Ali Sunal bilinmeyenlerini Bursa Hakimiyet'e anlattı

Ölümsüz usta Kemal Sunal'ın oğlu Ali Sunal, yeni filmi Hayat Öpücüğü'nün fikir aşamasından beyazperdeye aktarılma serüveni ile birlikte hakkında bilinmeyenleri gazetemize anlattı. Korupark AVM'de gerçekleşen galadan önce bir araya geldiğimiz Ali Sunal, sorularımızı içtenlikle yanıtladı. 

Sunal, dış görünüşü ile ilgili yakın dostlarından uyarı aldığını ve hep bir "Ne var lan" bakışına sahip olmaktan rahatsız olduğunu dile getirdi. Ünlü oyuncu, Hatice Şendil Sağyaşar'ın ilk sinema deneyimini yaşadığı filmi Hayat Öpücüğü'nden de çok umutlu olduğunu ifade etti.  Keyifle okumanız dileğimizle... 



Bursa Hakimiyet Gazetesi Magazin Muhabiri Muharrem Vurucular'ın o röportajı...

Hemen Hatice Şendil Sağyaşar ile başlayalım. Sağyaşar, Bursa'ya niçin gelemedi?

Hatice Bursa'da olmayı çok istiyordu. O dizi çekiyor, biz program. Bu sebepten dolayı ona bir esneklik verdik. Hatice'nin zamanı daha az. 
O da çok üzüldü. O da bu heyecanı paylaşmak istiyordu. 

Hatice Şendil Sağyaşar'ın ilk sinema deneyimi sizin filmde oldu. Oyunculuğunu nasıl buldunuz?

Ben çok beğendim performansını. Bu proje 4-5 senedir benim yanımda. Hayata geçirmek istediğim bir projeydi. Oradaki Hayat karakteri de Hatice'yle birebir örtüştü.  Ete kemiğe Hatice'yle büründü. Ona yazmışız gibiydi...

Bir bakıma Hatice Hanım'a hayat öpücüğü olmuş. Ne dersiniz?

Hepimize öyle oldu. İzleyicilere de olur diye düşünüyorum, umuyorum.

Filmi bitirdiğinizde ne hissettiniz?

Paylaşmak istiyorum, çocuğum gibi bu film. Ayrı bir heyecanı var benim için. Çok da güzel şeyler söyleniyor. Çok takdir görüyor. Mümkün olduğu kadar çok insan seyretsin ve özellikle  sosyal medyadan bana ulaşıp fikirleri tartışalım istiyorum. Bu film bir başlangıç. Bunun gibi filmler gelecek, ne yapacağız ya da neyi yapmayacağız bunu daha iyi bilmek istiyorum.

Toplumdaki herkesin bir hayat öpücüğüne ihtiyacı var galiba, ne dersiniz?

Hayata nereden baktığınız çok önemli. Çünkü o baktığınız noktadan ya umutlanırsınız ya da karamsar kalırsınız. Oysa hayatta her zaman ve her şartta umut vardır. O umudu bulup çıkarmak bize kalıyor. O umut her şeyimizdir, ona iyi sarılmak gerekir. Hayat çok hızlı, çok acımasız hareket ediyor.



Filmde 'Bu karakter gerçekte de bana benziyor' dediğiniz oldu mu?

Adam fiziksel olarak bana benziyor aslında. Adama baktığımda kendime benzetiyorum. Aşk duygusu, o beğenmeyi hissettiği andaki o şapşallaşması benim de gerçek hayatta yaşadığım duygulara benziyor.

Oyunculukta kurallarınız var mı yani şu ya da bu rolü oynamam dediğiniz oldu mu?

Elimden geldiğince her rolü oynamaya çalışırım. Fakat karakterin anlamsızca ve nedensizce sigara içilmesi istenirse bu durumu canlandırmakta zorlanabilirim. 
Çünkü hiç sevmiyorum. 

Genellikle komedi türünde görüyoruz sizi, bu sonraki dönemde değişir mi?

Öyle bir şart yok elbette. Mesele oyunculuk olduğu zaman ben bir kategoriye bağlanmasını doğru bulmuyorum.  Her türünü oynamak istiyorum. Güzel yazılmış her karakteri canlandırmak istiyorum.



Eleştiriler ne yönde?

Güzel, güldük diyorlar, duygulandık diyorlar. Seyrettiğim en hoş Türk filmlerinden diyenler var. Kötü değil yapıcı olabilir ama onu da görmedim. Film hakikaten hayat gibi. Gerçek aşkı anlatıyor. 

Sizin de evhamlı olduğunuz konular var mı? 

Metin gibi evhamlı değilim ama olabilirim, o potansiyelim var. Film çekilirken bunu hissettim. Kafaya takmamak lazım. Aksi halde günümüzde hastalık hastası olmak an meselesi. 

Filmde ilk kez uçurtma uçurmuşsun, doğru mu?

Bu olay oldu ya. Şimdi sakın 'çocukluğumu yaşayamadığım' gibi bir şey çıkmasın. Uçurtma uçurmamışım demek ki. Zahmetli bir işmiş. Kimin birbirini uçurduğu belli değil. Manyak bir şey. Bir kere hemen çocuk oluyorsun. Havada süzülmeye başlayınca da acayip gülüyorsun, saçmasapan bir şekilde mutlu oluyorsun. Bu da hayatın özü. Mutluluk bu kadar.



Perdede hep güldüren rahmetli babanızın gerçek hayatta fazla ciddi olduğu söylenirdi. Siz de öyle misiniz?

Rahat ettiği ortamda çok eğlenceli ve fırlamaydı babam. Gereksiz ciddi olan adamdan çıkmazdı ki o işler. Ben de rahat ettiğim ortamda daha iyiyimdir. Ama beni sokakta görsen yanıma gelmezsin. Saçma bir 'ne var lan' bakışı ve yürüyüşü var bende. Hep kavgaya gidiyor gibiyim. Bunun farkında değildim, uyardılar beni. Sebebini anladım ama. Dışarı çıktığında yanlış bir şey yapıyormuş hissi doğuyor, herkes sana bakıyor sanıyor ve kendini suçluyorsun. Duvar gibi durunca kimse sana bakmaz diye düşünüyorsun. Bilinçaltında gelişmiş bir şey.



Bıkmadan izlenen Kemal Sunal filmlerinin sırrı nedir?

Yıllardır aynı filmlerle toplumu güldüren Kemal Sunal'a seyirci büyük aşkla bağlı. Filmleri yüzlerce kez ekrana gelse de hep birlikte yine izleyip gülüyoruz… Bu elbette gülmenin gücüdür… Bu da 'ilk gülüşte aşk"a çok iyi bir örnektir.