Gençler tarihi Bursa surlarını gezdi

 
Gençlerin şehre olan ilgisini artırmak amacıyla başlatılan proje kapsamında Yeşil Kulliyesi’nin ardından tarihi Bursa surlarına gezi düzenlendi. Lise ve üniversite öğrencilerinin ilgi gösterdiği gezi, Balibey Han önünden başladı. Milattan önce 3. yüzyılda yapıldığı bilinen Bursa surlarının hikayesini yerinde öğrenen gençler, sırayla Saltanat Kapı’yı, Haraccıoğlu Medresesi’ni ve Dar-ül Kurra’yı, Yer Kapı olarak bilinen Bab-ı Zemin’i, Fetih Kapısı’nı ve Zindan Kapısı’nı gezdi. Tophane’deki Osman Gazi ve Orhan Gazi türbelerinde son bulan gezide, Arkeolog Fikret Alkan tarafından gençlere tarihi mekanlar hakkında bilgi verildi.


BURSA SURLARININ YAPILIŞI HANNİBAL'DAN ÖNCE
Bursa’nın antik dönem boyunca Bithynia bölgesi içerisinde yer aldığını söyleyen Fikret Alkan, Bursa surlarının Milattan Önce 3. yüzyılda yapıldığının bilindiğini ifade etti. Roma’nın en büyük düşmanı olan Kartaca Kralı Hannibal’in Bithynia’ya sığındığını, burada saygı gören kralın, emrindeki askerlerle birlikte şehir surlarını inşa ettiğinin varsayıldığını dile getiren Alkan, “Şehrin kurucusu I. Prusias, bölgeye kendi adını verdi ve ‘Prusia’ olarak isimlendirildi. Hannibal’in Bursa’ya geldiği tarih milattan önce 186-183, I. Prusias’ın yaşadığı dönem ise milattan önce 232-192 olduğundan aralarında yıl farkı var. Bursa içinde iki sinagogun da bulunması şehir yerleşiminin daha eskilere dayandığını gösterir. Bu veriler, surların yapılışının Hannibal’den önce olması gerektiğini gösteriyor. Surlar, Bizans döneminde Türk akınları dolayısıyla değişik yapılardan getirilen devşirme taşlarla sağlamlaştırıldı” dedi.
Surların toplam uzunluğunun yaklaşık 3,5 kilometre olduğunu hatırlatan Alkan, Saltanat Kapı, Yerkapı (Bab-ı Zemin), Zindan kapı, Fetih kapı, Kaplıca kapı isminde 5 kapısı ve 17 burcu bulunduğunu belirtti. Evliya Çelebi’nin Bursa seyahatinde surların toplam 10 bin adım olduğunu, 5 kapısı bulunduğunu ve 67 burçtan oluştuğunu belirttiğini söyleyen Alkan, “1904’te dönemin valisi Reşit Paşa, 1855 depreminden sonra iyice yıkılarak işlevini yitirdiği gerekçesiyle surları yıktırmış. 2008 yılında Osmangazi Belediyesi ve daha sonra Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yenilenmiştir. Şehrin kuzey kısmı doğal bir yamaç üzerindedir. Güney tarafında savunmanın güçlendirilmesi gerektiğinden iki sıra sur yapılmıştır. Yerkapı kısmında iki sıra suru da görmek mümkündür. Şehrin altında savunma ve erzak depolama amaçlı bir de tünel bulunmaktadır” diye konuştu.


“OSMANGAZİ TÜRBESİNDEKİ MOZAİKLER KORUMA ALTINA ALINMALI"
Bursa’nın Orhan Gazi tarafından fethedildiğinde 2 bin hane, 5 kilise ve 2 sinagog barındıran mahalle şeklinde olduğunu anlatan Fikret Alkan, Osman Gazi’nin şehri 10 yıldan fazla bir süre kuşattığını ifade ederek, “Osman Gazi, ölmeden önce şehre bakarak, ‘Beni şol gümüşlü kubbenin altına koyun’ vasiyetini etmiştir. Gümüşlü kümbet olarak işaret ettiği yer, 6. yüzyılda yapılan Sent Elios Kilisesi’dir. Şehir fethedildikten sonra buraya gömülmüştür. Burası kilisenin vaftiz yapılan kısmıdır. 1855 depremiyle yıkılan yapı, 1868’de bugünkü şeklini almıştır. Orhan Gazi de babası ile kilisenin bulunduğu bölgede yatmaktadır. Kilisenin zemini değerli mozaik taşlarıyla döşeliydi. Bugün bu mozaikler sadece sandukaları koruma amaçlı yapılan sınırlandırma şeritleriyle korunmaktadır. Bir bölümünün üzerinde ise gezilebilmektedir. Bu kısım eğer koruma altına alınırsa zarar görmeden gelecek kuşaklara aktarılması daha kolay olacaktır” dedi.