Günümüzde insanlar dertleşmek ve sorununa çözüm bulmak için yapay zekaya danışır hale geldi. Klinik Psikolog Helin Ezgi Deniz, uzun vadede insan psikolojisini etkileyecek bu durumun yan etkililerini anlattı.
Haber Giriş Tarihi: 18.08.2025 13:47
Haber Güncellenme Tarihi: 18.08.2025 13:48
Kaynak:
Ceren Sümbül
Klinik Psikolog Helin Ezgi Deniz, insan zihninin anlaşılmak istendiği; bir duygunun, düşüncenin ya da yaşantının yargılanmadan, bölünmeden dinlenmesinin iyileştirici bir şey olduğunu belirterek gecenin bir vakti uykusu kaçtığında, kimseye yük olmak istemediğinde ya da duygularını toparlayacak bir yer aradığında, bu tür dijital sistemlerle konuşmanın kişiyi rahatlatabildiğini, özellikle sosyal desteği sınırlı olan bireyler için bu durumun, bir tür geçici duygusal regülasyon aracı haline gelebildiğini açıkladı.
“DUYGUSAL SORUMLULUK TAŞIMAZ”
Yapay zekanın empatiyi taklit edebileceğini ama empatiyi hissedemeyeceğini ifade eden Deniz, insanın iç dünyasına dair oldukça etkileyici analizler de sunabileceğini vurguladı, “Ancak bir ‘deneyim’ yaşamaz; yani gerçek bir ilişkinin psikolojik yükünü, karşılıklılığını ve duygusal sorumluluğunu taşımaz. Bu nedenle yapay zekayla kurulan iletişimin uzun vadede gerçek bağların yerini almaması gerekir.” diyerek insan ruhunun derin ihtiyaçları temas, aitlik, gerçek bir karşılık bulma hissini yalnızca canlı bir ilişkide tam anlamıyla doyurulabileceğini aktardı.
“BİREYİN BAKIŞ AÇISINI DOĞRULAYAN YANITLAR SUNAR”
Sağlıklı bir terapötik sürecin yalnızca destekleyici değil, aynı zamanda gerektiğinde yüzleştirici ve yansıtıcı olması gerektiğinin altını çizen Deniz, bu nokta da yapay zekanın kişiyi aşırı onaylama ve yüzleştirmeden kaçınma eğiliminde olduğunu belirtti. Deniz, “Bu süreç, bireyin kendisiyle dürüstçe karşılaşmasını, düşünce kalıplarını sorgulamasını ve gerekirse rahatsız edici alanlara dokunmasını da sağlayabilir. Oysa yapay zekâ, genellikle bireyin bakış açısını doğrulayan yanıtlar sunar; bu da kişinin kendini sorgulamadan haklı hissettiği bir duygusal yankı odasına dönüşebilir. Bu tür bir ortamda uzun süre kalan bireyler, eleştirel içgörü geliştirmekte zorlanabilir.” şeklinde konuştu.
İnsan ruhunun, sadece anlaşılmakla değil; gerektiğinde dürüstçe görülmekle, nazikçe ama kararlılıkla yönlendirilmekle büyüdüğünü aktaran Deniz “Belki de gelecekte en sağlıklı denge, teknolojiyi ruhsal ihtiyaçlara duyarlı bir araç olarak kullanmakta; ama onun asla insani temasın yerini almadığını bilmekte yatıyor.” ifadelerine yer verdi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Yapay zeka yeni psikologlarımız mı oluyor?
Günümüzde insanlar dertleşmek ve sorununa çözüm bulmak için yapay zekaya danışır hale geldi. Klinik Psikolog Helin Ezgi Deniz, uzun vadede insan psikolojisini etkileyecek bu durumun yan etkililerini anlattı.
Klinik Psikolog Helin Ezgi Deniz, insan zihninin anlaşılmak istendiği; bir duygunun, düşüncenin ya da yaşantının yargılanmadan, bölünmeden dinlenmesinin iyileştirici bir şey olduğunu belirterek gecenin bir vakti uykusu kaçtığında, kimseye yük olmak istemediğinde ya da duygularını toparlayacak bir yer aradığında, bu tür dijital sistemlerle konuşmanın kişiyi rahatlatabildiğini, özellikle sosyal desteği sınırlı olan bireyler için bu durumun, bir tür geçici duygusal regülasyon aracı haline gelebildiğini açıkladı.
“DUYGUSAL SORUMLULUK TAŞIMAZ”
Yapay zekanın empatiyi taklit edebileceğini ama empatiyi hissedemeyeceğini ifade eden Deniz, insanın iç dünyasına dair oldukça etkileyici analizler de sunabileceğini vurguladı, “Ancak bir ‘deneyim’ yaşamaz; yani gerçek bir ilişkinin psikolojik yükünü, karşılıklılığını ve duygusal sorumluluğunu taşımaz. Bu nedenle yapay zekayla kurulan iletişimin uzun vadede gerçek bağların yerini almaması gerekir.” diyerek insan ruhunun derin ihtiyaçları temas, aitlik, gerçek bir karşılık bulma hissini yalnızca canlı bir ilişkide tam anlamıyla doyurulabileceğini aktardı.
“BİREYİN BAKIŞ AÇISINI DOĞRULAYAN YANITLAR SUNAR”
Sağlıklı bir terapötik sürecin yalnızca destekleyici değil, aynı zamanda gerektiğinde yüzleştirici ve yansıtıcı olması gerektiğinin altını çizen Deniz, bu nokta da yapay zekanın kişiyi aşırı onaylama ve yüzleştirmeden kaçınma eğiliminde olduğunu belirtti. Deniz, “Bu süreç, bireyin kendisiyle dürüstçe karşılaşmasını, düşünce kalıplarını sorgulamasını ve gerekirse rahatsız edici alanlara dokunmasını da sağlayabilir. Oysa yapay zekâ, genellikle bireyin bakış açısını doğrulayan yanıtlar sunar; bu da kişinin kendini sorgulamadan haklı hissettiği bir duygusal yankı odasına dönüşebilir. Bu tür bir ortamda uzun süre kalan bireyler, eleştirel içgörü geliştirmekte zorlanabilir.” şeklinde konuştu.
İnsan ruhunun, sadece anlaşılmakla değil; gerektiğinde dürüstçe görülmekle, nazikçe ama kararlılıkla yönlendirilmekle büyüdüğünü aktaran Deniz “Belki de gelecekte en sağlıklı denge, teknolojiyi ruhsal ihtiyaçlara duyarlı bir araç olarak kullanmakta; ama onun asla insani temasın yerini almadığını bilmekte yatıyor.” ifadelerine yer verdi.
Kaynak: Ceren Sümbül
GÜNÜN EN ÇOK OKUNAN HABERLERİ
BAKMADAN GEÇME...
POPÜLER VİDEOLAR