Ünlü oyuncu Cem Özer, 12 Ekim'de rol aldığı sinema filminin setinde düşerek ayağını kırmış ve hastaneye kaldırılmıştı. Gördüğü oksijen tedavisi sırasında beyninde emboli oluşan Özer'in yoğun bakımdaki tedavisini eşi Pınar Dura anlattı.
Haber Giriş Tarihi: 30.10.2018 15:04
Haber Güncellenme Tarihi: 30.10.2018 15:04
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.bursahakimiyet.com.tr
Ayağı kırıldıktan sonra hastaneye kaldırılan Cem Özer, gördüğü oksijen tedavisi sonrasında beyninde oluşan emboli nedeniyle yoğun bakıma alınmıştı. Sevenlerini korkutan Cem Özer'in hastane sürecini eşi Pınar Dura ohaber.com'daki köşe yazısında anlattı.
"ENSEMDE BİR SOĞUKLUK, BÜTÜN BEDENİM UYUŞTU."
Pınar Dura'nın eşi Cem Özer'in hastane sürecini kaleme aldığı o yazıda şunları söyledi: "Ayak kırığı ameliyatından 1 hafta sonra Cem'imle yine hastane odasındayız.
Sabah 9.00'da 'gel yanıma minnağım' dedi.
Usulca yattım göğsüne.
Biraz gözlerimizi dinlendirdik. Saçlarımı okşadı.
09:30 oldu hemşire geldi.
Cem Bey birazdan sizi Hiperbarik Oksijen 5. seansınıza alacaklar diye haber verdi.
Offf dedi Cem'im. Bugün hiç gitmek istemiyorum. Ama gitti.
Saat 12 oldu Cem'im gelmedi.
Çıktım danışmaya sordurdum.
Bana odanızda bekleyin sizi bilgilendireceğiz dedikleri an var bir şey dedim.
Yoksa Cem'im arardı, hadi aşağı hastanenin kafesine gel biraz hava alalım derdi.
Ensemde bir soğukluk, bütün bedenim uyuştu.
Hemen attım kendimi asansöre."
"ÇARESİZ BEKLEYİŞ BİTMİYORDU"
"Asansörde Hiperbarik Oksijen doktorunu gördüm.
Nerede Cem gelmedi dedim.
Pınar Hanım sakin olun atağımsı bir şey geldi. Yoğun bakımda dedi.
"Ağlama kriziyle aşağı indim.
Doktorlar girip çıkıyor, bir şeyler oluyordu.
Kızı Cemre'yi, yakın dostlarımızı aradım.
Cem'ime bir şey oldu söylemiyorlar henüz dedim.
Doktorlar, bize lütfen zaman verin MR ve BT sonrası öğrenip açıklayacağız dediler.
Çaresiz bekleyiş bitmiyordu.
Sonra bize açıklama yaptılar."
"EPİLEPSİ KRİZLERİ GEÇİRDİ"
"Cem'im, hüzün gözlü Cem'imin şuuru kapanmıştı.
Hiperbarik 0ksijen'e bağlı hava embolisi olmuş.
(Bazı önemli detayları, ilk seans öncesini ve seans sırasında yaşananları Cem'im çok daha iyi olunca, kendisinin anlatmasının daha uygun olduğunu düşünüyorum.)
Cem'im o gün uyutuldu.
Gece hava embolisi yüzünden epilepsi krizleri geçirdi.
Salı günü tepki yok denildi.
Uyutulmaya devam edildi.
Gün, zaman, saatler geçmek bilmiyordu.
Sesini öyle özledim ki bana attığı sesli mesajları hıçkıra hıçkıra defalarca dinledim.
Çarşamba, Perşembe biraz tepki vermeye başladı dedi doktorları."
"YENİDEN DOĞDUM"
"Sonra minicik uyandıracağız ama hortum bağlı konuşamaz dediler.
Saatlerce gözümü ondan ayırmadan orada kalabilirdim.
Beş dakika ne kadar değerli bir zamanmış.
Hiç geçmesin istedim.
Konuştum hep onunla, duyacağına inandım.
Her anı dua ederek geçirdim.
Sen nelere göğüs gerdin, bunu da atlayacaksın dünyam. "
"Pazar oldu Cem'i uyandırdık dediler.
Yeniden doğdum.
Gerçekten çok mutlu olmak nedir o an öğrendim.
Yanına girdik Cemre'yle.
Elini kaldırdı. Bana yine hımım dedi.
Cemre'ye, bana uzun uzun gözlerini ayırmadan baktı.
Bilinci çok şükür yerindeydi.
Hortum çıktığı için yavaş da olsa konuşabiliyordu.
Bizi sevdiğini söyledi.
Yanında ağlamamak için Cemre'yle zor dayandık.
"DOSTLARIMIZA, SEVENLERİNE ÇOK SELAM SÖYLEDİ"
"Gece saat 22.00 bana telefon geldi.
Cem Bey sizi istedi diye.
Koştum yanına. Sesi daha tok çıkıyordu.
Hımım seni çok seviyorum, beynimin içindesin, minik ellim, yanağını uzat öpeyim dedi.
Sıcacık dudakları yanağımı öptü, ellerini öptüm. 'Seni çok seviyorum, her şey çok güzel olacak, sen çok güçlüsün çok az kaldı çok iyi olacaksın yine' dedim."
'Evet' dedi iyi olacağım.
Dostlarımıza, sevenlerine çok selam söyledi.
"SEVGİLİYLE İLK RANDEVU GİBİ"
Bugün Pazartesi hastane odamızdayım.
Cem'im alt katta yoğun bakımda. Bizi her çağırdığında iniyoruz yanına.
Sevgiliyle ilk randevu gibi kalbim çarpa çarpa gidiyorum yanına.
Dünden beri bizimle konuşuyor.
Her konuşmasında bilincinin parlaklığı mutluluk veriyor yüreğimize.
"SAPASAĞLAM YOLLADIĞIM KOCAM ÖĞLEDEN SONRA HAYATIYLA SAVAŞ VERİYORDU"
Dostlarım, Cem'in arkadaşları, Cem'in sevenleri ne telefondan, ne de sosyal medyadan yazacak takatim vardı.
Bir tek Cem Cem Cem Cem Cem'di.
Yüreğim yanıyordu.
İlk günler diyazem, dil altı ve serumla durabiliyordum.
Dünyam kararmıştı.
Çok kötü bir travma yaşadım.
Sabah sapasağlam yolladığım kocam öğleden sonra hayatıyla savaş veriyordu."
"SENİNLE GEREKİRSE MERCİMEK KAYNATIR YERİM"
"Kocam, arkadaşım, sırdaşım, Aşkımmmmm..
Anneciğin yaşasaydı "Ah benim pırlanta oğlum, kurban olurum sana ben, Cem'im öyle evlattır ki" diye bana anlattığı gibi anlatırdı herkese seni.
Sen Allah'ına inanan, hak yemekten korkan, cebindeki parayı gözünü kırpma-dan paylaşan, meslek aşkıyla yanıp tutuşan Cem'im,Seninle tek göz odada yaşarım.
Seninle gerekirse mercimek kaynatır yerim.
Yeter ki sen hep yanımda ol.
Sen bana yine Hımımm, Minnağım, minik ellim, ömrüm, dünyam dedikçe dün-yanın en mutlu kadını olmaya devam edeceğim.
28 Ekim 2018 Pazar günü yeniden nefes almaya başladım.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Cem Özer'in eşi hastane sürecini anlattı
Ünlü oyuncu Cem Özer, 12 Ekim'de rol aldığı sinema filminin setinde düşerek ayağını kırmış ve hastaneye kaldırılmıştı. Gördüğü oksijen tedavisi sırasında beyninde emboli oluşan Özer'in yoğun bakımdaki tedavisini eşi Pınar Dura anlattı.
Ayağı kırıldıktan sonra hastaneye kaldırılan Cem Özer, gördüğü oksijen tedavisi sonrasında beyninde oluşan emboli nedeniyle yoğun bakıma alınmıştı. Sevenlerini korkutan Cem Özer'in hastane sürecini eşi Pınar Dura ohaber.com'daki köşe yazısında anlattı.
"ENSEMDE BİR SOĞUKLUK, BÜTÜN BEDENİM UYUŞTU."
Pınar Dura'nın eşi Cem Özer'in hastane sürecini kaleme aldığı o yazıda şunları söyledi: "Ayak kırığı ameliyatından 1 hafta sonra Cem'imle yine hastane odasındayız.
Sabah 9.00'da 'gel yanıma minnağım' dedi.
Usulca yattım göğsüne.
Biraz gözlerimizi dinlendirdik. Saçlarımı okşadı.
09:30 oldu hemşire geldi.
Cem Bey birazdan sizi Hiperbarik Oksijen 5. seansınıza alacaklar diye haber verdi.
Offf dedi Cem'im. Bugün hiç gitmek istemiyorum. Ama gitti.
Saat 12 oldu Cem'im gelmedi.
Çıktım danışmaya sordurdum.
Bana odanızda bekleyin sizi bilgilendireceğiz dedikleri an var bir şey dedim.
Yoksa Cem'im arardı, hadi aşağı hastanenin kafesine gel biraz hava alalım derdi.
Ensemde bir soğukluk, bütün bedenim uyuştu.
Hemen attım kendimi asansöre."
"ÇARESİZ BEKLEYİŞ BİTMİYORDU"
"Asansörde Hiperbarik Oksijen doktorunu gördüm.
Nerede Cem gelmedi dedim.
Pınar Hanım sakin olun atağımsı bir şey geldi. Yoğun bakımda dedi.
"Ağlama kriziyle aşağı indim.
Doktorlar girip çıkıyor, bir şeyler oluyordu.
Kızı Cemre'yi, yakın dostlarımızı aradım.
Cem'ime bir şey oldu söylemiyorlar henüz dedim.
Doktorlar, bize lütfen zaman verin MR ve BT sonrası öğrenip açıklayacağız dediler.
Çaresiz bekleyiş bitmiyordu.
Sonra bize açıklama yaptılar."
"EPİLEPSİ KRİZLERİ GEÇİRDİ"
"Cem'im, hüzün gözlü Cem'imin şuuru kapanmıştı.
Hiperbarik 0ksijen'e bağlı hava embolisi olmuş.
(Bazı önemli detayları, ilk seans öncesini ve seans sırasında yaşananları Cem'im çok daha iyi olunca, kendisinin anlatmasının daha uygun olduğunu düşünüyorum.)
Cem'im o gün uyutuldu.
Gece hava embolisi yüzünden epilepsi krizleri geçirdi.
Salı günü tepki yok denildi.
Uyutulmaya devam edildi.
Gün, zaman, saatler geçmek bilmiyordu.
Sesini öyle özledim ki bana attığı sesli mesajları hıçkıra hıçkıra defalarca dinledim.
Çarşamba, Perşembe biraz tepki vermeye başladı dedi doktorları."
"YENİDEN DOĞDUM"
"Sonra minicik uyandıracağız ama hortum bağlı konuşamaz dediler.
Cemre'yle girdik yanına.
Bizi görünce heyecanlandı.
Gözlerinden yaş geldi.
Ellerinden öptük, konuştuk, 'iyi olacaksın geçecek birtanem' dedik.
Sonra Cuma, Cumartesi derin uyutulmaya devam...
Olsun! Uyusa da gireceğim yanına dedim.
Uyuyordu oracıkta o dev adamım, uyuyordu.
Elini tuttum, öptüm öptüm öptüm.
Saatlerce gözümü ondan ayırmadan orada kalabilirdim.
Beş dakika ne kadar değerli bir zamanmış.
Hiç geçmesin istedim.
Konuştum hep onunla, duyacağına inandım.
Her anı dua ederek geçirdim.
Sen nelere göğüs gerdin, bunu da atlayacaksın dünyam. "
"Pazar oldu Cem'i uyandırdık dediler.
Yeniden doğdum.
Gerçekten çok mutlu olmak nedir o an öğrendim.
Yanına girdik Cemre'yle.
Elini kaldırdı. Bana yine hımım dedi.
Cemre'ye, bana uzun uzun gözlerini ayırmadan baktı.
Bilinci çok şükür yerindeydi.
Hortum çıktığı için yavaş da olsa konuşabiliyordu.
Bizi sevdiğini söyledi.
Yanında ağlamamak için Cemre'yle zor dayandık.
"DOSTLARIMIZA, SEVENLERİNE ÇOK SELAM SÖYLEDİ"
"Gece saat 22.00 bana telefon geldi.
Cem Bey sizi istedi diye.
Koştum yanına. Sesi daha tok çıkıyordu.
Hımım seni çok seviyorum, beynimin içindesin, minik ellim, yanağını uzat öpeyim dedi.
Sıcacık dudakları yanağımı öptü, ellerini öptüm. 'Seni çok seviyorum, her şey çok güzel olacak, sen çok güçlüsün çok az kaldı çok iyi olacaksın yine' dedim."
'Evet' dedi iyi olacağım.
Dostlarımıza, sevenlerine çok selam söyledi.
"SEVGİLİYLE İLK RANDEVU GİBİ"
Bugün Pazartesi hastane odamızdayım.
Cem'im alt katta yoğun bakımda. Bizi her çağırdığında iniyoruz yanına.
Sevgiliyle ilk randevu gibi kalbim çarpa çarpa gidiyorum yanına.
Dünden beri bizimle konuşuyor.
Her konuşmasında bilincinin parlaklığı mutluluk veriyor yüreğimize.
"SAPASAĞLAM YOLLADIĞIM KOCAM ÖĞLEDEN SONRA HAYATIYLA SAVAŞ VERİYORDU"
Dostlarım, Cem'in arkadaşları, Cem'in sevenleri ne telefondan, ne de sosyal medyadan yazacak takatim vardı.
Bir tek Cem Cem Cem Cem Cem'di.
Yüreğim yanıyordu.
İlk günler diyazem, dil altı ve serumla durabiliyordum.
Dünyam kararmıştı.
Çok kötü bir travma yaşadım.
Sabah sapasağlam yolladığım kocam öğleden sonra hayatıyla savaş veriyordu."
"SENİNLE GEREKİRSE MERCİMEK KAYNATIR YERİM"
"Kocam, arkadaşım, sırdaşım, Aşkımmmmm..
Anneciğin yaşasaydı "Ah benim pırlanta oğlum, kurban olurum sana ben, Cem'im öyle evlattır ki" diye bana anlattığı gibi anlatırdı herkese seni.
Sen Allah'ına inanan, hak yemekten korkan, cebindeki parayı gözünü kırpma-dan paylaşan, meslek aşkıyla yanıp tutuşan Cem'im,Seninle tek göz odada yaşarım.
Seninle gerekirse mercimek kaynatır yerim.
Yeter ki sen hep yanımda ol.
Sen bana yine Hımımm, Minnağım, minik ellim, ömrüm, dünyam dedikçe dün-yanın en mutlu kadını olmaya devam edeceğim.
28 Ekim 2018 Pazar günü yeniden nefes almaya başladım.
Çünkü Aşkımmmmm uyandı."
GÜNÜN EN ÇOK OKUNAN HABERLERİ
BAKMADAN GEÇME...
POPÜLER VİDEOLAR