Neden klozetin kapağını kapatmalıyız? Kapağı açıkken...

Temmuz ayında yapılan bir çalışma; corona virüsü parçacıklarının sifon çekildiğinde 1 metre yüksekliğe kadar çıkabildiğini ve bu ortamda da bulaşabildiğini gösteriyor. Konuyla alakalı bir dizi şaşırtıcı fotoğraf, klozet kapağı açıkken sifon çekildiğinde neler olduğunu gösterdi.

2000 İngiliz arasında yapılan bir anket, İngiltere'deki yetişkinlerin yüzde 55'inin sifonu çekerken klozet kapağını kapatmadığını ortaya çıkarttı. Klozetin suyu zararlı patojenlere maruz kaldıktan sonra birkaç kez kirlenmiş su halini alıyor.

Corona virüsü dayanıklı bir virüs ve insanın sindirim sistemindeki bir yolculuktan sağ çıkabiliyor. Virüsün semptomlar durduktan haftalar sonra da hala dışkıda mevcut olabileceği belirtiliyor.

Harpic'teki bir araştırma görevlisi yaptığı açıklamada, "Hijyenik olmayan banyolarda mikrop yayılmasıyla ilgili riskler yüksek olsa da, evlerimizde ekstra özen göstermenin daha önemli bir zamanı olmamıştı, onları temiz tutmanın çözümü basit" dedi ve ekledi: "Yeni #closethelid kampanyamızla temizlik rutinlerinde uzun süreli fayda sağlayacak alışkanlıklar yapmayı umuyoruz"

Sifonu çekerken neden kapağı kapatmadıkları sorulduğunda, ankete katılanların başlıca nedeni sifonu çekmemek geliyor. Kapağa dokunmaktan korkma ise hemen ardından insanların söylediği bahaneler arasında yer alırken, genel unutkanlık da listenin 3. sırasında yer alıyor.

Ancak ankete katılan 2000 kişinin neredeyse tamamı risklerin farkına vardıktan sonra kapağı kapatmaya başlayacaklarını ifade etti.

Harpic'in araştırması bir detayı daha gün yüzüne çıkarttı. İngilizler'in özellikle son 6 ay içerisinde klozeti temizlemek, banyoyu daha sık temizlemek, yerleri silmek gibi temizlik eylemlerini daha çok gerçekleştirdiği belirlendi.

Araştırmalar Covid-10'a neden olan virüsün dışkı parçalarıyla da bulaşabileceğini ortaya çıkardı. Lancet'te Haziran ayında yayınlanan bir çalışmada, COVID-19 hastalarının dışkısındaki virüs partikülleri, test edilen hastaların negatif çıkmasından yaklaşık 5 hafta sonra belirlendi. Araştırmacılar bu parçacıkların hâlâ canlı olduğunu da belirtti.