Antidepresan ve epilepsi ilaçları dişeti ve çene kemiğini yok ediyor
Antidepresan ve epilepsi ilaçları dişeti ve çene kemiğini yok ediyor
Uzman Diş Hekimi ve Ağız Diş Çene Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, toplumun büyük bir kısmını etkileyen sessiz bir tehlikeye dikkat çekti. Antidepresan ve epilepsi ilaçlarının, ağızda geri dönüşü olmayan hasarlara yol açtığını vurgulayan Özkan, “Dişeti tümörü, şiddetli ülserler, çene kemiği erimesi ve yüz deformasyonları bu ilaçların fark edilmeyen yan etkileri arasında” dedi.
Haber Giriş Tarihi: 25.05.2025 20:48
Haber Güncellenme Tarihi: 25.05.2025 22:41
Kaynak:
Haber Merkezi
Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, toplumda yaygın kullanılan antidepresan ve epilepsi ilaçlarının ağız ve çene sağlığında ciddi deformasyonlara neden olduğunu belirtti. Özkan, “Bir tabletle başlıyor, ancak yıllar içinde ağızda kontrolsüz dişeti şişmeleri, sürekli kanamalar, ülserler, hatta çene kemiği çöküşü gelişiyor. Üstelik çoğu kişi, bu sorunların ilaçlardan kaynaklandığını fark etmiyor” ifadelerini kullandı.
Özellikle fenitoin, karbamazepin, lamotrijin ve levetirasetam gibi epilepsi ilaçları ile SSRI ve SNRI grubu antidepresanların dişeti hücrelerinin kontrolsüz büyümesine yol açtığını açıklayan Prof. Dr. Özkan, “Dişeti dev bir tümör gibi kabarıyor. Diş fırçalamak imkânsız hale geliyor, ağızda enfeksiyon oluşuyor. Bu durum diş kaybına ve çene kemiği erimesine kadar ilerliyor” dedi.KANAMA, ÜLSER VE AĞIZ KURULUĞU
Antidepresanların kan pıhtılaşmasını sağlayan plateletleri etkisizleştirdiğini ifade eden Özkan, sadece konuşurken bile ağız dolusu kanamanın yaşanabileceğine dikkat çekti.
Ayrıca, trisiklik antidepresanlar ve gabapentin gibi ilaçların ağız kuruluğuna (xerostomia) yol açarak, bakteri ve mantar çoğalmasına zemin hazırladığını söyledi:
Ağızda başlayan şişlik ve enfeksiyonun zamanla çene kemiğine yayıldığını vurgulayan Özkan, “Çene kemiği eridikçe alt yüz çöker, yaşlı ve çökük bir görünüm oluşur. Bu da kişinin psikolojisini olumsuz etkiler, özgüven kaybına neden olur” dedi.
Özkan, trisiklik antidepresanların yüz cildinde egzama, döküntü ve yapısal bozulmalara yol açabileceğini de sözlerine ekledi.
HAYATİ 5 UYARI
Prof. Dr. Özkan, antidepresan ve epilepsi ilacı kullanan bireylerin ağız ve diş sağlığını koruması için şu hayati önlemleri sıraladı:
Düzenli Diş Hekimi Kontrolü: Her 3-6 ayda bir periodontal muayene şart.
Çene Cerrahisi Uzmanı Takibi: Anormal değişiklikler için uzman değerlendirmesi alınmalı.
Plak ve Diş Taşı Temizliği: Antiseptik gargaralar ve orta sertlikte fırça kullanılmalı.
İlaç ve Doz Ayarlaması: Yan etki görülürse ilgili uzmanla doz veya ilaç değişimi yapılmalı.
Multidisipliner Yaklaşım: Diş hekimi, psikiyatrist, nörolog ve dermatolog ortak çalışmalı.
“TEDAVİ DERKEN TAHRİBAT YAŞANMASIN!”
Son olarak Prof. Dr. Özkan, tedavi sürecinde yalnızca ruhsal ve nörolojik hastalıkların değil, ağız-diş ve çene sağlığının da korunması gerektiğini belirtti.
“Her hastaya özel, multidisipliner ve koruyucu bir yaklaşımla bu ciddi yan etkiler büyük ölçüde önlenebilir. Aksi halde tedaviden fayda yerine zarar görmek kaçınılmazdır.”
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Antidepresan ve epilepsi ilaçları dişeti ve çene kemiğini yok ediyor
Uzman Diş Hekimi ve Ağız Diş Çene Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, toplumun büyük bir kısmını etkileyen sessiz bir tehlikeye dikkat çekti. Antidepresan ve epilepsi ilaçlarının, ağızda geri dönüşü olmayan hasarlara yol açtığını vurgulayan Özkan, “Dişeti tümörü, şiddetli ülserler, çene kemiği erimesi ve yüz deformasyonları bu ilaçların fark edilmeyen yan etkileri arasında” dedi.
Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, toplumda yaygın kullanılan antidepresan ve epilepsi ilaçlarının ağız ve çene sağlığında ciddi deformasyonlara neden olduğunu belirtti. Özkan, “Bir tabletle başlıyor, ancak yıllar içinde ağızda kontrolsüz dişeti şişmeleri, sürekli kanamalar, ülserler, hatta çene kemiği çöküşü gelişiyor. Üstelik çoğu kişi, bu sorunların ilaçlardan kaynaklandığını fark etmiyor” ifadelerini kullandı.
Özellikle fenitoin, karbamazepin, lamotrijin ve levetirasetam gibi epilepsi ilaçları ile SSRI ve SNRI grubu antidepresanların dişeti hücrelerinin kontrolsüz büyümesine yol açtığını açıklayan Prof. Dr. Özkan, “Dişeti dev bir tümör gibi kabarıyor. Diş fırçalamak imkânsız hale geliyor, ağızda enfeksiyon oluşuyor. Bu durum diş kaybına ve çene kemiği erimesine kadar ilerliyor” dedi.KANAMA, ÜLSER VE AĞIZ KURULUĞU
Antidepresanların kan pıhtılaşmasını sağlayan plateletleri etkisizleştirdiğini ifade eden Özkan, sadece konuşurken bile ağız dolusu kanamanın yaşanabileceğine dikkat çekti.
Ayrıca, trisiklik antidepresanlar ve gabapentin gibi ilaçların ağız kuruluğuna (xerostomia) yol açarak, bakteri ve mantar çoğalmasına zemin hazırladığını söyledi:
“Tükürük, ağzın doğal antibiyotiğidir. Kuruduğunda diş çürükleri, dişeti enfeksiyonları, dayanılmaz ağız kokusu kaçınılmazdır.”
ÇENE KEMİĞİ ERİYOR, YÜZ ŞEKLİ DEĞİŞİYOR
Ağızda başlayan şişlik ve enfeksiyonun zamanla çene kemiğine yayıldığını vurgulayan Özkan, “Çene kemiği eridikçe alt yüz çöker, yaşlı ve çökük bir görünüm oluşur. Bu da kişinin psikolojisini olumsuz etkiler, özgüven kaybına neden olur” dedi.
Özkan, trisiklik antidepresanların yüz cildinde egzama, döküntü ve yapısal bozulmalara yol açabileceğini de sözlerine ekledi.
HAYATİ 5 UYARI
Prof. Dr. Özkan, antidepresan ve epilepsi ilacı kullanan bireylerin ağız ve diş sağlığını koruması için şu hayati önlemleri sıraladı:
Düzenli Diş Hekimi Kontrolü: Her 3-6 ayda bir periodontal muayene şart.
Çene Cerrahisi Uzmanı Takibi: Anormal değişiklikler için uzman değerlendirmesi alınmalı.
Plak ve Diş Taşı Temizliği: Antiseptik gargaralar ve orta sertlikte fırça kullanılmalı.
İlaç ve Doz Ayarlaması: Yan etki görülürse ilgili uzmanla doz veya ilaç değişimi yapılmalı.
Multidisipliner Yaklaşım: Diş hekimi, psikiyatrist, nörolog ve dermatolog ortak çalışmalı.
“TEDAVİ DERKEN TAHRİBAT YAŞANMASIN!”
Son olarak Prof. Dr. Özkan, tedavi sürecinde yalnızca ruhsal ve nörolojik hastalıkların değil, ağız-diş ve çene sağlığının da korunması gerektiğini belirtti.
“Her hastaya özel, multidisipliner ve koruyucu bir yaklaşımla bu ciddi yan etkiler büyük ölçüde önlenebilir. Aksi halde tedaviden fayda yerine zarar görmek kaçınılmazdır.”
Kaynak: Haber Merkezi
GÜNÜN EN ÇOK OKUNAN HABERLERİ
BAKMADAN GEÇME...
POPÜLER VİDEOLAR