarak görmek yanlış sayılmaz.
2015-16 sezonunda Beşiktaş'ın Şenol Güneş ile 79 puanlı şampiyonluğunun ardından 2016-17'de yine Beşiktaş 77, 2017-2018'de Galatasaray 75 ve son olarak geçtiğimiz sezonki 69 puanlı 1. sırayı görüyoruz.
Son yıllarda gittikçe daha az puanda şampiyon çıkarmamızın birçok nedeni olabilir ama en önemlisi tabiî ki 14 yabancı serbestliği.
Anadolu takımları diye adlandırdığımız ekipler akıllı hamlelerle kadrolarını güçlendirmeye başlayınca daha önce şampiyon olmuş ekiplerin seviyesine yaklaşamasalar bile en azından farkı azalttılar tartışmasız.
Bu sezon da aslında bu sürecin devamını görüyoruz.
Henüz 7 haftası geride kalan ligde sürpriz liderimiz Alanyaspor'un sadece 14, averajla ikincilerimiz Trabzonspor ve Sivasspor'un ise sadece 12 puanı var.
Geçtiğimiz sezonun 7. haftasında lider Galatasaray'ın 15, ikinci Başakşehir'in 14 puanı vardı.
Açıkçası böyle giderse bu sezon şampiyonluk barajı daha da düşerek yeni bir rekor kırılacaktır kuşkusuz.
Bence bu sezon 65 puana ulaşan takımı şampiyon olarak göreceğiz sezon sonu.
Yani demem o ki, 2010-11 sezonundaki gibi şampiyonun ve ikincinin 82'şer puan aldıkları sezonlar çok geride kaldı.
Tabii eğer TFF, yabancı sınırını düşürmek gibi bir hata yapmazsa.
Belki çok kaliteli oyuncularımız veya taktiksel açıdan modern futbola ayak uydurmaya çalışan hocalarımız yok ama mücadele ve tahmin edilemezlik olarak dünyanın sayılı liglerinden birine sahibiz.
Tabii bu iyi mi yoksa kötü bir şey mi ayrı bir yazı konusu.

DEĞER Mİ BUNA?

AYTEMİZ Alanyaspor, DEMİR GRUP Sivasspor, İTTİFAK HOLDİNG Konyaspor, MEDİPOL Başakşehir, BTC TÜRK Yeni Malatya-spor, YUKATEL Denizlispor, İSTİKBAL MOBİLYA Kayserispor.
Türkiye'de takım isminin önüne reklam alma işinin gerçekten cılkı çıktı.
Türk futbolunun marka değeri için çaba harcadığını söyleyen Fede-rasyon bu işe nasıl "dur" diyemiyor hayretler içerisindeyim.
Avrupa'da böyle bir şey yapmak için bir takıma uzun süreli "güvenli" sponsor olmanız gerekiyor. Bizdeki gibi parayı veren hemen düdüğü çalamıyor.
Örneğin "Bayer" ilaç firması Leverkusen'e çok uzun yıllardır sponsor olduğu için Federasyon kurulunun kararıyla yani "özel izniyle" takıma isim sponsoru da olabiliyor.
Ancak Red Bull her ne kadar son yıllarda futbola inanılmaz yatırımlar yapsa da bu dünyaca ünlü firmanın bile sahibi olduğu takıma "ismen" sponsor olabilmesi için belli bir süre yatırımını devam ettirmesi gerekiyor.
Almanya'da RB Leipzig'in RB'sinin kısaltması RasenBallsport yani resmi olarak Red Bull değil. Sadece firmanın bir yanıltması.
Ligimizde 1-2 milyon lira için bunu yapan köklü camialar mı yoksa onları 1-2 milyon liraya muhtaç hale gelene kadar kulüplerde yapılan soygunlara sessiz kalan Federasyon mu daha suçlu siz karar verin.

ÖNE ÇIKANLAR

Bu hafta belki de bundan sonraki tüm hakem seminerlerinde örnek gösterilecek bir pozisyona şahit olduk.
Göztepe'de Serdar Gürler'in kullandığı penaltıda "ikilemesi" ve VAR tarafından uyarılan maçın hakemi Cüneyt Çakır'ın Kayserispor lehine endirekt serbest vuruş vermesi bir o kadar alışılmamış ama bir o kadar da doğruydu.
Y. Malatyasporlu Adis Jahovic'in 4 golle damga vurduğu, Mossoro, Soner Aydoğdu ve Napoleoni'si ile 2017 model Başakşehir halini alan Göztepe'nin de görkemli galibiyetine şahit olduğumuz 7. haftada Beşiktaş'ın kazanması, Antalyaspor'un İstanbul'da aldığı sürpriz galibiyet, Altay, Uğurcan ve Gökhan Akkan gibi yerli kalecilerin gelecek adına umut vermesi, ve G.Birliği ile birlikte henüz galibiyeti bulunmayan iki takımdan biri olan Kayserispor'un teknik direktör değiştiren ilk ekip olması öne çıkan detaylardı.

GÜZEL BİR GÖMLEĞİMİZ VAR AMA...

Ne kadar güzel bir gömleğiniz olursa olsun hava biraz soğursa üstüne bir ceket giyersiniz.
Benim gömleğim çok güzel ben her havada bunu giyerim üzerine ceket giymeme gerek yok derseniz soğuktan hem Adana'da hem İzmir'de üşürsünüz.
Bir oyun planınızın olması sizi saha içerisinde güçlü kılar. Ama bırakın Türkiye'yi dünyada her maçta ve her şartta farklı rakiplere göre aynı anlayışla sahada olmanız çok zor. Liverpool veya Juventus değilseniz.
Yalçın Koşukavak'lı Bursaspor'un diğer rakiplerinden farklı olarak güzel bir gömleği yani bir futbol felsefesi var.
Bu lig için biz izleyenler de yeniyiz. Ama anladığımız bir şey var ki kendi evinde bir nebze istediğini yapabilsen de deplasmanda "futbol oynayarak" kazanmak çok zor.
"Benim oyunum bu ilk dakikadan itibaren bunu uygulayacağım" dersen "üşüyorsun"
Hele ilk golü yemişsen.
Bursaspor uzun yıllar sonra sadece saha içi ile ilgilenmeye çalışan bir antrenör buldu ve bu ligin standartlarına göre iyi bir kadro kurdu.
Taraftarları farklı oyun için fantezileri için hayal kırıklığına uğratma hocam. Buradan söylemesi.

Gol krallığı:
1) Jahovic( Y.Malatya): 7 gol
2) Cisse( A.Alanyaspor):6 gol
3) Crivelli(Başakşehir): 5 gol
4) Sörloth (Trabzon): 4 gol

Asist krallığı
1) Guilherme (Y.Malatya): 5 asist
2) Kruse(Fenerbahçe): 4 asist
2) Ljajic(Beşiktaş): 3 asist
3) Bakasetas( Alanya): 3 asist

Haftanın Golü: Melnjak(Ç.Rizespor)
Haftanın Asisti: Aissati (Denizlispor)
Haftanın Takımı: Antalyaspor
Haftanın Maçı: Ç.Rizespor-Trabzonspor
Haftanın Oyuncusu: Jahovic(Y.Malatya)
Haftanın T.Direktörü: Bülent Korkmaz