Hava Durumu

Yüzdeki barkod izi tedavi edilebilir mi?

Dudak üstü ve ağız çevresinde, genellikle 35 yaşından sonra belirmeye başlayan, barkod izi ya da sigara izi olarak adlandırılan kırışıklıklar, kişilerin görünümünde problemler yaratabiliyor. Yüzün farklı alanlarında da oluşabilen bu kırışıklıklara, dolgu uygulamaları ile hızlıca müdahale edilebildiğini belirten KBB, Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ozan Seymen Sezen, barkod çizgilerini gidermek için yapılan uygulamaları ve dolgu yaptırırken dikkat edilmesi gereken noktaları anlattı.

Haber Giriş Tarihi: 20.07.2020 16:25
Haber Güncellenme Tarihi: 20.07.2020 16:25
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahakimiyet.com.tr
Yüzdeki barkod izi tedavi edilebilir mi?

Sigaranın cilt yapısını tahrip ederek, doğal görünümü bozduğuna vurgu yapan KBB, Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ozan Seymen Sezen, "Sigaranın olumsuz etkileri sonrasında, doğal yapısı bozulan dudaklar, büzülebilir ya da üst kısmında dikey kırışıklıklar oluşabilir. Sigara kırışıklığını tedavi etmek, dolgu uygulamaları sayesinde mümkündür. Sigara izleri, dolgu uygulaması ile çözüme kavuşturulabilir. Ayrıca işlem sırasında kombine şeklinde, dolgu yaparken, botokstan da yararlanabiliriz. Dudak kenarlarına yapılacak düşük miktarda botoks uygulaması sonrasında, diğer üst dudak izleri için dolgu uygulaması yapılarak hastaya daha genç bir görünüm kazandırılabilir" dedi.

Hyalüronik asit vücutta bulunan bir madde

Günümüzde en fazla kullanılan dolgunun hyalüronik asit dolgusu olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ozan Seymen Sezen, şöyle devam etti:

Hyalüronik asit dolgusu, en fazla tercih ettiğimiz dolgu çeşitleri arasında yer alıyor. Hyalüronik asidi, vücudumuzda bulunan ve cildimize canlılık kazandıran bir madde olması nedeniyle sıkça tercih ediyoruz. Vücudumuzda bulunan maddeler çeşitli teknolojik işlemlerden geçirilerek enjekte ediliyor ve dolgu malzemesi halini alıyor.

Hyalüronik asit dolgusu, çeşitli yoğunluklarda olabilir. Yüzeysel kısımlarda, daha ince, hareket edebilir, yüz hareketlerine uyumlu ince hyalüronik asitler kullanılır. Daha derin, hacimli bölgelerde ise kalın yoğunluklara sahip hyalüronik asitler tercih edilir. Hyalüronik asit, hastaların kendi vücutlarında bulunan bir madde olduğundan, genellikle dolgu uygulaması sonrasında yan etki ve alerjik bir reaksiyon görülmez.

Sonuçtan memnun kalınmayan dolgu işlemleri için neler yapılıyor?

Sonucundan memnun kalınmayan dolgu işlemlerinde nasıl bir yol izleniyor? sorusunu yanıtlayan Ozan Seymen Sezen, "Dolgu işlemleri sonrasında her zaman hayal edilen sonuçlar elde edilemeyebilir. Hyalüronik asit dolgusu yaptıran ve sonuçtan memnun olmayan hastalarda dolgu eritilerek işlem tekrarlanabilir. Hyalüronik asitin en önemli etkisi bu noktada ortaya çıkıyor. Hyalüronik asiti eritebilen, enjekte edilen bölgeyi eski haline döndürebilen bir andidotu vardır. Bu çok büyük bir avantaj sağlıyor. Uygulanan dolgunun eritilebileceğini bilmek, hastaya ciddi bir konfor ve güven sağlıyor" diye ifade etti.

Dolgu yaptırırken nelere dikkat edilmeli?

Dolgu uygulama yöntemleri ve tekniklerinin çok önemli bir konu olduğuna değinen Seymen, "Dolgu işlemi çok dikkatle ve özenle yapılmalıdır. Anatomi bilgisi olmayan kişiler tarafından uygulanan dolgu işlemleri çok ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Uzman olmayan kişiler tarafından yapılan dolgu işlemleri sonrasında yüz bölgesindeki bazı damarlara zarar verilebilir. Normal yapısı bozulan damarlar, yüzdeki beslenmenin aksamasına neden olur. Bundan dolayı dolgu işlemlerinin anatomi bilgisi olan uzman kişilere yaptırılması yerinde bir davranış olacaktır" şeklinde konuştu.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.